güzel bi ayar.
Mhp’deyken Mansur yavaş, cehapeyi de işaret ederek kürsüden şöyle seslenmişti:

“Deniz Gezmiş’i, hakim katili Yılmaz Güney’i, terörist ‘kör’ Eşber’i ve Yaşar Kemal’i kahraman ilan edip, Ülkücüleri; çete, mafya ilan eden azılılara soruyorum; bu insanlar mı çete, yoksa siz mi çetesiniz?”..
Bir insanı bir yalana inandırmak istiyorsan, yalanı doksan dokuz doğruya saracaksın… adam 100 laftan 99’u doğruysa biri yalan olmaz, der ve inanır.. sonra sen o çatlaktan içeri sirayet et, istediğin her şeyi kabul ettir..

Mesela 3-4 sene önce muş veya bitlis gibi bir şehrin üniversitesi’nde yayınlanan bir makaleye denk geldim.. adam diyor ki, alparslan’ın ordusunda 20.000 kürt süvari vardı, alparslan bunlardan yardım diledi.. bunlar olmasa kazanılmazdı.. kaynak? Bir makale.. açtım makaleyi, aynı ifade.. kaynak? Başka bir makale.. onun kaynağı? Bir internet sitesindeki no name bir yazı.. adam bunu işliyor. Şimdi karşındaki figür büyük selçuklu imparatoru.. bir adama ağız açmak falan.. hayır, bunu geçtim.. sen 20.000 atın, 20.000 atlının, bunun seyisinin bilmem nesinin yiyeceği yemi, içeceği suyu nereden buluyorsun? Onu da geçtim.. yahu türkler’in zaten anladığı tek şey var, göçebe savaşı… yani at üstünden kısa mesafede seri ok atmak. Biz bir taraftan bizans’a, bilmem ne prensliğine süvari ihraç ederken, ne diye süvari desteği isteyelim.. yaya desen anlarım.. ama adam tek bir şeyi işlemeye yemin etmiş..

Vay fidandı, vay nedensiz öldürüldü, vay gençti, yok devrimciydi… salla salla salla, en sonunda adamı atatürkçü şehit olarak kabul ettir.. alakası yok tabii.. bunda tabii daha derin bir amaç var.. amaç, devleti sorgusuz sualsiz adam asan, özür dilerim ama “katil devlet” statüsüne indirmektir. Yok ekmek aldı, yok fidandı, yok sorguda hiç konuşmadı.. bakıyorsun, adamlar takır takır adamlar öldürüp, en sonunda askerle çatışmaya girmişler.. gaza gelip ondan bundan özür dileyip el etek öpmeden önce, sakin bir biçimde olan biteni izlemek her zaman en doğrusudur, bana göre..