bugün
- bulunduğunuz yerin hava durumu21
- trt de memesi gözüken kadın33
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar10
- arda güler14
- jose mourinho57
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi10
- türbanlı porn starlar8
- türkiye de intihar vakalarının artması9
- albay kemalin sözlükteki yeri10
- albay kemal15
- devletin imanı arttıkça aklı azalır9
- anın görüntüsü11
- travesti ile aynı yatakta uyanmak10
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var9
- magicovento13
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak13
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası16
- türkiye cidden almanyadan daha iyi13
- porno setlerinde yaşanan vicdansızlıklar8
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız19
- diyanetin bütçesi emekliye dağıtılsın9
- bütün sokak köpeklerini tehlikeli sanmak18
- icardi190519
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak20
- üstteki yazar tarzında entry gir14
- mfö'nün en güzel şarkısı12
- nihavend longa27
- neden evlenmiyorsunuz23
- sözlükte belindeki kemer olunacak kızlar10
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı25
- ismet gurbuz 202414
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği14
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması12
- sözlükçülerin albay kemal'e bok atma sendromu8
- okan buruk12
- aleyna tilki8
- fenerbahçe12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur16
- sözlükteki islamcılara alınması gereken önlem12
- gratis indirim günü kavgaları18
- yaşlılık belirtileri9
- kova burcu erkeği9
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız22
- sözlüğün en iyi 10 yazarı22
- zalbert'in karşısında dans etmek8
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba8
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
Ankara vs Bayburt tamam, istanbul vs Paris de tamam ama sizin böyle bir versus sunmanız salaklıktır.
Tanım: bir versus
Tanım: bir versus
iki şehrin kıyası.
istanbul'da martı vardır ankara'da yoktur. martı alır bence.
istanbul'da martı vardır ankara'da yoktur. martı alır bence.
ankarada pavyona gitmeyenler tabi ki istanbul der alümünyüm.
rahmetli kayahan ın bir şarkısında olduğu gibi istanbulda bir güzel istanbul kadar güzel.
istanbul bana aşırı güvensizlik hissettiriyor ben ankara da rahat rahat her türlü gezerken istanbulda emanet taşıyorum cüzdan ön cepte duruyor çok rahatsız hissediyorum daha ankara da başıma piçlik gelmedi ama istanbulda kesin gelir.
Ayrıca deniz ne işe yarıyor ne gerek var böyle birşeye.
Ayrıca deniz ne işe yarıyor ne gerek var böyle birşeye.
Her iki şehirde yaşamış biri olarak yazıyorum. istanbul harika bir şehirdir. Denizi yeter ankara ise beton şehirdir. Ankara insanı asık suratlıdır ankarada sosyal aktivite azdır biraz sıkıcıdır istanbula göre eğlence kültürü gelişmemiş
Ama!
Ankarada yaşayan sebepsizce ankarayı sever bir haftalığına terkedince özlersin ankarayı. Ankara sebepsizce aşık olunan kadın gibidir.
Ama!
Ankarada yaşayan sebepsizce ankarayı sever bir haftalığına terkedince özlersin ankarayı. Ankara sebepsizce aşık olunan kadın gibidir.
istanbul'un havada karada alacağı versus. evet.
yani paran varsa çalışmadan istanbul'da yaşanır doyasıya yaşarsın. yoksa bir işin gücün varsa 4 saat trafik çekmek mantıklı değil.
eğer memur filansan veya standart bir ücretin varsa ankaradır.
eğer memur filansan veya standart bir ücretin varsa ankaradır.
istanbul ve ankara arasındaki bürokratik çekişme, iş bankası eski genel müdürlerinden birinin vakti zamanında söylediği bir lafı hatırlatır bana. şöyle demişti; "Ankara'dan istanbul'a taşınmasak bitmiştik, şimdi çatır çatır şube açıyoruz."
iş bankasının istanbul'a taşınma hikayesi bir o kadar da ilginçtir ama Oysa güzel Ankara'da bulunmak istemez miydi her bahtı kara?
"en büyük pazar neredeyse şirketler de orada olmalıdır" diye de eklemişti genel müdür...
