bugün

Ben çok küçükken Galatasaray her maç aldığında dedem para verirdi tüm kuzenlere. "Re re re ra ra ra gassaray gassaray çok yaşa" diye (ki tezahurat tarihinin en kötü tezahuratı lan bu. Gassaray ne lan) bağırmayanı evden kovardı. Ve biz 15 kuzen o paralarla gittik bakkala çokomilk almaya hep.

Sonra evlendi içimizden en çok çokomilk seveni. baktık telefon melodisi bile "100 yıl önce DOğDU şANLI EFSANE" DiYE ÇALMAYA BAŞLAMIŞ, dedim kocası fanatik fenerli belki onun hediyesidir ses etme. Duymadım uzun bi süre, 3 maymuna bağlandım. görmedim, duymadım bilmedim. Eneee gece oldu yatacaz, üstünde fener eşofmanı giyip yatağa gelmiş!

"Siktir lan, hadi bana saygın yok dedemin canı acır lan yattığı yatakta, zaman bile affetmez seni. çocukluk anılarından bahsederken biz, ağız dolusu gülücüklerimizin yanında senin bi yanın hep eksik kalır, çakma fenerli ağzında var mı hala çokomilk tadi he söyle bana?" dedim kovdum yataktan. ( oha lan yalana bak. Şaka lan şaka. ayıp kabul et.)
sırf kocası hasta, sıkı fenerli diye fenerbahçeli olmuştu kuzen.( basit ama bizim için yaralayıcı be usta. gülme)

Aha işte değil ünlülerden örnek, kendi çapında bi kadın olan kuzenim bile bu kadınlardan.

Bilen bilir;
demet şener'in kişneyerek mübalağa değil cidden kişneyerek, aiii hiiii hiiiii hiiiiğ gibin sesler çıkarttığı, üstünde transparan kıyafetlerle podyumda salındığı, yüzünün son derece süper olduğu dönemin aynı yıllarında, maraba televole de flaş flaş flaş şok şok şok haber diye geçirirlerdi Ebru şallı'nın evli olan Hamdi alkan'la yaşadığı aşkı. Yuva yıkan kadın ebru için çok günaha girmişti anam, "terbiyesiz çocuğu var" lafları gırla gitmişti de, çok değil Gülben'in ergenlik sivilcelerinden kurtulamadığı dönem bıyıklı patronlarla oynadığı ayıpçı filmler yankılandı ekranlarda da, ergenden hedefe kitlendi anam.

Sonra birbir evlendi bunlar, hepsi bi konkon kelebek oldu, hepsi bi prenses. Bi, "ay ben babamın evinde de lalalarla büyüdüm, benim annemin kökeni ingiliz kraliyet ailesinde dayanıyor hıı hıı evet" tavrı takındılar ki sorma. Bilinçli anne oldular. Sporun tarihi bunların elinde yazıldı.Dengeli beslenme, fit vıcut, dogru nefes alıp verme bunlardan soruldu. Aile kurdular. Proğramlarda seviyeli aşkin 20000 fersah dibine dalıp jules verne'yi bile kıskandırdılar!
Biri; hamileliği boyunca kivi yiyerek beslenmenin kitabını yazdı soğan doğramaktan aciz elleriyle.
biri; çocuğunun göbek bağını anıtkabire gömerken hikaye kitaplara yazdı. ama asla izin vermedi kitabında kötü yola düşüp porno cdsi yayınlanınca hemen bi hafta sonra evlenen hiç bi kıza...
birinin kocası; her demet'im dediğinde içi sızlamadı kocasının eski sevgilisinin adının demet olduğunu bile bile.

Kiminin tutup kiminin pişirdiği bu diyarda bunları yedik lan biz. resmen yedik. Hep gianni versace'nin kankasıydı bu kadınlar. italya su yoluydu sonra. Bi bunların pazara giderken ki louis vuitton çantalarına baktım bi bizim mahalledeki halime teyzenin renkli karelerden oluşan çekçekli Pazar çantasına. Bunlarınkinden brioche gözüküyordu halimeninkinden pırasa. Ehe.

Sonra eskiden 5'e 10 kalas beliyle meşhur olmuş hande yener geldi aklıma. Her gece o nu kucaklayan sevgilisi uğruna salınıyordu android kıvamında ekranlarda ve yine geçen katıldığı bi proğramda eski kliplerinde getirdikleri kıyafetlerden birine "ay ben o nu hayatta giymem tarzım değil" dediği turuncu renkli saçlarıyla. Güldük, ailecek. nefret ettik kadınlığınızdan o sıra.

