bugün

makro kökenli ekonomi politikalarının esas amacı olan büyümenin, nominal fiyatlar ve konjonktür kaynaklı yaşanmasıdır. iktisadi büyüme istihdam dostu büyümeye dönüştürülmediği takdirde, işsizliğin düşmesi şöyle dursun, daha da yükselmesi kaçınılmaz olarak kısa vadede gündeme gelecektir.
sulanmadan büyüyen başak gibidir.
kodamanların büyümesidir, geniş halk kitleleri bu istatistiklere dahil değildir.
son 10 yıl büyüme rakamları aşağıdaki gibidir.ancak işsizlik rakamları yüzde 14'ler civarına yükselip yüzde 11 civarına düşmüştür.

yüzde 11 çok yüksek bir rakamdır.

2000 yılı : yüzde 6,8
2001 yılı : yüzde -5,7
2002 yılı : yüzde 6,2
2003 yılı : yüzde 5,3
2004 yılı : yüzde 9,4
2005 yılı : yüzde 8,4
2006 yılı: yüzde 6,9
2007 yılı : yüzde 4,7
2008 yılı : yüzde 0,7 ( yüzde 1,1'e düzeltilmiştir.)
2009 yılı : yüzde -4,7
2010 yılı : yüzde 8 ( beklenmekte )
devletime zeval gelmesinci büyüme.
aslında biraz kavram kargaşasına sebep olmuş bir durumdur. Her büyüme öyle ya da böyle istihdam yaratır aslında. fakat, işsizliğin hesaplama yöntemindeki varsayılardan ötürü, işsizlik rakamları azalmıyor gibi dururken, istihdam artıyor olabilir. Şöyle anlatayım.
işsiz sayılmanız için bir dizi varsayım gerekmektedir. Öncelikle 15-64 yaş arasında olmanız gerekmektedir, bunun yanında yanlış hatırlamıyorsam son 3 ay içerisinde herhangi bir şekilde aktif olarak iş arıyor olmanız gerekmektedir. ayrıca tam emin olmamakla birlikte kendi nam ve hesabına iş yapıp para kazananlar da sayılmıyor. örneğin bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri satan biri.
büyüme sonucu, bu saydığımız sınıfta olan insanların bir kısmı bir işe yerleştiriliyor ancak, her sene 15 yaşını dolduran bir sürü insan buna ekleniyor, son 3 ay içinde iş aramamış olanlar tekrar iş arama teşebbüsünde bulunarak bu sayılara dahil oluyor. bu elbette sadece bir kısmı işsizlik söz konusu olduğunda.
Bunun dışında ülkemizde eğitim sisteminin yeterli kalifiye eleman yetiştirme yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar da var. işsizlik olmasına rağmen, bazı konularda eğitilmiş iş gücü bulmak hala sorun, zaten asıl bu kısımla ilglenmeli bunu düzeltecek politikalar üretmeliyiz.
Sonuç olarak, bu sebeplerden ötürü istihdamda bir artış olsa da işsizlik rakamlarına tam olarak yansımaması hem biraz yukarıda sayılan sebeplerden hem de Okun yasasının Türkiye özelinde çok da verimli işlememesinden ileri gelmektedir.
mevcut düzeni olabildiğince sömürüp "toklu" duruma gelen kesimin dahada şişmesini sağlayan büyümedir. fakir yine fakir, işsiz yine işsizdir.
(bkz: sıcak para)
(bkz: borçlanmanın ekonomiyi büyütmesi)