"Tayyip istanbul'u yeniden başkent yapmak istiyor" şeklinde söylemleri hatırlıyorum 4-5 sene öncesine dayanan. Hatta padişahlığını da ilan edecekti, kavuklu mavuklu karikatürleri çiziliyordu... Sultan Birinci Recep... o tür bir padişahlık olmadı ama kısmi bir despotluk elde etti.
ankara gittikçe taşralaşıyormuş efendim, kamu bankaları ve diğer kurumların istanbul'a taşınmasını ciddi bir talihsizlikmiş, öyle söylüyordu kamuoyu bu olay arkasından...
Kapitalizmin ve küreselleşmenin gerçeklerine toslayınca ne bozkırdaki çekirdek kalıyor galiba, ne de memur cenneti.
Eh, ne de memur diktası tabii.
istanbul'a yirmi yıl boyunca çivi çakmamışlar mesela.
Çünkü "pis padişahların saltanat sürdükleri günah yuvası şehirden" nefret ediyorlardı.
Üstelik, istanbullu, cumhuriyetin ilk iki yılında Ankara'nın bazı uygulamalarını eleştirmeye de cüret edebilmişti! (Neyse ki ismet Paşa Takrir-i Sükun Kanunu'nu çıkarmıştı da birden susuvermişlerdi münafıklar. isterlerse susmasınlardı...)
Canım, düşman zırhlılarının kolayca ulaşıp abluka ve işgal edebildikleri bir liman şehrini başkent olarak tutmak da istememişlerdi. Ne de olsa Ankara bozkırın ortasında bir yalnız ağaçtı ve Yunan ordusu Polatlı tren istasyonundan öteye söktürememişti.
Üstelik her şeye sıfırdan başlamıyor muyduk? "Tabula rasa" yapılmış, geçmişe sünger çekilmişti. 19 Mayıs 1919 gününden önceki tarihimiz yok hükmündeydi.
istanbul'a yirmi yıl boyunca çivi çakmadılar, çakmaya kalkınca da ilk iş olarak topçu kışlasını yıkıp sarayın dibine de futbol stadyumu yaptılar değil mi?
On beş yıl sonra Menderes sağı solu yıkmaya koyulunca da kıyameti kopardılar. (Bu memlekete istanbul'un yıkılıp yapılması lazımsa onu da kendileri yaparlardı!)
Ne dersiniz, Ankara taşralaşıyor mu, aslına mı dönüyor?
istanbul intikam mı alıyor, uğramış olduğu haksızlığı mı gideriyor?
Yoksa, ekonomi ve sosyoloji bilimlerinin söyledikleri mi doğrulanıyor?
Emir ve komuta zinciri içinde zorla ticaret, sanayi ve kültür merkezi yaratmak istersen, vadesi doksan yıl galiba.
Ya da gerçekçi olacaksın, cumhuriyetin ilk kırk yılında olduğu gibi orası "yalnızca bürokrasinin yapay kalesi" kalacak, Rio'ya göre Brasilia, Zürih'e göre Bern, ya da Sydney'e göre Canberra gibi bir çakmakent.
Pek pek Berlin'e göre bir Bonn diyelim mi?
velhasıl-ı kelam, bazıları adam olsalar, Atatürk'ün taşradan gelmiş bir yatılı öğrenci olarak gençliğinde istanbul'da yaşadığı sıkıntıyı ve bu şehre duyduğu soğukluğu "sosyopsikolojik" açıdan çözümlemeye, sonra da hayatının son yıllarında istanbul'a bu kez de tam tersine gösterdiği aşırı ilgi ve tutkuyu yorumlamaya çalışırlardı...
iş bankasının istanbul'a taşınma hikayesi bir o kadar da ilginçtir ama Oysa güzel Ankara'da bulunmak istemez miydi her bahtı kara?
"en büyük pazar neredeyse şirketler de orada olmalıdır" diye de eklemişti genel müdür...
"Tayyip istanbul'u yeniden başkent yapmak istiyor" şeklinde söylemleri hatırlıyorum 4-5 sene öncesine dayanan. Hatta padişahlığını da ilan edecekti, kavuklu mavuklu karikatürleri çiziliyordu... Sultan Birinci Recep... o tür bir padişahlık olmadı ama kısmi bir despotluk elde etti.
ankara gittikçe taşralaşıyormuş efendim, kamu bankaları ve diğer kurumların istanbul'a taşınmasını ciddi bir talihsizlikmiş, öyle söylüyordu kamuoyu bu olay arkasından...