Vahlandık. Kişiliği olmayan, beyim bilir merkezli kadınlara, gözünde siyaha sırf sevdiği beyaz diyor diye beyaz diyen kadına üzüldük. Sırf sevgilisi dinliyor diye sevmediği tarzda şarkıyı dinleyene ağladık. Kendi çıkarı için her cümlenin sonuna nokta yerine boşluk bırakanı yuhladık. Değil cümlenin Sayfaların sonuna nokta yerine virgül koyan kadını ayıpladık. Her kelama eyvallah çeken arabaların arkasına konulmuş sallabaş köpek biblosu geldi aklımıza. sonra hükümeti kurtardık, kalkıp çay koydu anam pisküüt bandık çayımıza.
tv yi açtı babam, Teoman'ın şarkılarını seslendirdi diye "aaa ayol bizim teo bu adama şarkı veriyorsa vardır bi hikmeti" diyerek müslüm babanın konserlerine giden jet sosyete geldi ekranlara. Oha lan ohaa, sapsarı saç mini etek kafada ı love you müslüm baba yazılı bantla (ehehe)

not: dikkat et, şampanya topuk, streç kot, sapsarı fönlü saçıyla metalica konserine giden tiki arkadaşımdan bahsetmek istemiyorum. Poff daraldım lan.
düşünsenize aynı anda hem sevgilisi olmuş hem yeni bi dost edinmiş...
şanssızlığa bak ki ikisi birbirinden epey farklı, şimdi hangisine uysun kızımız...
mutluluk haram zaten ona, hep zor şeyler bulmadı mı şimdiye kadar onu.
adam iş adamı ve gayet sakin. anam böyle takım elbiseler, şık yemekler... e sen de yanında şıkır şıkır giyinmiş gidiyosun o restorant senin bu kokteyl benim.
o kadar hanımefendisin ki, adam sana hayran!
senden bahsederken "ruh eşim" diyor. birbirimize o kadar benziyoruz ki, kardeş olsak bu kadar benzeyemezdik. kardeşler benzemek zorundalar ya hani birbirlerine...
adam bilmiyor ki sevgiliyle çok benzemek iyi değildir... neyse o onun düşüncesi saygı göstermek lazım deyip geçelim...
tabi kızımız 7/24 isadamı sevgilisiyle takılmıyor. adamnın işi gücü, toplantıları var...
bu edindiği yeni arkadaşıyla takılıyor kızımız...ama nasıl çılgın, nasıl eğlenceli...
zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor.
o şıkır şıkırlık da gitmiş, böyle bol pantolonlar falan, sanırsın başkası o.

kızımızın iki halini de gördük yukarda. şimdi bu kız için iki çeşit yorum yapılır. birincisi zaten başlığımızda anlatılmakta. yalnızca sevgiliye göre değil, eşe dosta göre de değişir bunlar.

ama bir diğer yorum var ki tamamen farklı bir bakış açısı..." o girdiği her ortama uyum sağlar"

yoktur böyle tiplerin giyim zevki, sevdiği renk, hatta hobileri belki fobileri, idealleri, gerçekleri...

bir yalanın, geçiciliğin ve belirsizliğin içinde yaşamazlar mı? canı sıkıldığında kime göre hareket eder ki acaba? yani x kişisinin zevkine göre mi sıkıntımı gidersem v kişisinin zevkine göre mi...

birgün çıkar belki biri karşısına da der; ben anlamam kardeşim kendin değilsen hiçsin benim için...
karakterleri de degisir dolayisi ile. bu kizlar,tam olarak "karakter tarzi"ni oturtmamis oldugundan olabilir. klasik turk kizi boyledir. tarihciyle cikar bakmissin tarihci, basketbolcuyla cikar bakmissin spor akademisine yazilmaya hevesli, alemin delikanlisi ile cikar bakarsin olmuslar bir feraye... oturup sabahtan aksama kadar erkeklerini ove ove bitirmezler bir de ustelik, iyice mide bulantisi yaratirlar dolayisiyle. sorarlar adama, kizim yok mu senin karakterin? sen kimsin? illa bir erkegin golgesi altina mi girmen lazim?

yuksek dozda karakter eksikliginden olmeleri acilen dilenir.
metalci ile metalci, hemen ardından da dindar bir erkekle ile türbanlı olanı görmüşlüğüm var. yüksek dozda karakter eksikliğinden ölmez bu kadınlar. karakterin ne olduğunu hiç bilmediklerinden, eksikliğini hissetmezler bile. durumlarını doğal zannedip bir sonraki sevgilide yeni birşey olarak ortaya çıkana dek mevcut kostümlerinin tadını çıkarırlar.
''her sevgiliye göre takım değiştiren kadınlar''dan yeğ tutulacak kadınlardır.
henüz kendi tarzını bulamamış kadınlardır.
kişiliği oturmamış olduğundan, insanın önce kendisi için yaşadığını anlayamayıp sadece beğenilmek amaçlı eylemleriyle hayatta kalma mücadelesi veriyordur.

not: bunun doğal seleksiyona uğramamak adına adapte* olmakla hiçbir ilgisi yoktur.
ayrıca;
(bkz: kişiliksiz)
Her yeni sevgilisinde, beyim ne dinliyorsa bende onu dinliyorum diyen kadındır. Metal'den pop'a hatta arabesk'e dönenleri bile var imiş.
(bkz: sibel tüzün)

sevgiliyle kalsa iyi. rapstar yarışması jürisine seçildi kadın rapçi oldu iyimi!
(bkz: ben bilmem beyim bilir)
(bkz: her yeni sevgilide din değiştiren kadınlar)*
(bkz: selin toktay)
bilen bilir zaten.
kendi tarzına uygun olanını bulunca duracak kişilik. bulduğu kişi geçmiş hakknda ufak çaplı bi araştırma yaparsa ama,

"durmak yok yola devam" *
tarzı olmayan bir sevgiliye geldiğinde ne yapacağını merak edeceğim insan türüdür.
güncel Önemli Başlıklar