bugün
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi8
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- ellerim bos gonlum hos11
- ali koç10
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması10
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak14
- irem derici'nin erkek sevdası13
- gideon reid morgan jj29
- jose mourinho20
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- cinlerin musallat olma sebepleri10
- islam10
- islamcıların saç ile alıp veremediği nedir8
- en ilginç bilgiler15
- meral akşener14
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- anın görüntüsü17
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi36
- mustafa kemal atatürk8
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- herkesle iyi geçinmek12
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- amerikan film klişeleri9
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi16
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu26
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- giden gider9
- kemalist rejimin astığı hocalar8
görsel
görsel
Efsanevi fizikçi Isaac Newton’ın yeniden keşfedilmiş el yazmasında belirtildiği gibi, birtakım gizemli malzemeleri belirli miktarlarda bir araya getirirseniz herhangi bir metali altına dönüştürme özelliğine sahip Felsefe Taşı’nı yapabilirsiniz.
Yıllarca özel bir koleksiyonda tutulmuş, 17. yüzyıla ait bu belge şu an, kâr amacı gütmeyen bağımsız bir kuruluş olan Kimyasal Miras Vakfı’nın elinde. Ekibin el yazmasını şubat ayında satın aldığı, şu an ise yazmadaki dijital imgeleri ve transkripsiyonları, Newton’un simya ile ilgili bu metin üzerinde yaptıklarını daha fazla insanın incelemesine fırsat vermek için online bir veri tabanına yüklemekle uğraştığı belirtiliyor.
Tarifte, Felsefe Taşı’nın ana malzemesi olarak görülen “sophick civa”sının nasıl yapıldığı şifreli olarak anlatılıyor. Taşın, kurşun gibi baz metalleri altın gibi değerli metallere dönüştürebileceğine inanılıyordu.
Newton’un sophick civası elde ettiğine dair kesin bir bilgi yok, ancak Indiana Üniversitesi’nden bilim tarihçisi William Newman’a göre el yazması, araştırmacıların Newton’un genellikle ciddi ölçüde şifrelendirilmiş simya tariflerini nasıl çözdüğünü anlamalarına yardımcı olabilir. Yazma ayrıca, modern fiziğin babası ve calculusun modern anlamdaki bulucusu sayılan Newton’un simyadan ve simyacılarla yaptığı iş birliklerinden büyük ölçüde etkilendiği vurguluyor.
Newton maddenin doğasını daha iyi açıklayabilmek için kadim bilgilerden yararlanmak ve muhtemelen köşeyi dönmek umuduyla hayatı boyunca simya hakkında sayfalarca yazı kaleme almıştı. Ancak, simya gerçek dışı ve güvenilmez işlemlerle dolu mistik bir sözdebilim olarak çoğu zaman dışlandığı için akademisyenler Newton ve simya arasındaki bağlantıyı uzun süre göz ardı etmişti.
Newton’un 1855 tarihli biyografisinde yazar “böylesine büyük bir deha”nın “bir aptalın ve düzenbazın işi olduğu bariz” bu uğraşı nasıl ciddiye aldığını sorguluyor. Sophick civası tarifi şu an yalnızca kısmen yenilenebiliyor zira Newton’un mezun olduğu okul, Cambridge Üniversitesi 1888’de Newton’un simya tariflerinin arşivleme fırsatını reddetmiş. Metinler 1936 yılında bir açık artırmada toplamda 9.000 ingiliz sterlininden fazla bir paraya satılmış. Bu metinlerin birçoğu özel koleksiyonlarda dolayısıyla araştırmalara tabi tutulamıyor.
Newman, “Newton’un simyası çok çok uzun yıllar dokunulmaz sanıldı” diyor. Fakat, Newman ve diğer tarihçiler artık simyacıları, malzemeleri üzerinde incelikle çalışmış, bin bir zorlukla kazandıkları bilgilerini korumak için tariflerini mitolojik sembollerle kodlayarak sayısız not tutmuş dikkatli teknisyenler olarak görüyor.
Hayat ağacı
Yeniden ortaya çıkarılmış bu tarif aslında diğer tariflerden farklı değil: Newton, daha çok Eireanus Philalethes (“gerçeğin uysal aşığı”) takma yazar adıyla bilinen, Amerika doğumlu 17. yüzyıl simyacısı George Starkey’in elyazmalarındaki ilginç bir metni kopyalamış.
Çağdaş araştırmacılar tarafından tercüme edildiğinde, Starkey’in sophick civası tarifinin civayı müteakip kereler distile etmeyi ve ardından altınla birlikte ısıtmayı kapsadığı görülüyor. Nihayetinde bu işlemle hassas, ağaç dalına benzer oluşumları olan bir alaşım elde ediliyor.