Kapitalizmin ve küreselleşmenin gerçeklerine toslayınca ne bozkırdaki çekirdek kalıyor galiba, ne de memur cenneti.
Eh, ne de memur diktası tabii.
istanbul'a yirmi yıl boyunca çivi çakmamışlar mesela.
Çünkü "pis padişahların saltanat sürdükleri günah yuvası şehirden" nefret ediyorlardı.
Üstelik, istanbullu, cumhuriyetin ilk iki yılında Ankara'nın bazı uygulamalarını eleştirmeye de cüret edebilmişti! (Neyse ki ismet Paşa Takrir-i Sükun Kanunu'nu çıkarmıştı da birden susuvermişlerdi münafıklar. isterlerse susmasınlardı...)
Canım, düşman zırhlılarının kolayca ulaşıp abluka ve işgal edebildikleri bir liman şehrini başkent olarak tutmak da istememişlerdi. Ne de olsa Ankara bozkırın ortasında bir yalnız ağaçtı ve Yunan ordusu Polatlı tren istasyonundan öteye söktürememişti.
Üstelik her şeye sıfırdan başlamıyor muyduk? "Tabula rasa" yapılmış, geçmişe sünger çekilmişti. 19 Mayıs 1919 gününden önceki tarihimiz yok hükmündeydi.
istanbul'a yirmi yıl boyunca çivi çakmadılar, çakmaya kalkınca da ilk iş olarak topçu kışlasını yıkıp sarayın dibine de futbol stadyumu yaptılar değil mi?
On beş yıl sonra Menderes sağı solu yıkmaya koyulunca da kıyameti kopardılar. (Bu memlekete istanbul'un yıkılıp yapılması lazımsa onu da kendileri yaparlardı!)
Ne dersiniz, Ankara taşralaşıyor mu, aslına mı dönüyor?
istanbul intikam mı alıyor, uğramış olduğu haksızlığı mı gideriyor?
Yoksa, ekonomi ve sosyoloji bilimlerinin söyledikleri mi doğrulanıyor?
Emir ve komuta zinciri içinde zorla ticaret, sanayi ve kültür merkezi yaratmak istersen, vadesi doksan yıl galiba.
Ya da gerçekçi olacaksın, cumhuriyetin ilk kırk yılında olduğu gibi orası "yalnızca bürokrasinin yapay kalesi" kalacak, Rio'ya göre Brasilia, Zürih'e göre Bern, ya da Sydney'e göre Canberra gibi bir çakmakent.
Pek pek Berlin'e göre bir Bonn diyelim mi?
velhasıl-ı kelam, bazıları adam olsalar, Atatürk'ün taşradan gelmiş bir yatılı öğrenci olarak gençliğinde istanbul'da yaşadığı sıkıntıyı ve bu şehre duyduğu soğukluğu "sosyopsikolojik" açıdan çözümlemeye, sonra da hayatının son yıllarında istanbul'a bu kez de tam tersine gösterdiği aşırı ilgi ve tutkuyu yorumlamaya çalışırlardı...
istanbul eğlenmek için, ankara evlenmek içindir.
istanbul dünya çapında bir şehir amk bu nasıl kıyas.
bu nasıl bir başlık bu nasıl bir kıyaslama.
elbette ki istanbul'un yanında ankara'nın esamesi bile okunmaz nokta.
elbette ki istanbul'un yanında ankara'nın esamesi bile okunmaz nokta.
ankara anıtkabir dışında bir şeyi olmayan şehirdir.
istanbul dünya çapında bir şehirdir.
istanbul dünya çapında bir şehirdir.
ankara büyüklüğüne oranla türkiye'nin lüks şehridir...
istanbul tarihi ve görsel açıdan güzel olabilir ancak o güzelliği huzurla yaşayamadıktan sonra güzellik neyime yarar? istanbul sadece fiziği güzel ama ruhu adi şerefsiz ve zeki olmayan kadın gibidir. ankara ise fiziği size rüyaları yaşatmasa da zekasıyla, iç güzelliğiyle, sevgisi ve sadakatiyle içinizi ısıtan kadın gibidir.
