bugün

Sülalemin ilk çocuğu olarak; neredeyse annem babam dışında herkes bana ad düşünmüş.
Özellikle babaannem bir isim bulmuş ki; düşman başına!
Annem kimseyi karıştırmamış.
Çok sevdiği o dönem 10 yaşlarında bulunan bir kız çocuğunu çok sevdiği için benim adımı kimseye sormadan koymuş.
iyi yapmış.
Ama babaannem kaç yaşıma geldim halen daha: “Neden tahterevalli bozması ismi” koymadınız diye anneme isyan ediyor!
göbek adım 17 yaşında ölen teyzemin oğlundan geliyor. göbek olmayan adımın bir hikayesi yok.
Göbek adım da olmasına rağmen ismimin seçiliş hikayesi enteresandır. Diğer amcaoğullarında 3 tane dedemizin ismi olunca babam ismimi farklı koymuş. Zaman zaman zorlandığımı, ismin hakkını ödeyemediğimi müşahade etsemde yine de severek taşır bir seçim yapma şansım olsa yine aynı adı alırdım.
1 hafta isim arayıp karar verememişler. En son dayım sözlükten ismimi beğenip önermiş. Onaylanmış. Hikaye gibi hikaye değil mi?
polis olmak isteyip parmaklarını kaybeden hasan amcam, daha sonra bir motor kazasında hayatını kaybeder. ve benim furkan olacak ismim hasan olarak değişir. bu arada furkan ismini sevmem.
Babam rüyasında geniş bir sofra görmüş o dönemin ekonomik şartları gereği zenginliğe tabir edilmiş haliyle iyi o zaman bu olsun diye ama ben tok evin aç kedisi olarak kadrolu evladım.
ben doğduğumda biz geniş aile şeklinde yaşıyormuşuz, dedem, amcam, yengem, halam hep birlikte.

ilk torun doğunca tabii (amcamın ilk oğlu öldü; adını sinan koymuşlardı) hepsi bir isim ortaya atmış, dedem atilla demiş, amcam ölen oğlunun adı sinan yeğenimde yaşasın istemiş demiş, halam harun demiş.

herkes bir laf söyleyince babamda bu böyle olmayacak sonra karar veririz demiş.

sanırım 2 yada 3 günlükken ''bu isimler mahallede herkeste var, biz olmayan bir isim koyalım'' denmiş.

sonrasında hepbirlikte bir film izlerlerken orada gördükleri ve sevdikleri bir aktörün adını vermişler.

mahallede kimsede yokmuş.

tabii 1 hafta sonrasına kadar; benimle aynı isimde birisi mahalleye taşınınca büyü bozulmuş.

hayattan ilk golümü 1 haftalıkken yemişim.
88-89 hasat sezonunda annem babam tarladalar ailecek. Dedemler, bizimkiler ve benim isim babam olacak olan babaannemin babası büyük dedem. Elindeki orağıyla arada bir kalkıp anneme takılıyor "gelin bak erkek olursa benim adımı koyacaz he!" gibilerinden. Hasat tarlalarında bu tür muhabbetler gayet yaygın ve zaten zor zanaat rençberliğin tadı tuzudur. Ama bizimkiler işi ciddiye alıyor! Ve adımı hüsamettin koyuyorlar. Neyse.
bubam ile annemin çetin mücadelesi sonucu verilmiştir. annem demiş hızır babam demiş yunus. hızır idi yunus idi hızır idi yunus idi hızır idi yunus idi derken şimdiki ismim u**r olmuş..

https://www.youtube.com/watch?v=ZpFWbvMU88o

(bkz: şaban oğlu şaban)

rahmetliyi * çok severdi babam. ben de sevdim zaten tanıdıkça. annemin tüm ısrarlarına rağmen bunu koymuş. iyi ki koymuş diğer seçeneği hiç sevmiyorum *
Annemle babam nişan doneminde, Gülhane parkında çingene bir falciya fal baktırır ve falcı resmen beni tarif Edip adimi koyar.
ablamın arkadaşını cok sevişi ve bana bu ismi koymaya karar vermeleri.
Bu hikaye beni uzer. Babam eski sevdiğinin adını vermiş bana. Karakterde bugün benim babam.
Tepeden aşağı tencere tava atıp çıkan sesleri vermişler.
benim ismim babamın dedesinin lakabıdır ismini degil lakabını koymuslar.
Annem son güne kadar Metehan olarak düşünmüş adımı ama doğduktan sonra vazgeçmiş. Şimdiki adım daha güzel teşekkürler anam. Özledim kadını da dur bi arayayım.
Abimin ilkokuldaki yavuklusunun ismini almışım.
Biri rahmetli büyük babamın adı, diğeri annemin öğretmenliğe ilk başladığında özel ders verdiği çok akıllı bir öğrencisinin adı.
Rahmetli büyükbabam hasta galatasarayli olunca torunlara futbolcuların ismi konuluyormuş. Bana efsane kaleci eserin ismini vermişler.
Sergen ve tunahan arasında kalınmış daha sonra yaşayan dedemin tavsiyesiyle rahmetli dedemin ismi verilmiş diye biliyorum.
ben ikiz eşiyim, doğunca birimize anneanne adını diğerimize babaanne adını vermek istemişler,
kardeşim anneanne adını almış fakat bana gelince durmuşlar çünkü annemle babaannemin adı aynı.
dururlar mı hiç, demişler ki bu da büyük babaannenin adı olsun yani babamın babaannesi...

babaannemi de hiç sevmedim, adını aldığım rahmetli nine iyi insanmış, huy olarak da benziyormuşum, iyi ki onun adı olmuş, çok kimse de olmayan orjinal bir ismim var. bir şehir adı.. gene doğsam bu ismi almak isterdim. bi çocuk sokakta beklerken vakit geçsin diye kendi adını tekrarlar durur mu lan, düşün o kadar seviyorum tınısını falan, küççüklüğümden beri.. ya da narsistim hafif. amannn neyse...

yalnız bir bayram günü baba memleketinde mezarlık ziyareti yapmıştık da kendi adımı soyadımı bir mezar taşında görmek sarsmıştı hafif...
ilk adımı dedemlerin anlattığı bir hikayeden etkilenip koymuş annem,ikinci adımın ise varlığı belli değilmiş o zamanlar sadece bir düşünceden ibaretmiş o da kesin değilmiş.Ben doğduğum gece sabaha kadar yağmur yağmış şiddetli bir biçimde o yüzden de adım yağmur olmuş o geceyi hep hatırlatsın diye.
önce gökbora olacakmış sonra dedem demiş çocuğa götbora derler. değiştirmişler, sağolsunlar.
annem mustafa olsun demiş babam tamam demiş nüfusa gitmiş memur sormuş isim ne olucak diye babamda az tercih edilen bir isim olsun demiş memurda fikir almış memur özkan demiş babamda benim canım o özcan yap sen demiş. bana anlatılan bu göbüş name mustafa yalnız.
kız da olsa erkek de olsa isim bu olacak denmiş ve kız olmuşum.
Rahmetli anneannem demiş ki bizim mahallede bir damla var çok iyi insan damla olsun torumunun adı, diğer isim zaten büyükten küçüğe gelenek.