''hiç bir şey senin kadar doğru gelmedi bana. mesela, bakışlarındaki hüzün ustalığı. ah kadın her gülüşünde ben bir ömür harcamaya hazırım bilir misin?''
" günlerin geçmesini sevemez oldum. hayat bir süre sonra sıkıyor çünkü.
nedensiz bir hal alıyor."
belki de Tanrı diyecek ki; daha iyi hayatlar için bana dua etmenize gerek yoktu, birbirinize arka çıkmanız yeterliydi.
iyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
içimizdeki şeytan'dan.
insan en çok sevdiklerine ancak en iyi yapabileceği şeyi verebiliyor.
Hayata mutlu olmaya gelmediğini kabul ettiğinde mutlu olmaya başlıyorsun.
Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki onu kaybettikten sonra ben dünyaya ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.
"Devrimciler hep muhalefette kalmalı, hep aykırı olmalı. Iktidar, kirletiyor. iktidar bize göre birşey değil. Biz dünyanın dönüşümünü, iktidara gelmeden gerçekleştirmeliydik." Ahmet Ümit Çıplak Ayaklıydı Gece.
Oysa ben eskiden beri senden saklanıp odama, kitaplara, çılgın arkadaşlara, "aşırı fikirlere" sığındım.Seninle asla açık konuşmadım...
kafka (babaya mektup)
- Müslüman değilim.
- Nesin?
- Türküm dedim ya...
- Ben de Türküm ama Müslümanım da...Senin dinini öğrenmek istiyorum.
Kadın bir zaman sustuktan sonra şu cevabı verdi:
- Biz insanları dinlerine göre değil, soylarına göre ayırırız.
(hüseyin nihal atsız- deli kurt)
hayat buradan belki de on bin kilometre kadar güneyde bir yerde, bir kasım gecesinde, silah sesleri arasında denizi gören bir tepede bir yandan içki içerken, bir yandan da yanındaki kadına sarılmak yerine o tepenin altında ölümü seçmektir.
adını unutan adam.
''cam kenarlarını severim. hayatı kısa yoldan izlemenin yoludur çünkü.''
“Gözlerimden öptü,
Ellerimden öptü, ellerimden.
Avuç içlerimden öptü.
Unutabilir misin şimdi?
Ben ölsem, unutamam.”
atsız ata min romanlarinin son iki cumleleri. istisnasiz..
insanların size olan davranışları kendi değerlerini belirler. Sizin değerinizi değil!
Carlos M. Dominguez
''ellerim kanarken, sevginle sar diye sana geldim. deli aklımla sana sığındım.''
''Yediğim kazıkları toplamayı düşünüyorum. en azından matematiğim gelişir.''
"Cehennem, sadece yargılayanlar ve yargılanmayı kabul edenler için kötüdür. Cennetin ve onu meşrulaştıranların tersine, cehennem, özgür ruhun meskenidir. "

"Cehennem, yönetici sınıflara ve partilere karşı en önemli meydan okuma, onlara karşı en büyük
tehdittir. Onların da yanılabileceğini, kendilerinden daha büyük güçler tarafından cezalandırılabileceğini
imâ eden bir tehlikedir cehennem. Cehennem düşüncesi halka ilâhi adalet düşüncesini, çektiklerinin
karşılıksız kalmayacağını telkin eder.
Cehennem kavramının kaldırılmasıyla, ezilenler, kendilerini ezenleri orada hayal etme özgürlüğünden
yoksun bırakılmış oluyorlar. Bu durumda yöneticilerin maruz kaldığı yegâne tehlike, kendi
skandallarının ya da teröristlerin kurbanı olmaktır.

(bkz: gündüz vassaf)
(bkz: cehenneme övgü)
"Özgür yaşamak, bilinmeyene yolculuk yapmak demektir. "
“Asıl açıklanması gereken, neden aç insanın çaldığı ya da sömürülen adamın grev yaptığı değil,
neden aç insanların çoğunun çalmadığı ve sömürülenlerin çoğunun greve gitmediğidir.”
heinrich böll-ve o hiçbirşey demedi

Fakat içimde bir his beni bir şeyler yapmaya bir sonuç alamayacağımı bildiğim halde çabalara zorluyordu.
atilla ilhan'ın sevdiği kadınlar da, Nedim'in vasf ettiği dilber de, aslında fevkalede varlar. var olabilecekleri yerdeler sadece. o yerden baktığımızda, aşk basit bir kurma eylemidir ve seven ve sevilen arasındaki ilişki zannedildiği kadar da çok değildir. sevilen fark eder sonunda; sevdiğin ben değildim. seven fark eder: sevdiğim sen değilsin.
Gerçek aşk söz konusu olduğunda hiçbir şey karmaşık değildir.
"Gercek aci sessizdir huzur evi gibi."
Eğer kız işkencelere dayanamayıp çabucak ölürse Gaskins büyük hayal kırıklığına uğruyordu:"Onların mümkün olduğunca uzun süre dayanmalarını istiyordum". (En Psikopat Seri Katiller )