bugün

özlemi çekilen yıllardır. sevgiliyle parklarda, pastahanelerde buluşulan yıllardır. hasretlik, özlem gibi duyguların var olduğu yıllardır.
ANIMSANDIĞINDA iNSANLAR BUGÜN NASIL KAFAYI YEMiYOR DiYE DÜŞÜNDÜREN YILLARDIR.
konuşma dilimizde mesaj çekmek, çağrı bırakmak; yazı dilimizde ise slm, nbr, aeo harf dizelerinin girmediği yıllardır.
kontra pedal bisikletler, comador 64 ler, ajda pekkan kasetleri, vhs video kasetlerle dolu, yıllar.
köylerde magafonla yürütülüyordu bu işler. "ali yıldız! ali yıldız! oduna gidilecekmiş hemen eve git!".*
buluşulacak arkadaşla 1 gün öncesinden haberleşilirdi. kesin yer ve zaman belirtilirdi.
hayatın dışarıda olduğu dönemlerdi. aynı zamanda ev gezmeleri çok meşhurdu.
bok gibi yıllardı. bu yılları övmeyi de internetle yapmak çok mantıklı be kardeşim. internet pis kaka ama eski yıllar övülecekse internetten överim. siktir git kullanma o zaman cep telefonu ve interneti tutan mı var aq.
şükür ki çocukluğuma denk gelmiş yıllardır.

mutlu olduğumuz, sokaklarda koşuşturduğumuz, sanal oyunlar yerine sokakta envai çeşit oyunlara sardığımız, ayrımın olmadığı, akşam ezanına kadar müddet verilen sokaklardan ezan okunur okunmaz evin ziline basıp yapılan yemekleri büyük iştahla yediğimiz yıllar.

keşke yeni doğan çocuklar da görebilseler. ama şu an bakıyorum çocuk sussun diye eline tablet verip çizgi film açıyorlar. yahu hafta içi okula erken saatte kalkıp gitmeye yakınan ben o haftasonu geldiğinde sırf saat 8-9 civarı televizyonda çizgi filmler oluyor diye erkenden uyanır izlerdim. artık her şey öyle kolay ve insanın elinin altında ki. değeri kalmadı çizgi filmlerin de.
O yıllar kim bilir ne güzel yıllardı..göremedik ama duyduk. duydukça özlem duyduk...şu anda şu satırları yazamamak, çok büyük bir boşluk..bu boşluğu yok etmek için biraz daha maziye özlem duymalıyım. duymalıyım ki, mazi olsun, özlem olsun...gözyaşları sel olmadan akmasın....
babanın bile karne ile alındığı yıllardır. şaka bir yana ÇOK GÜZEL yıllardır aslında.

ŞiMDiKi GENÇLER SOSYAL MEDYA'DA ATIYORLAR ENERJiLERiNi..PEKi iNTERNET YOKKEN NE YAPIYORLARDI?

bekar evlerinin duvar ve kapılarına keçeli kalemlerle hoyrat bir şekilde şiirler, aforizmalar, inciler, küçük hikayeler yazIYORLAR, ev sahibi açısında defekt bir uygulamanın altına imza atIYORLARDI.

bundan yıllar evvel, duvar ve kapıları yazılarla bezeli bekar evinimizi acil boşatmamız gerekmişti arkadaşlarla. ev sahibi evin halini görünce adeta şok geçirmişti. tabi geçirdiği şoku atlatır atlatmaz da ağızlarımızın orta yerine bi güzel etmişti. akabinde evin tüm duvar ve kapılarını dezenfekte etmemiz için bize 1 saat süre vermişti. tabi o 1 saat içinde tabiri caiz ise; anamız ağlamıştı da bir daha böyle bir halt yememek üzere tövbeler ederek ev sahibine azadımız için yalvarıp yakarmıştık. sağolsun o da derhal kenti terk etmemiz ve bir daha karşısına çıkmamız karşılığında bize yol vermişti.

allah'tan ev sahibimiz odalardaki ahşap gömme dolapların içlerine bakılmamıştı. zira tüm dolap içindeki tahta aksam yerlerinden sökülerek banyo sobasında yakacak olarak kullanılmıştı. muhtemelen bu foyamız da açığa çıkmış olsaydı eğer bir şeylerimizi kaybedebilirdik.

şimdi bakıyorum da güzel ama ne kadar da badireli yıllarmış o yıllar.
Gerçek sevginin olduğu yıllardır. Beğenilme arzusu yok samanlık libidoları vardı. Sohbet,muhabbet,futbol muhabbeti,güzel alkol masaları vardı. Dışarıda top oynamanın zevki, notların internetten değil de karnede görüldüğü zaman. Pdfler yoktu mum ışığında kitap okumalar vardı. En güzeli de dost vardı herkesin en büyük dostu telefonunda ki interneti oldu. Galiba gittikçe sona yaklaşıyor yalnız ölümlere mahkum bırakılıyoruz.
insanların daha mutlu olduğu yıllardır.
Meşe (bilye, misket) oynadığımız yıllar. O yıllarda bir grup insan şehir şehir gezerek herkesin meşesini çalardı. Ama neşemizi kimse çalamıyordu. Eğer o grup sizin meşenizi çalmamışsa demek ki siz de o grubun içindeydiniz. Şey... Uyusam iyi olacak.
Mektup vardi mektup. Mektup yazmak mektup almak vardı. Simdikilerin yaptigi gibi dilek tavsanina donusup dogum gunlerinde bayramda seyranda yollanan samimiyetsiz bos beles mesajlar yoktu. Sevdicekten gelen ucu yanik, kokulu kagitlara yazilmis mektuplar vardi.
Huzurumun olduğu son yıllardır.
hayatın daha samimi ve içten yaşandığı yıllardır.