bugün

Londrada yaşayan Türklerin "50-60 kişi birkaç kez bize saldırdı. Püskürtüp, dövüp, geri gönderdik" şeklindeki yaklaşımlarıyla bastırılan (bastırdığımız) yağmadır.

(bkz: madem türksün göster ürksün)

http://www.hurriyet.com.t...anet/18452775.asp?gid=381
ingiliz yazar John Paul Treen'de "Bir dönem Dalston'da yaşadım. Türkiye'ye gittim. Türklerle iş yaptım. Onlar hakkında bildiğim bir şey var: Asla bir Türk ile dalaşma." diyerek açıklamada bulunmuştur.
KArdeşimin ingiltere'de yaşıyor olmasını müteakip haberlerini aldığım yağma. iş isyandan çıkıp yağmaya dönmüş durumda. Bırakın dükkanları insanları yol ortasında çevirip üzerinden pantalonunu ve ayakkabısını almaya başlamışlar. insanlar panik halinde ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bir çok dükkan kepenk kapatmış halde bekliyormuş.

Türkler dükkanlarını korumak için yine birlikte hareket ediyorlar. Bu sayede bir çok yer güvenli durumda. insanlar arasında polis yerine türklerin koruduğu restorantlara giderek olaylar bitene dek sığınma isteyenler varmış.

Ama beni en çok gururlandıran her zamanki gibi içimizden değil de dışarıdan bir tehlike geldiğinde nasıl tek yumruk olduğumuzu görmem. ingiltere, fransa, japonya farketmiyor. Türk her yerde Türk.
(bkz: keser döner sap döner gün gelir hesap döner)