istanbul'da 10 km mesafeye 2 saatte gidiyorsun. işsiz kalsan yeniden iş bulman çok zor, bulsan da işinde usta olsan bile asgari ücret seviyesinde maaş veriyorlar zira senin yerine geçmek isteyen binlerce kişi var. her yer kalabalık, her yer trafik! ve herkes bu nedenden dolayı çok gergin, ses etsen dövecek vaziyetteler. en kötüsü de istanbul'da herkes her yerde... kadıköy gibi güya elit bir yerde bile "abi bi millon var mı" diye önünü kesen balicilere rastlaman mümkün. ulan insan parası olsa bile, arabasıyla istediği saatte istediği yere çok kısa sürelerde gitme lüksüne sahip olamaz mı? olamıyor işte bu boktan şehirde. bir de şehir planlı değil, 500 yıllık yollara asfalt atıp 2 şerit yol yapmışlar, çık çıkabilirsen o trafikten.
istanbul güzel şehirmiş.. onca karmaşa ve tempo içerisinde kafanızı kaldırıp o güzelliğe kaç defa bakabiliyorsunuz?
ya ankara?
istediğin saatte, en yoğun trafikte bile keçiören'den kızılaya gitmek kendi aracınla maksimum 15-20, otobüsle 30 dakika. 15 kmden bahsediyoruz. şehir planlı tasarlandığından neredeyse bütün yollar ana hat gibi; kuzeyden güneye, doğudan batıya birkaç ana yol geçer ve bütün şehri birbirine bağlar. çevre yolu diye bir nimet vardır ki tadanlar bilir. istanbul'daki bütün imkanlara sahipsin ve bununla beraber büyük olmasına rağmen istanbul'a kıyasla trafik neredeyse hiç yoktur. insanı istanbul'a kıyasla hatta bir çok şehre kıyasla çok daha sorunsuzdur; kızılay'ın ortasında kekolara yol kesenlere denk gelmezsin, çok az bir bölgesi pistir ki buralar bile istanbul'un en iyi yerinden daha temizdir, emin olabilirsiniz. daha güvenlidir, ve yine büyük olduğu halde daha sakindir. ve evet, bu özellikleri dışında ankara çok da güzel değildir ancak bir şehri güzel bulmanız orada biriktirdiğiniz anılara bağlıdır. işte bu noktada ankara'nın sebebi bilinmeyen bir büyüsü var.. bu şehre gelip 1 yılını geçiren bir daha gitmek istemiyor, özlüyor. çok sert kış günleri haricinde hafif soğuk ve kapalı havalarda büyük parklardaki buluşmalar anılarınıza dahil olunca anımsadıkça özlersiniz, yaşayanlar bilir.
ve son olarak istanbul'u öve öve bitiremeyenlere şu videoyu bırakıyorum;
https://www.youtube.com/w...h?v=eGuqddgy6Ds&t=31s
ankara'ya gelmeyin zaten, kalabalık istemiyoruz. istanbul'da size iyi delirmeler.
istanbul tarihi ve görsel açıdan güzel olabilir ancak o güzelliği huzurla yaşayamadıktan sonra güzellik neyime yarar? istanbul sadece fiziği güzel ama ruhu adi şerefsiz ve zeki olmayan kadın gibidir. ankara ise fiziği size rüyaları yaşatmasa da zekasıyla, iç güzelliğiyle, sevgisi ve sadakatiyle içinizi ısıtan kadın gibidir.
istanbul'da 10 km mesafeye 2 saatte gidiyorsun. işsiz kalsan yeniden iş bulman çok zor, bulsan da işinde usta olsan bile asgari ücret seviyesinde maaş veriyorlar zira senin yerine geçmek isteyen binlerce kişi var. her yer kalabalık, her yer trafik! ve herkes bu nedenden dolayı çok gergin, ses etsen dövecek vaziyetteler. en kötüsü de istanbul'da herkes her yerde... kadıköy gibi güya elit bir yerde bile "abi bi millon var mı" diye önünü kesen balicilere rastlaman mümkün. ulan insan parası olsa bile, arabasıyla istediği saatte istediği yere çok kısa sürelerde gitme lüksüne sahip olamaz mı? olamıyor işte bu boktan şehirde. bir de şehir planlı değil, 500 yıllık yollara asfalt atıp 2 şerit yol yapmışlar, çık çıkabilirsen o trafikten.
