ahlım çıhiyördü.

ergenliğe yeni girmişiz, mahalledeki bizden yaşça büyük elemanlarla yaptığımız söyleşilerde parmak kaldırıp, söz alıp, "ergenliğe girecek olanlara tavsiyeleriniz neler? osbir denilen bir olgudan bahsediyorsunuz, biraz açar mısınız? osbirin avantajları ve dezavantajları nelerdir? açıkçası biz ergenliğe yeni girecekler olarak, 'ne yapabiliriz'in peşindeyiz." gibisinden soru sorunca çok pis taşağa bağlanmıştım. hangi mahallede böyle muhabbet olur lan.

fitbolsuz geçen bir günde, iki arkadaş karar vermiştik. bunca yıl .m'dır, g.t'tür koyup duruyorduk maçlarda, ama neydi bunlar? nasıl şeylerdi? başarılı bir sevişke, nasıl gerçekleşiyordu? merak ediyorduk. helecanlanıyorduk. sevişke ne lan. yemek ismi gibi. şokellalı sevişkeyi tavsiye ederim. neyse, merakımızdan, ben her ne kadar bilim çocuk alalım desem de (ben bile inanmadım a.k), paraları birleştirip aldık. o zamanın parasıynan 150.000'di. bir tost, bir de turşu suyunu 30.000'e alıyorduk. şimdi ev alınıyor lan bunlara. çok şeyettiremedim şimdi.

o gün, "kutsal hustler" (holy hustler), siyah poşet içinde sunuldu bize. o dergiler, siyah poşet içinde değil de açık olarak verilse toplum olarak daha mutlu bir cinsel yaşama sahip olabiliriz. yani toplum derken, ikililer halinde bir toplum. yani toplumca sevişmeyelim. toparlayamadım. toplumsal tonguç.

bak burada anlatırken bile fena oluyorum. iki dakka durun. her neyse efendim, bir açtık dergiyi süleymanla. vay vay vay. yavşak büfeci, bizi keklemiş, travestili porno dergi vermişti. daha doğru düzgün kadın g.tü görmeden travesti y.rağı gören iki çocuk fena olduk tabi. yıllarca dişilerde yok denilen şey, bir asalet abidesi gibi orada duruyordu. kandırılmıştık. çocuklardık, parlak yıldızlardık o zamanlar.

+ olm bu ne lan?
- abi bazı kadınlarda oluyormuş böyle. ayda bir gün, bir şeyler çıkıyormuş orada. (bu daha bilgili, biraz daha kassa olacak gibiydi)
+ hmm. bildiğin s.k lan bu.
- yok abi. değil o. ayda bir gün.

kutsal emaneti gömdük o gün. merasim gibiydi.

yanlış başladığımız o müstehcen yolda, doğruları bulabilmiştik. çok sonra öğrenecektik, kadınların ayda bir gün midesini bozduğunu.
gerçeklerin sorgulandığı andır.

ergen o dakikaya kadar merak içinde, ne ile karşılaşacağından habersiz, elindeki derginin heyecanıyla mutluluktan havalara uçmaktadır. kolay mı, o dergi binbir riske girilerek elde edilmiştir. kimisi gazete bayine gidip 10 tane gazete almış ve arasına sıkıştırmıştır, kimisi abisinin dolabından aşırmıştır, kimisi de okunup atılmış * dergiyi bulmuştur.

akabinde meraklı arkadaşlar toplanır, az sonra başlayacak o sayfa benim lan kavgası göz ardı edilerek derginin kapağı açılır. ilk saniyelerdeki heyecan yerini gereksiz bir gerginliğe ve anlamsız bir tanımlama problemine bırakmıştır. çünkü o ana kadar merak edilen şey iğrenç bir şeydir lan. yani eldeki dergi sayfalar boyu birbirine giren et parçalarını kontrastı arttırılmış renklerle sunmaktadır. her sayfa bir acayiptir, alışılmışın dışındadır ve hatta iğrençtir.

ergenin bir diğer sorgulaması ise gördükleri ile var olanları ve hayal ettiklerini kıyaslamasıdır. kendinde var olan ile gördüğü arasında büyük farklar vardır *. ayrıca hayal ettiği kadınlar da böyle yaratıklar değildirler.

amma velakin, merak her şeyin ötesine geçer, sayfalar ilerlendikçe hoouuu, laaaaavv, vay hamua goyaaaan nidalarıyla fotolar takip edilir, birbirinden uyduruk seks hikayeleri şevkle okunur. ardından o sayfa benim lan kavgası başlar ve parçalanan dergi şiddetli yöntemlerle ergenler arasında paylaşılır.
(bkz: ne güzel şeymiş bu böyle)
(bkz: bende bi hareketlenme var lan niye acaba)
soft porno bir dergide çıplak gördüğüm kadına bakıp; ulan bunun neresine sokacaz ki diye ciddi ciddi düşündüğüm an. *
(bkz: o matkap çalışıyor mu lan)
genelde orta iki veya orta üçte sınıfın piçinin abisinden aşırdığı dergi olur ve o arkadaş bütün ona yakın olanlara gösterir ve bütün ergenler oh yeah şeklinde şaşkın kitlenmiş olurlar.
am salak pozisyonuna düşmek.ilk hedefi gerçeğine dokunmak için çalışmaya başlama kararının verildiği an.
bir zamanlar migrosta satılırdı bu dergiler. kırmızı ve kapağı görünmeyen naylonlar içinde satılırdı. adı da magnum idi. daha 3. sınıfa giderken almıştık. ilk defa görmenin verdiği gazla okula götürüp yakalanmıştık. ilk anlar böyle işte. hocanın bizi azarlayıp dergiyi cebine sıkıştırdığını hatırlıyorum.
90'lı yılların çocuklarının yaşadıkları duygudur.
eğer ilkokulda okuyan bir çocuk ilk defa gördüyse düşünülen ilk şey de ertesi gün okula gidip arkadaşlarına hava atmaktır. arka taraflarda ve kuytu bir sıra bulunup on-onbeş kişi dolaylarında bir ekiple dergi delik deşik olana kadar süzülür.

(bkz: kendimden biliyorum)
neo nasıl matrix dünyasına adım atmış ve bildiği tüm gerçekliğin bir anlamda sahte olduğunun farkına varmış. işte ilk defa porno dergi gördüğünüzde de öyle olursunuz...
askerde pusu attığımız koyun-kuzu güdülen meranın çobanların takıldığı yerde bulduğumuz parça parça 8-10 yaprak porno dergisi sayfalarıydı. (pekde makbüle eçmişti hani)
çok fantastik bir duyguydu, o an sanki o kadınlar yanında omuzuna yaslanmış birlikte dergiyi izliyormuş gibi efsanevi bir duydu idi.
- vay piçler neler yapıyolar öyle iğrenç pislikler...

aaaağ bi dakka amına koyim derken, lan yoksa... vay amına koyim... ne dedim lan ben...
(bkz: porno dergi/#6400869)