bugün

''... ölülerin yanından onları görmeden geçip gitmek insanlığın çok eski bir alışkanlığıdır, dedi doktorun karısı ...''

körlük-jose saramago
Arabayı dikkatli sür. Kurtardığın hayat seninki olabilir. - iyi insan bulmak zor.
Savaş mı istiyorsun kamon..
"öldürmeyeni yok mu doktor?"
bir kitapta yer almıyordu aslında bu cümle, afilifilintalarda kemal egemen ipek bir yazısında kullanmış, hatta yazısına başlık olarak kullanmıştı bunu. ne yazık ki, sebebini hala bilmediğim bir nedenle, sitedeki bütün yazılarını kaldırmış kendisi. üzülmedim değil.
biz gallileo'yu öldürürüz.sonra da dünya dönüyormuş deriz. (bkz: ben dünyanın en akıllı adamıyım)
belki basit ama etkili bir söz bence denildiği gibi "basit şeyler aslında olağanüstü şeylerdir. (bkz: simyacı).
"Alçak ruhlu insanlar bir prensin muazzam bir talihi olmasını hoş görürler de, kendileriyle zincire vurulmuş kimselerin en ufak bir hürriyet etmesini hazmedemezler." S.132 stefan zweig- acımak.
Bazı anlar kendiliğinden uzar. Öyle oluyor. An uzuyor. içinde bulunduğu an, bütün hayatına yayılırcasına uzuyor.
"sessiz olun. bu dünyada ne zaman bir umut ışığı bulsanız onu söndürmek isteyen birileri olur."
oğuz atay
beyaz zenciler in yazarı ingvar ambjörnsen den çarpıcı bir roman daha sunuyoruz sizlere..

köpek efendi istemezdi, efendi köpeğin dünyasını yıkmasaysı eğer diyerek zorunluluğa dönüşmüş sadakatin ikiyüzlülüğüne dikkat çeken ambjörsen, bu kez köpeksi bir insanı anlatıyor.
ahlaki değer ölülerinin iyice silikleştiği, ölüm ve boşluğun hüküm sürdüğü kentlerde ilik peşinde koşan ve yalnızlığa gömülmüş birini betimliyor yazar.
o, ne tek başına ne de başkalarıyla sevgi adına bir şey üretebilmiştir.
insanları kullanarak, aşağılayarak, kişiliklerini parçalayarak onlardaki sahicilik kalıntılarından beslenmektedir.
yüreğinde gardiyan vardır.
kadınlar avlar, dünyalarını talan eder,
ıssızlaştırır.
insan postuna bürünmüş köpek , kalplerinde bomba taşıyan, içindeki duvarların dışına çıkamayan, başka insanların da kendisine ulaşmasına izin vermeyen insanlardaki ''kötücülüğün'' romanıdır.. "
birbirimize her zamandan ziyade uzağız!
çünkü artık bir ümidim yok.
bu sondu.

sabahattin ali.
'hayatimin en mutlu aniymis bilmiyordum.'
(bkz: masumiyet muzesi)
"Senin icin bin tane olsa yakalarim."

Ucurtma avcisi.
kürk mantolu madonna

Bir kadın, tren penceresinden dışarı bakabilir, bu sırada gözüne bir kömür parçası kaçar, o ehemmiyet vermeden bunu ovuşturur ve bu minimini hadise dünyanın en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi. göz mü mühim, kömür parçası mı? asıl hayat teferruattan ibarettir. bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyor.
''herkesin kendine yakın bulduğu, diğerlerine tercih ettiği konuşmalar vardır. ve çok defa beklenmedik bir anda, unutulmuş ıssız bir köşede rastlanılan bir insan, sıcacık konuşmasıyla insana benliğinin bozuk yollarını, sığınılacak bir köşeciği, zamanı, insanların aptallıklarını, yalancılıklarını unutturabilir. bundan sonra o geçirilen akşam, her zaman için hafızadan silinmez bir iz bırakır. o akşam, kimin nerede oturduğu, elinde ne tuttuğu, duvarlar, köşeler ve bütün önemsiz ayrıntılar hep akılda kalır...''

gogol - ölü canlar
Yalnız farkında değil ki, şarkı söylemediği sürece, spotlar onu aydınlatmayacak.
olaylar değişmez, biz değişiriz.
Vazgecmek için erken . Aşık olmak için çok geç .

Yazar burda kahru perişan olmuş .
nick imden anlaşıldığı üzere always say severus snape.
" Hiç buluşmadığımız bir yerde hiç bilmediğin bir saatte seni bekliyorum. Gelmen pekte anlam ifade etmiyor. Ben seni beklemeyi hala çok seviyorum.. "
inci sözlükteki

biliyor musun vakitin bu kadar hızlı geçmesinden nefret ediyorum
sendende nefret ediyorum kısacası herkezden ve herşeyden nefret ediyorum
(bkz: inci sözlük kahpe).
X, Türkiye'de Allah'a inanmanın, insanın tek başına en yüce düşünce, en büyük yaratıcıyla karşılaşması değil; her şeyden önce bir cemaate, bir çevreye girmek demek olduğunu baştan biliyordu...
Onun dogrulari herkesinkinden degisikti. Onun yanlislarina gelince... Zaten yanlislari yoktu ki! Yanlis,ayip,gunah,yasak... Bu kelimeler sadece sozluklere aittiler, yasamaya degil.
tuğçeler ağır orospudur.

Kitap: xrei den inciler
Aklım kara kış ellerim seni üşüyor, bugün günlerden soğuk...
sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. bir cigara yakıyorsun ve yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun:

“napalım, kısmet değilmiş…”

(bkz: sabahattin ali)