Starkey’in notlarından, çarpıcı biçimde ağaca benzer bu yapının ona sophick civasının böylelikle hayat bulduğunu, gücünü ve önemini ortaya koyduğunu düşündürdüğü anlaşılıyor. Ancak bu simyasal “ağacı” üretmiş olması bir kenara, Newton’un Starkey’in tarifindeki şifreleri doğru şekilde çözdüğüne dair herhangi bir kanıt bulunmuyor.
Newman, belgenin asıl öneminin arkasında, Newton’un Felsefe Taşı yapma uğraşlarının büyük bir bölümünü kaplamış olan, kurşun cevherini simyasal olarak süblimleştirmeye dair kendi işlemini karaladığı yerde yattığını söylüyor.
Newman’a göre, Newton’un Starkey tarafından resmi olarak yayımlanışından yıllar önce ele geçirdiği bu tarif, Newton’un diğer simyacılarla kurduğu, optik ve ışığın doğası üzerine yaptığı çalışmaları etkilemiş olması muhtemel iş birliklerine dair daha fazla kanıt sunabilir. Simyasal öğretiler, Newton’un beyaz ışığın farklı renklerin birleşiminden oluştuğuna dair çığır açan buluşuna ilham kaynağı olmuş olabilir.
Newman, “Bileşimlerin kendilerini meydana getiren bileşenlerine ayrılabileceği ve bu bileşenlerin daha sonra tekrar bir araya getirilebileceğini ilk fark eden simyacılardı. Newton bu durumu beyaz ışığa uyarladı, böylelikle beyaz ışık bileşenleri olan farklı renklere ayrılabiliyor, bu renkler birleştirildiğinde ise beyaz ışık ortaya çıkıyordu. Bu simyanın Newton’a kazandırdığı bir şey.” diyor.
Bu noktada, eğer simyacı Newton olmasaydı fizikçi Newton’un en ünlü keşiflerinden bazılarının hiç var olmayacağını söylemek doğru olabilir.
》 https://arkeofili.com/isa...a-tarifi-yeniden-bulundu/
görsel
Efsanevi fizikçi Isaac Newton’ın yeniden keşfedilmiş el yazmasında belirtildiği gibi, birtakım gizemli malzemeleri belirli miktarlarda bir araya getirirseniz herhangi bir metali altına dönüştürme özelliğine sahip Felsefe Taşı’nı yapabilirsiniz.
Yıllarca özel bir koleksiyonda tutulmuş, 17. yüzyıla ait bu belge şu an, kâr amacı gütmeyen bağımsız bir kuruluş olan Kimyasal Miras Vakfı’nın elinde. Ekibin el yazmasını şubat ayında satın aldığı, şu an ise yazmadaki dijital imgeleri ve transkripsiyonları, Newton’un simya ile ilgili bu metin üzerinde yaptıklarını daha fazla insanın incelemesine fırsat vermek için online bir veri tabanına yüklemekle uğraştığı belirtiliyor.
Tarifte, Felsefe Taşı’nın ana malzemesi olarak görülen “sophick civa”sının nasıl yapıldığı şifreli olarak anlatılıyor. Taşın, kurşun gibi baz metalleri altın gibi değerli metallere dönüştürebileceğine inanılıyordu.
Newton’un sophick civası elde ettiğine dair kesin bir bilgi yok, ancak Indiana Üniversitesi’nden bilim tarihçisi William Newman’a göre el yazması, araştırmacıların Newton’un genellikle ciddi ölçüde şifrelendirilmiş simya tariflerini nasıl çözdüğünü anlamalarına yardımcı olabilir. Yazma ayrıca, modern fiziğin babası ve calculusun modern anlamdaki bulucusu sayılan Newton’un simyadan ve simyacılarla yaptığı iş birliklerinden büyük ölçüde etkilendiği vurguluyor.
Newton maddenin doğasını daha iyi açıklayabilmek için kadim bilgilerden yararlanmak ve muhtemelen köşeyi dönmek umuduyla hayatı boyunca simya hakkında sayfalarca yazı kaleme almıştı. Ancak, simya gerçek dışı ve güvenilmez işlemlerle dolu mistik bir sözdebilim olarak çoğu zaman dışlandığı için akademisyenler Newton ve simya arasındaki bağlantıyı uzun süre göz ardı etmişti.
