bugün

Alışık olmayan için başladığına başlayacağına pişman olunubilecek, ters yönde hızla koşmayla sonuçlanabilecek yada belki insanın hayatındaki keşkelerle dolu listesinde yer edinilecek belkide dünyanın en zor atılımlarındandır.
defalarca provası yapılmasına rağmen planlandığı gibi değil de daha doğal giden durumdur.
işin piri şahsiyetlerin düşüncelerini yada yaşanılan gerçek diyalogları görmekten memnuyet duyabileceğimiz konu.
(bkz: yazarın aslında demek istedikleri)
-slm
+slm
-iyi muz
+??
-boşver.

(bkz: gizemli olacaksın hacı)
(bkz: kızlar gizemli erkekleri sever)
aklıma hep çocukluğumu getirir. kaşarlandığım yıllarda hep özledim bu muhabbet girişimlerini..

Bayramlar haricinde, hep küçülmüşleri giydiğim zamanlardı. 10 yaşında bir çocuğum ve komşunun ela gözlü misafirine aşık olmuşum. Misafir dediysem; uzun süreli, yaz tatillerinde bir ay kalıyor falan.

Halam, kışın yepisyeni bir gömlek getirmiş başka memleketten. Üzeri Almanya bayrağı desenli. Bir kez giyip, komşunun ela gözlü misafirine fiyaka için saklamışım. O gömlek öyle büyüdü ki gözümde... Ela gözlü misafir gelecek, beni Alman bayraklı filinta endam görerecek, gözüm gözüne değecek...

Yaz gelmiş, gözüm erkenden yollara düşmüş. Bir sabah çok erken, komşunun balkonunda ela gözlü bir "gül" açmış. Sokak başında, pek tabii üzerimde gömlekle pusuya yatmışım. Gelip önümden geçecek, gözleri gözlerime değecek, belki iki çift laf edilecek...

Tam 4 saat sonra geldi ve önümden geçip gitti; üstelik, hani öylesine bile bir kez bakmadan. Sırtımda kalın keçeli, kışlık, sarı-siyah-kırmızı Alaman bayraklı gömlekle terden sırılsıklam kalakalmışım. Dilim damağına yapışmış susuzluktan. Bunun adına aşk denir. Aşk!
entryniz çok güzel olmuş.
erkek ne kadar kibar olursa olsun, dışardan bakanlar için kozalak kıvamında olduğu, kız tarafının zeki olması durumunda da götten ter akıtan girişimlerdir. bir çoğunda er kişi kendini ya tecavüzcü coşkun gibi hisseder ya da yüzyıllık abaza.
ne yaparsanız yapın, msn istemeyin. zira komik oluyor.

bu da böyle bir anımdır kategorisine girecek bir entry olsun hadi bu da.

bi çocukla sürekli bi barda karşılaşıyoruz, eli yüzü düzgün ya, ilk seferde dikkatimi çekti. ama bi dans etmeye başladı, evlere şenlik. kırmızı kapüşonlu bi sweat giymiş, arasıra o kapüşon kapanıyo, sonra terliyo geri açıyo filan, eğiliyo, doğruluyo, kıçını kıvırıyo, bu güzel figürlerin arasında da bol bol beni kesmeyi ihmal etmiyo. tabii eli yüzü ne kadar düzgün olursa olsun, bu hareketleri yapan bi adama 2 dakikadan fazla ilgi gösteremiyo insan.
lakin, dedim ya, habire karşılaşıyoruz çocukla. ben de merak ediyorum tabii ne zaman gelip benimle konuşcak diye. uzun sürmedi merakım, dayanamadı ben tuvalete giderken takıldı peşime bi seferinde. ben sallamadım, tuvalete girdim çıktım, baktım bekliyo kapıda.

- merhaba! (cıvık bi sırıtış suratında)
+ merhaba.
- ee şeyy..
+ ?
- tanışabilir miyiz?
+ ?
- msn var mı?

nası yaa?! bardayız arkadaşım, lise kantininde değiliz. kaç haftadır msn'de birbirimize smiley gönderelim diye mi göz hapsinde tutuyosun beni? ayrıca madem tanışmak istiyosun önce bi adımı sor istersen.
öyle zavallı göründü ki gözüme, verdim pek kullanmadığım msn adreslerimden birini. ekledi ve engelledim. kolay oldu.

bi daha da karşılaşmadık nedense. (yok yok, benim için geliyodu diye kendime pay çıkarmıyom. valla bak!) *
(bkz: beni seç beni)
genelde eve dönüldüğü zaman kafanızı duvarlara vurarak geçirdiğiniz bir dönemdir.
çünkü ilk konuşmalarda pek bir şey becerilemez dövüne dövüne ev yolu tutulur.
+ mereba
- tınnnnn
burada uygulamalı olarak gösterilen videosu bulunmaktadır buyrunuz.

http://www.kendinigelisti...da-basaracaksin/#more-971
selam veya merhaba diye girmemekte fayda vardır. vermeyin selamınızı boşverin, o gün yaşadığın komik bir olayı anlatın mesela ilk olarak.
uzun bir süre ortada kuyu var kenardan peşrev çek havasında geçer. türk kızları çok nazlı oluyorlar, sabrın da bir hız limiti vardır. şansı zorlamamak gerektir.