Kuşkusuz ben hep bizim pavyona, otele götürdüğümden hiç böyle sorun olmaz.
Bir daha görüşülmeyecek erkekler listesine girer. Ağzından çıkanı kulağı duymayan, ne dediğini bilmeyen erkektir. Cimri ve pintidir. Ben mi istedim ben mi seçtim orayı?
Flört adına hiçbir şey bilmeyen erkektir. Hür ve süslenmiş yavşaklık büyük ilmihali adlı muazzam eserde "Randevulaşma ve maddi konular" bölümünde buna ilişkin şu söylenir:

"ilk buluşmada ağzın mühürlü olduğu hususların başında gidilen mekanın ücrentlendirmesi gelir. ince detaylarla bezeli bu hususta Tasarruf yapacağım diye ucuz şeyler sipariş eden erkek, kadını da istemeden buna teşvik eder. Flört aşamasında önemli bir konu böyle ihlal edilmiş olur: kadını rahatlat. Çünkü kadın siparişindeki gizli kotayı hissettiğinde artık diğer davranışlarına da bu sınırlılık nükseder. Bu yüzden mekandan, siparişe kadar bütün buluşma masrafları hareketle dahi değerlendirilmemelidir. Büyük izlenimler küçük görünümlerden doğar.

Aynı şekilde maddi özgürlüğü karşıya benim param var edasıyla hissetirmemek de gerekir. Aksi halde bu ye, iç tavrı sizi tanımlayan kaba bir nitelik haline gelir."
Rahat ye iç, ben öderim denilip hesap ödenip kalkılmalıdır.
Kimse bizi 12 TL'lik kahveyle sınayamaz.
samimi erkektir. erkekler sizin cüzdanınız mı lan azıcık gururlu olun da yediğinizin içtiğinizin parasını verin.
saygısız erkektir. ne kendine ne karşısındakine saygısı yoktur. ilk buluşmada kızı niye kendinin de bilmediği bir yere götürmüştür acaba?
Sebzeli krep sipariş etmiştim vakti zamanında ilk buluşmada. Orta sınıf bir yerdi de üstelik gittiğimiz yer.

Buluştuğum kişi şöyle bir yorumda bulunmuştu:

- annem olsa, akıtmaya para mı veriyorsunuz derdi.

Şakaya vurup gerçek olduğu için bayağı gülmüştüm.
(bkz: kıraathane)
ilk buluşmada kız yanlış anlamasın diye karnım tokken restoranda en pahalı et yemeğini sipariş etmişliğim var. gençlik işte.
Kullanıldığını düşünen erkektir. Bu fikrinde haklıdır. Her an sizi gözden çıkarabilir.
yanlış anlaşılmış erkektir...

"burası da çok pahalıymış..." derken, hesabı ödemem değil, fişe 2 sakso daha yazıyorum demek istemiştir...

hanımlar, erkekleri hiç tanıyamıyor maalesef...
Kimseyi ilgilendirmeyen erkektir. Bu ne igrenç cinsiyetçi başlık. Nefret ediyorum hepinizden.
(bkz: keşke gelmeseydik)
evdeki hesabın çarşıya uymadığını gösteren talihsiz durumdur.
(bkz: otisabi)

tek niyeti hatunu yatağa atmak olup bunu da mümkün mertebe ucuza kapatmaya çalışan adidir.
hemen arkasından da, "çok açık giyinmişsin, bir daha görmeyeyim," deme potansiyeli olan erkek.
samimi adamdır. cebinde çok parası varmış gibi yapmaz. gidelim bizim çaycıda içelim diyebilir.
dürüstür. diyebilir kimse parayı sokakta bulmuyor. ayrıca erkek diye bütün ekonomik yükümlülük ona yüklenecek diye bir kaide yoktur.
- burası da acayip kazıkmış ha, keşke oturmasaydık.

+ çay ocağı mı pahalı?

- kahvelerde çay 50 kuruş, burada 60. ikinci çayları şu karşıki kıraathanede içelim mi, tavla da oynarız hem.

+ benim kalkmam lazım.

- çayının yarısı duruyo daha.
terk edilme ihtimali yüksek ama cesaretinden dolayı kendisini kutluyorum.
cebindeki paranın bulunduğu ortam için yetersiz olduğunu bilen ve bunu dile getiren gerçekçi erkektir.
Rencide olur en iyisi telefona bakıp bir şeyler uydurmak.
buluşmanın sonunda kızın çantadan cüzdanını çıkarmasına neden olan sözdür. öğrencilik hayatında sık rastlanır. doğaldır.
başlıklar ziplenince tuhaf şeyler düşünüyor kafatasının içi. Sanki sosyete mahallesindeki randevu evini ziyaret etmiş fakir delikanlı sözü gibi duruyor okudukça. durmuyorsa hasarlı olabilirim. Şimdi biri çıkıp bik bik etmeden tanım namına bir şeyler de ekleyelim. Şöylediğine pişman erkektir, söyledikten sonra "ağzımı sikeyim" de demiştir kesin kızın bakışlarını görünce.
bunu düşünse bile söylememesi gereken erkek. menüde olmayan bir şey isteyip, ortamdan ayrılabilir sevgilisiyle birlikte tabi kızı bırakmasın orada.