Newton’un 1855 tarihli biyografisinde yazar “böylesine büyük bir deha”nın “bir aptalın ve düzenbazın işi olduğu bariz” bu uğraşı nasıl ciddiye aldığını sorguluyor. Sophick civası tarifi şu an yalnızca kısmen yenilenebiliyor zira Newton’un mezun olduğu okul, Cambridge Üniversitesi 1888’de Newton’un simya tariflerinin arşivleme fırsatını reddetmiş. Metinler 1936 yılında bir açık artırmada toplamda 9.000 ingiliz sterlininden fazla bir paraya satılmış. Bu metinlerin birçoğu özel koleksiyonlarda dolayısıyla araştırmalara tabi tutulamıyor.
Newman, “Newton’un simyası çok çok uzun yıllar dokunulmaz sanıldı” diyor. Fakat, Newman ve diğer tarihçiler artık simyacıları, malzemeleri üzerinde incelikle çalışmış, bin bir zorlukla kazandıkları bilgilerini korumak için tariflerini mitolojik sembollerle kodlayarak sayısız not tutmuş dikkatli teknisyenler olarak görüyor.
Hayat ağacı
Yeniden ortaya çıkarılmış bu tarif aslında diğer tariflerden farklı değil: Newton, daha çok Eireanus Philalethes (“gerçeğin uysal aşığı”) takma yazar adıyla bilinen, Amerika doğumlu 17. yüzyıl simyacısı George Starkey’in elyazmalarındaki ilginç bir metni kopyalamış.
Çağdaş araştırmacılar tarafından tercüme edildiğinde, Starkey’in sophick civası tarifinin civayı müteakip kereler distile etmeyi ve ardından altınla birlikte ısıtmayı kapsadığı görülüyor. Nihayetinde bu işlemle hassas, ağaç dalına benzer oluşumları olan bir alaşım elde ediliyor.
Starkey’in notlarından, çarpıcı biçimde ağaca benzer bu yapının ona sophick civasının böylelikle hayat bulduğunu, gücünü ve önemini ortaya koyduğunu düşündürdüğü anlaşılıyor. Ancak bu simyasal “ağacı” üretmiş olması bir kenara, Newton’un Starkey’in tarifindeki şifreleri doğru şekilde çözdüğüne dair herhangi bir kanıt bulunmuyor.
Newman, belgenin asıl öneminin arkasında, Newton’un Felsefe Taşı yapma uğraşlarının büyük bir bölümünü kaplamış olan, kurşun cevherini simyasal olarak süblimleştirmeye dair kendi işlemini karaladığı yerde yattığını söylüyor.
Newman’a göre, Newton’un Starkey tarafından resmi olarak yayımlanışından yıllar önce ele geçirdiği bu tarif, Newton’un diğer simyacılarla kurduğu, optik ve ışığın doğası üzerine yaptığı çalışmaları etkilemiş olması muhtemel iş birliklerine dair daha fazla kanıt sunabilir. Simyasal öğretiler, Newton’un beyaz ışığın farklı renklerin birleşiminden oluştuğuna dair çığır açan buluşuna ilham kaynağı olmuş olabilir.
Newman, “Bileşimlerin kendilerini meydana getiren bileşenlerine ayrılabileceği ve bu bileşenlerin daha sonra tekrar bir araya getirilebileceğini ilk fark eden simyacılardı. Newton bu durumu beyaz ışığa uyarladı, böylelikle beyaz ışık bileşenleri olan farklı renklere ayrılabiliyor, bu renkler birleştirildiğinde ise beyaz ışık ortaya çıkıyordu. Bu simyanın Newton’a kazandırdığı bir şey.” diyor.
Bu noktada, eğer simyacı Newton olmasaydı fizikçi Newton’un en ünlü keşiflerinden bazılarının hiç var olmayacağını söylemek doğru olabilir.
》 https://arkeofili.com/isa...a-tarifi-yeniden-bulundu/
Bu bilinmeyen bir şey değil. Newton yobazlık derecesinde dindar biriydi. Bugün anladığımız manada pozitivist bilim anlayışına Hiç sahip olmadı. Bilimsel çalışmalarını çoğu zaman tanrısal iradenin ispatı için yapardı ve daha da önemlisi vaktinin çoğunu simya gibi son derece akıl dışı uğraşlarla doldururdu. Telling the truth about history kitabında bunlar detaylıca işlenir. Modernist dünya görüşünün pozitivist-evolusyoner teleoloji kurmacadan ibarettir. Pozitivist bilim sanıldığı kadar seküler değildir. idealize edilen bilim insanlarının çoğu bize yanlış tanıtılmaktadır. Bu yüzden idealize edilmiştir zaten. Modern teleoloji tersten bir tür yobazlıktır.
güncel Önemli Başlıklar