bugün

levent yüksel' in yarim diye seslenip gerdanından öpmek istediği uçsuz bucaksız gibi görünüp bir an korkutan ama tarihi dokusu ve rengarenk semtleri ile büyüleyen metropol.
2018 yılında 13,433,000 turistin gittiği ve 7.54 milyar dolar gelir elde etmiş şehir.
sabah hafif gunesli ve ilik,aksam ise serin ve ruzgarli.

yuruyuse cikmayi cok seviyorum, keske hep boyle olsa havasi.
Hiçbir savaşı kaybetmeyen bir şehirdir.
istanbul’da istanbul gibi yürümeli insan. Kimseye aldırmadan, kalabalığın sesini bile duymadan, kendi dünyasında, ezberlenmiş bir hayatı yaşıyormuşçasına.

uzaklardan gelen bir vapur sesi, hafiften duyulan balık kokusu, Karaköy çarşısından geçen tramvayın gıcırtısı, Bir köşeden aniden çıkan, raylarda ilerleyen başka bir taksi, dünyanın bütün insanlarını bir araya getiren meydan ve kimsenin umurunda olmadan yürümek istanbul’u. Derin bir nefes varsa yanında ona uydurursun adımlarını. Nefesiyle ısınır sokaklar, nefesiyle ısınır şehir, nefesiyle ısınır ellerin.

sokak sokak insanlar, sırt sırta evler ve çarşılar, çarşılar. arkanda bıraktığın deniz, önünde insan denizi. Kimseye şaşırmadan, kimseyi görmeden yanındakinin yanında olmasından aldığın kuvvetle daha bir sağlam basarak kalabalık kaldırımlara...

istanbul gibi yürümeli insan, istanbul’da ...
park yeri sorununun yoğun hissedildiği şehir.
Esenyurt’u yunanistan’a itelerse güzel şehir olabilir aslında.
mevcut konumum olan şehirdir.
287 milyar dolar ekonomik büyüklüğe sahip olup türkiye'nin en büyük ekonomisine sahip şehridir.
dünya sıralamasında 27. dir.

Seattle, pekin, roma, saint petersburg'u sollamış güzel şehrimiz.
bu şehrin gerçek havasını yaşamak istiyorsanız, maçka, teşvikiye civarları, boğaz ve türk sanat müziğini ihmal etmeyeceksiniz.
hepsi beraber istanbul u ancak hissetirir.
bunun yanına mevsiminde lüfer ve eski semtlerdeki mahalle havalarını da ekleyebilirsiniz.

metrobüse bneyim, sinemaya gideyim, barlara gideyim derseniz herhangi bir şehri yaşamaktan farkı kalmaz. boşuna trafik ve kalabalığın yükünü çekmeyin.
Yaklaşık 11 aydır ikamet ettiğim şehirdir. Pandemiden sebep tat alamadım ama ne demek olduğunu anladım. Her şeyden önce gürültülü şehir. Trafiği, kavgası gürültüsü eksik olmuyor. insanları aksi, gergin ve sinirli. Yolları kötü, kaldırımları dar. Bir insan neden kendisine bu kötülüğü yapar diyor insan. Kiralar ateş pahası, tek başına yaşamak gerçekten zor.

Ama insan yaşıyor. Yeri geliyor mutlu da oluyor. Üzücü ama öyle. Bir yolunu bulman gerekiyor. Bazen iş çıkışı vapura binip Galata’dan Üsküdar’a geçiyorum. O yol insanın yorgunluğunu alıyor. Galata’da arkadaşlarınla oturuyorsun, o sana yetiyor. Sevgilini bu şehirde seviyorsun. O seni güçlü kılıyor. Böyle bir şehir.
Yerlisi degilseniz Memur değilseniz eviniz falan yoksa burada durmanın hiçbir anlamı yok. Kardeşim istanbulda para istiyor sürekli bizden amk o şehire para mı dayanır la tam mallık burada durmak. Sadece gezilecek yerdir burası.
Yanıyor resmen. Nem çok nem. Evet.
1940'lar, istanbul.
görsel
taşına toğrağına hayrandım, dalına budağına düşman oldum.
Uzaktan çalışma yavaştan bitiyo ve yavaştan donecem istanbul'a hiç gözüm kesmiyo amk ya. Canım da istemiyor. istanbul'da o koşuşturma resmen çılgınlık AMK. Ankara da izmirde de maaşlar sik kadar ..
istanbul'u bu kadar çok beğenenlere bağcılar, esenler, güngören ve ümraniye'nin de istanbul'da olduğunu hatırlatmak isterim.
Hiç özlememişim ak yerini.
şu an hava tam olarak sarı. ve beylikdüzü tarafında yangın var .
iliğimle kemiğimle nefret ediyorum.
geldigim gibi geri dondum, 35 derece ama hissedilen 45. arabistana donduk yaw.
dikilitaş'ta kiralar 4500 lira,
beşiktaş 2+1 5 bin lira,
maltepe 3 bin lira,
kartal 1+1, 68m2 yer 2 bin lira imiş..

aynı imkanlara sahip, yine dilediğinizce giyinip gezebileceğiniz pek çok büyükşehir (eskişehir, antalya, bursa, adana, mersin) var.
ortalama semtlerinde 3+1 kiraları 1-2 bin lira arası değişen.

yaşaması kolay ve ucuz, kısmen gelişmiş, küçük akdeniz ve ege kentlerinde kiralar (ortalama bir daire için) 700 liralara dek inebilmekte.

istanbul'a sürgün gözüyle bakardı eskiden memurlar.
sanıyorum halen böyledir.

şöyle bir bakıyorum.
istanbul'da sürünerek yaşanacağına, değil yukarıda saydığım büyükşehirleri; malatya, elazığ, kayseri gibi şehirler dahi tercih edilir.

çok zengin olsam da istanbul'u tercih etmem.
kargaşa, kirlilik, kaos.. üzerine pahalılık. kendi paranla rezil olma olayın budur bildiğin.

bir insan zorunluluk hali yoksa neden istanbul'da yaşar?

ki zaten insanlar da bunun farkına vardı sanırım ve birkaç senedir istanbul net göç veren il statüsünde.
zaten ege ve akdeniz'den hiç göç almamış olan istanbul, diğer bölgelerden aldığı göçü tersine vermekte.
istanbul'dan tokat erbaa'ya dahi göç mevcut bir süredir. olması gereken budur.
10 yıldır gitmiyorum.
25 yıl sonra bu yıl içinde gittim. Şehir eskimiş. Boğazda manzarayı bozan gökdelenler mahvetmiş silüeti.
Yani kısacası şehrin içine etmiş yönetenler. Açık konuşacağım, hiç al benisi olmayan şehir.
Bu şehirde yaşayacağınıza, imkanınız varsa gidin başka şehirlere.
Pek beğenilmeyen Ankara bile olur. insan bir ömür kendine bu stresi, pisliği, gürültüyü neden çektirir ki...
Eski istanbul da yok artık...
Daha koronavirus faslı yokken 2020 Ocak ayında istanbul Fatih'e gitmiştim. Her yerde arapça tabela, her yer arapça konuşanlarla dolu. Dedim bu ne arkadaş ya Arabistan'a mı geldik belli değil. Şimdiki vaziyet nasıl acaba merak ediyorum doğrusu.