bugün

evet arkadaşlar, bu durum öyle bir durumdur ki insanı kahreder. bütün şanslı arkadaşlarınız londra senin, paris benim, gece gündüz demeden avrupa'yı amerika'yı boydan boya arşınlamaktadırlar. feysbukudur, tivitırıdır, instegramıdır, çarşaf çarşaf fotoğraflarla hava atarlar, nispet yaparlar, ayıp ederler. yer bildirimleriyle az önce şu mekanda zıkkımlandım, az önce şu müzeyi gezdim, az önce şu umumi tuvalette ihtiyaç giderdim mesajlarıyla ana sayfanızı gereksizce işgal ederler. bakınız, bu kaypaklar, gidemeyen kardeşlerini düşünmezler, kendi primlerinin derdine düşerler. siz burada bütün gün evde pineklerken, arada bir dışarı çıkıp insanlarla muhatap olurken, her sahurda hatip nihatoğlu'na "ya tamam sigara orucu bozuyor anladık da hocam kaçak sigara da mı orucu bozuyor?." diye sorular sorarken ya da soranları dinlerken bunlar utanmazca, arsızca, fütursuzca, hunharca, hayvan gibi şey yapıyorlar. kimi almanya'ya giriyor, kimi ispanya'ya giriyor. üstelik çok merak ediyormuşsunuz gibi her yedikleri bokları gözünüze gözünüze sokmaya çalışıyorlar.

bu durumda size düşen görev, bu prim manyaklarına prim vermemektir. bırakınız ne bok yiyorlarsa yesinler. ama olur da siz giderseniz yurtdışına, ana sayfalarının amına koyun o insanların!

bu yapmacık, primci, havalı bireylere de bir çift sözüm var. az bir görgülü olun be. ayıp lan. ayrıca size bir de mesajım var: hassiktir diyorum hassiktir!
(bkz: herkes memleketteyken yurtdışında kalmak)
Suriyedir o türkiye olsa duramazsın.