istanbul güzel şehirmiş.. onca karmaşa ve tempo içerisinde kafanızı kaldırıp o güzelliğe kaç defa bakabiliyorsunuz?
ya ankara?
istediğin saatte, en yoğun trafikte bile keçiören'den kızılaya gitmek kendi aracınla maksimum 15-20, otobüsle 30 dakika. 15 kmden bahsediyoruz. şehir planlı tasarlandığından neredeyse bütün yollar ana hat gibi; kuzeyden güneye, doğudan batıya birkaç ana yol geçer ve bütün şehri birbirine bağlar. çevre yolu diye bir nimet vardır ki tadanlar bilir. istanbul'daki bütün imkanlara sahipsin ve bununla beraber büyük olmasına rağmen istanbul'a kıyasla trafik neredeyse hiç yoktur. insanı istanbul'a kıyasla hatta bir çok şehre kıyasla çok daha sorunsuzdur; kızılay'ın ortasında kekolara yol kesenlere denk gelmezsin, çok az bir bölgesi pistir ki buralar bile istanbul'un en iyi yerinden daha temizdir, emin olabilirsiniz. daha güvenlidir, ve yine büyük olduğu halde daha sakindir. ve evet, bu özellikleri dışında ankara çok da güzel değildir ancak bir şehri güzel bulmanız orada biriktirdiğiniz anılara bağlıdır. işte bu noktada ankara'nın sebebi bilinmeyen bir büyüsü var.. bu şehre gelip 1 yılını geçiren bir daha gitmek istemiyor, özlüyor. çok sert kış günleri haricinde hafif soğuk ve kapalı havalarda büyük parklardaki buluşmalar anılarınıza dahil olunca anımsadıkça özlersiniz, yaşayanlar bilir.
ve son olarak istanbul'u öve öve bitiremeyenlere şu videoyu bırakıyorum;
https://www.youtube.com/w...h?v=eGuqddgy6Ds&t=31s
ankara'ya gelmeyin zaten, kalabalık istemiyoruz. istanbul'da size iyi delirmeler.
bir gülme geldi vs görünce yahu Ferrari ile doğan hiç bir olurmu ankara doğan bile olamaz ama neyse.
Kekoya bahele Ferrari demiş. Sizin Ferrari anca LPG taktırayım derken içinize kaçan ferraridir.
Tatlı su camışları sizi.
Ankara candır gerisi heyecandır. Sizin egonuza biz otobüs diye biniyoruz burada bebeler.
Tatlı su camışları sizi.
Ankara candır gerisi heyecandır. Sizin egonuza biz otobüs diye biniyoruz burada bebeler.
genellikle birini seven diğerini sevmez. fakat bence 2 şehrin de ayrı güzellikleri var.
ankara sırf denize kıyısı yok diye kötülenir.
bence ikisinin de yeri ayrı. istanbul'un da insanların sırf deniz yok diye haksız yere kötülediği ankara'nın da ayrı güzellikleri var.
genellikle istanbullular ankara'yı, ankaralılar da istanbul'u sevmez.
Ruhu oruspu vs memur.
istanbul Ankara'dan bin kat daha güzel bir şehirdir.
lakin yaşamak için bin seçim hakkım olsa hepsinde Ankara'yı seçerim.
istanbul gibi karışıklık, kaotik bir ortam yok.
istanbul gibi düzensiz değil.
istanbul gibi trafiği yok, şehir içi ulaşım çok çok rahat.
istanbul gibi kimin nereden geldiği belirsiz garip bir yavru birleşmiş milletler değil.
istanbul kadar suç oranları yüksek değil.
istanbul kadar pahalı değil.
lakin yaşamak için bin seçim hakkım olsa hepsinde Ankara'yı seçerim.
istanbul gibi karışıklık, kaotik bir ortam yok.
istanbul gibi düzensiz değil.
istanbul gibi trafiği yok, şehir içi ulaşım çok çok rahat.
istanbul gibi kimin nereden geldiği belirsiz garip bir yavru birleşmiş milletler değil.
istanbul kadar suç oranları yüksek değil.
istanbul kadar pahalı değil.
ikisinin de güzellikleri ayrıdır.
kadıköy ve beşiktaş gibidir. birbirine benzerler fakat bir o kadar da farklıdırlar.
türkiye'nin aralarında en çok seyahat edilen 2 şehri.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar