bugün

biri insanları koyunlaştırmış ve karanlığa sokmuştur. diğeri ise onun karanlığa soktuğu bir kısım topluluğu aydınlığa ve hayata tekrar kavuşturmuştur.

(bkz: başlığın başa kalması)
ikisi de halkı oluşturan belli kitleleri fikirlerine inandırmayı başarmışlardır. hz. muhammed'in de atatürk'ün de düşünceleri günümüze kadar ulaşmış, tarih boyunca pek çok kişi tarafından örnek alınmıştır. örnek yanları dışında onları mukayese etmek yanlıştır.
neden olmasin ikisi de agzimizdan dusmuyor. ikisine de gonulden bagli buyuk kitleler var tabiiki de karsilastirilabillinir.

not: bana gore de aralarinda benzerlikten cok farklar var.
yapan kişiye kaç yaşındasın sen diye sorulası.
biri milyarlarca insana allah'ın nurunu yol göstermiş putları devirmiş,"bir elime ay'ı diğer elime güneşi verseniz yine de davamdan vazgeçmem" diyen tarihin en büyük devrimcisidir. diğeri ise türk milletine bağımsız bir devlet armağan eden büyük ve karizmatik türk büyüğüdür, liderdir. ikisini kıyaslamak demek illa ki birinden birine laf edip aşağılamak demek değildir. unutulmamalıdır ki güneş balçıkla sıvanmaz!
malligin en ust seviyesi. gerizekali damgasi yemenin kisayolu. iskender kebapla elmayi ayni kefeye koymak. kavramlari karistirmak.
(bkz: yetmez mi)
genellikle kayık üzerinde boğulanlardan hangisini kurtarılacağı üzerinden yürüyen tartışmadır.
saçmalık ikisinin yeri ve değeri ayrı bu insanları karşılaştırmak ikisine de saygısızlık yorum yapmaya bile gerek yok.
ikisi de ayri kulvarlarin adami oldugu icin bunlari birbirleriyle kiyaslamak cok abestir. ne bileyim bir lokantayla, bir beyaz esya dukkanini karsilastirmak gibi bir sey.
ama sunu soylebilirim ki hz muhammet olmasaydi ama oyle ama boyle biz yine burada olurduk, fakat ataturk olmasaydi ne olurduk tartisilir. belki adimiz yorgo, dimitri, kostas falan olurdu. belki de hic olmazdik.
harp okulu sınavlarında sıklıkla sorulan soru. bazı sazanlar atlayıp cevap vermeye kalkarlar. ama zannedersem bu soruyu soranların amacı kıyaslama yapmayacak basiretteki gençleri tespit edebilmektir.
Hz Muhammed bir peygamber ve onu mukayese edebilmek için diğer peygamberleri gözönüne almamız gerekir. Atatürk ü de diğer büyük devlet adamları ile kıyaslamamız doğru olur.
yoksa çarşı karışır.
Hz. Muhammed bir peygamberdir, Allah tarafından, islam dinini insanlara öğretmek için, insanları kurtarmak için gönderilmiştir. Atatürk ise Osmanlı imparatorluğu'nun enkazından yeni, modern, çağdaş bir devlet kuran asker kökenli bir devlet adamıdır. ikisini kıyaslamak, kıyaslamaya çalışmak gerçekten de mantık dışıdır. Ortak noktaları şudur: ikisi de kurtarıcıdır.
islam inancına göre hz.muhammed alemlerin yaratılmasının sebebi ve alemleri yaradan allah'ın sevgilisi, en halis kulu ve son elçidir. atatürk ise o'nun ümmetinden bir ademoğludur.

"Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları
tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; islamiyet'in
hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler."
(Atatürk, Nedim Senbai, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)

''O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinden bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar O, ölümsüzdür'' gazi mustafa kemal atatürk.
eğer gerçekten kıyas yapanlar varsa, bulanık tanımlamaların bulanık zihinlere yol açacağının göstergesi olan eylemdir.
(bkz: elma ile armutu karıştırmak)
bir de askeri okul sınavlarına girişte sorulduğu söylenen bir soruda bu eylem vardır. "kayıkla okyanusta giderken ikisini suda çırpınırken gördün, hangisini kurtarırsın?" diye sorulurmuş. uygun yanıtın da "atatürk benim milletime her zaman lazım, Hz. Muhammed'i allah kurtarsın" şeklindeymiş.
(bkz: miş miş miş)(bkz: hikaye olduğu fark edilip idrak edilmeyen gerçekler)
cogumuzun düsüncesi sudur; ikisinide seviyorum. ee seviyorsak, neden karsilastiralim. ortaligi karistirmanin manasi, anlami yok. herkes evine dagilsin bakim. ne dine saygisi olmayanlarin, nede yobazlarin oyuncagi olalim. ikisinide sevelim ve saygi gösterelim.
(bkz: yok böyle bir şey)
Annenimi daha çok seviyorsun babanımı gibi bir sorudur saçmadır aynı zamanda türk milletini garip düşüncelere sokmaya çalışan bir sapandır.
Harp okulu'na girişte yapılan sınavda sorulduğu iddia edilen sorunun teması. Cevabını da vermişler saolsunlar.

Kara Harp Okulu'na sınavsız girdiğim için, böyle bir sınavdan ve tabi böyle bir sorudan haberim yok açıkçası. Askeri liseye girerken mülakat yapmışlardı ama o zaman da böyle bir soru karşıma çıkmamıştı. Hatta dini aşağılayıcı bir soru çıkmamıştı zaten.

Hedef bellidir. Bu iki tarihi kişiliği karşılaştırmakla elde edilecek sonucun kullanılacağı alan da bellidir.

Lakin, bu mukayese ile bir kurumu ya da kurumları yıpratmaya çalışanlar şunu bilmelidirler ki, din düşmanı olarak gördükleri bir okulun içinde, tam ortasında yükselen caminin minaresi birgün onların kıçlarına sabunsuz girecektir. * *
Kaldı ki, sadece okullarda değil, askeri birliklerin özel görev icra edilenler hariç hemen hemen hepsinde mescitlerin olduğunu, ramazanda oruç tutmak isteyen personele her türlü kolaylığın sağlandığını, dini bayramların gereğince kutlandığını, ancak vatan savunmasının kutsallığı sebebiyle bazen ibadetlerin aksayabildiğini, bir çok subay, astsubayın oruç tutmaya gayret gösterdiklerini, her toplumda olduğu gibi ordu içerisinde de farklı görüşlere sahip kişilerin elbette bulunabileceğini, askerliğini yapan ve halen asker olan herkes bilecektir zaten. Kaldı ki, askerlik mesleğinin diğer mesleklere göre çok farklı bir statüde bulunması, böyle kısır ve gerizekalı tartışmaların gereksizliğini de ortaya koymaktadır.

Kim kimi neye göre birbiriyle kıyaslamak isterse istesin, bu bizim meselemiz değildir. ister Atatürk'ü Hz. isa ile, ister Hz. Muhammed'i Bilmem nerenin ünlü devlet adamıyla kıyaslayın, varacağınız sonuç ne bizi bağlar ne de bu sonuç size bir gram fayda sağlar. Ancak ve ancak götünüzde patlar, bundan emin olabilirsiniz.

Kendini akıllı zanneden dürrük dinci yobazlar şunu iyi bilmelidirler ki, eğitimini aldığım, üniformasını giydiğim bu ordu türk halkının ordusudur. Başındaki idarecilerin görüşleri ne olursa olsun, ordunun özü asla değişmeyecektir ve halktan asla kopmayacaktır. Şundan kesinlikle emin olmalısınız ki, bir kaç kişinin kişisel bozukluğu koca bir orduyu asla ve asla bağlamaz.

Siz dinci yobaz sürüsü, siz dürrük ve beyin yerine pirinç lapası taşıyan embesiller, kendini akıllı sanan siz gerzekler; cahil ve eğitimsiz bırakılmış garibanları kandırabilirsiniz, ama menfaatperest girişimleriniz bizlerin karşısında sadece ve sadece götünüzde patlayacaktır.

Farkında olmadığınız en büyük hata şudur ki, türk silahlı kuvvetleri üç beş general demek değildir.

Şimdi gidin kimi kimle mukayese ediyorsanız edin.
hiçbir askeri okul sınavında böyle soru sorulmamıştır, sorulmaz. askeri kötülemek isteyen içimizdeki zavallıların oyunlarından birisidir. hedef bellidir. modern çağın öğretileri peşindeki silahlı kuvvetler her zaman harbe tam hazırlıkla uğraşırken hala kafalarının üzerindeki ampulle aydınlanmaya çalışanların aciz saldırılarıdır.
höst!
pekala da karşılaştırılabilir, ikisi arasındaki en büyük fark: biri kendisine verilen emirleri yerine getirip sadece kendisine söylenenleri iletiyordu yani sadece bir elçiydi. diğeri; vatanını, milletini kurtarmak ve bağımsızlığa kavuşturmak için kimseden izin istemedi emir beklemedi hatta çoğu zaman bu yolda yalnız kaldı yani liderdi.
ben dahil bir çok arkadaşımın, askeri okul mülakatına girdiği halde karşılaşmadığımız soru. bu düzmece soruyu üreten nifak tohumcuları, -hz. muhammed(sav) yüce dinimizin yüce peygamberi, atatürk eşsiz ve en büyük ulu önderimiz yüce türk büyüğü- şeklinde cevap verilebilerek, mars edilir, artık tohumlar bir taraflarına kaçmıştır.
(bkz: senden bi bok olmaz evladım)
sadece ne söylediğini bilen kaliteli objektif yazarların seviyeli bir şekilde güzel yönleriyle yapabileceği ama yinede gereksiz olan eylem.
(bkz: x vs y diye başlık açıyorum dikkat çekiyorum)
Mantığın ve aklın bittiği yerde bu mukayese başlar..