bugün

bir süre sonra her daim mantıklı olan kişide şartlı refleks haline gelen durumdur. gerçi mantık da kime göre neye göre.. durumu şöyle bi örnekle açıklayayım.. arkadaş gruplarında grubun delisi vardır bi de onu sürekli toparlamak zorunda kalan, sorumluluk abidesi kişisi.bu kişi mezuniyette bile tam içip dağıtamaz.. gidip diğerlerine yağlı bişiler yemeleri için cips alır.. herkes ona danışır bi problem olduğunda.. güvenilirdir mamaaif biraz da sıkıcı gelir diğerlerine..bi süre sonra her daim mantıklı olmak ondan beklenen bişi olur.. aynen onun hep yanında taşıdığı acil durum ağrı kesicileri gibi sabrı soğukkanlılığı da taşıması gerektiğini hisseder.. içten içe bazen gelgitler yaşar isyan edesi gelir ama hafif sapıtınca bile eleştirel gözlerden nasibini alır.. kendini toparlar, ölçülü kişi oluverir gene..zor iştir her daim mantıklı olmak..bi süre sonra da otomatiğe bağlanınca insanda yaşama zevkini bile alır götürür.. mekanikleştiğini hisseder ama olsundur plansız programsız bi hayattan yeğdir bu..
çoğu zevkli şeyin aslında mantıksız olduğunu düşünürsek, hayatı asla doya doya yaşayamayan insandır.
(bkz: mahmut)
deli gibi yoran ve tüketen insandır. ama bırakamaz bu huyunu, öteki tarafa giderken de mantığıyla gider bu.*
mantık evliliği yapan,
sevmediği işte çalışan,
mantıken çoğu zaman susan,
mantıken etliye tuzluya karışmayan,
duygularını ezen,
çekip gidebilme ihtimali olmayan,
patronun yüzüne bir şey fırlatma lüksü olmayan,
sırılsıklam aşık olamayan,
istediği zaman sigarayı bırakabilen,
beton bir duvar kadar soğuk insandır.
zeki insan.
başak burcu insanı.
duygusuz ve kisiliksiz olmasi muhtemeldir. duygusal zeka cok onemlidir gelecek uzerine karar verme mekanizmasina etki eder.

ot gibi yasayan insandir kanimca.
her daim mantikli olan insan, her daim kiskanilan insandir. cunku her daim mantiklidir ve her daim kazanir. kazanir, cunku dunya, her daim mantikli olamayan, mantiksiz insanlarla doludur. her daim mantikli olan insan, onlara her daim icten ice tesekkur eder.

elde ettigi basarilar, ulastigi kariyer, oturusu kalkisi, evliligi, karisi, colugu cocugu, oturdugu ev, kullandigi araba, giydigi pradalar, ralph laurenler, louis vuittonlar, paul smithler, kazandigi paralar hicbir zaman cekilemez, arkasindan konusulur, bol bol dedikodusu yapilir, aski bilmedigi, beton gibi soguk oldugu, ot gibi yasadigi, hayati doya doya yasamadigi konusunda iddialar ortaya atilir, enrtyler girilir.

ama bilinmez ki herkesin hayata bakis acisi ve ondan bekledigi seyler farklidir.

kimisi rock konserinde bira icip, sarhos olup bagirip cagirmayi, kafa sallamayi, pogo yapmayi sever, kimisi kirmizi sarap icip gittigi caz konserinde ayagiyla tempo tutup, gozlerini kapayip oturdugu yerden hayallere dalmayi...
kimisi mezuniyet gecesinde icip dagitmayi sever, kimisi sicacik evine donup birkac satir yazmayi...
kimisi genclik yillarinda, aslinda kendisinin bile tam olarak anlayamadigi bir ulku ugrunda sokaklarda dolanir, gazete dagitir, yaslaninca ulkusu degisir, 'ne sacma, gereksizmis.' der. kimisi de ulkusunun degisecegini bildiginden hic bu islere girismez.
kimisi sessiz degildir, gelisiguzel, kafasina estigi ve isine geldigi gibi, herkese ve her seye bok atar, elestirir. kimisi de sessizdir, gerektigi yerde konusur, icinden dusunmeyi bilir, elestirilerini icine atar.
vs. vs.

olurken mutlu olmak onemlidir ve her daim mantikli olan insanlar her daim mutlu olur. mutlu olur cunku dunya, her daim mantikli olamayan, mantiksiz insanlarla doludur.
*
aşktan hiçbir zaman nasibini alamamış ve alamayacak olan insan.
(bkz: gözüm görmesin)