bugün

Cevabı kişiden kişiye değişecek olan ucu fazlasıyla açık bir kavramdır.

Çok sevidiğim biri (inceden yandığım olur kendisi) bana bir süre önce "sence hayatın amacı nedir?" gibisinden bir soru sormuştu.

Ona bilmediğimi, henüz bulamadığımı söylediğimde gülerek senden daha etkili bir cevap beklerdim demiş ve hayatın amacını "ölüm" olarak gördüğünü söylemişti.

Aslında ilk duyuşta kulağa mantıklı geliyor değil mi?

Hepimiz bir şekilde doğduk, sevsek de sevmesek de yaşıyoruz. Çoğumuz büyümeye fırsat bulamasa da hiç az sayılmayacak bir çoklukta yaşama tutunan insanlar var. Her dinden, her dilden, her ırktan, her mezhepten, her maddi durumdan insanlar...
Yakın bir tarihte "mucizevi ölümsüzlük iksiri" bulunmadığı sürece bir yüzyıl sonra hepimiz ölmüş olacağız.
Bunca insanın yegane ortak noktası kaçınılmaz olan "ölüm"ün hayatın amacı olarak görülmesi çok da zor olmasa gerek.

Yine de bu düşünce bana tuhaf gelmişti. Herkesin istese de istemese de yaşayacağı bir durum nasıl hayatın amacı olabilir ki?
Eninde sonunda gerçekleşeceğini bildiğimiz, çoğu zaman beynimizin gerilerinde dursa da, olacağına emin olduğumuz kavram bir amaç için fazlasıyla kolay diye düşünüyorum.

Bana göre ise ölüm bir sebep değil sonuçtur.
Ölüm insan olmanın-hatta canlı olmanın- yan etkisindir.

Ve yine bana göre hayatın amacı yaratmaktır.
Doğru bileşenleri birleştirerek ortaya birşeyler çıkarmak, gelişmek ve bunu aktarmaktır.

Kelimeleri bir araya getirip şiirler yaratırsınız, romanlar, hikayeler ya da sadece bir cümle. Doğru renklerdeki fırçayı, doğru yerlere sürersiniz, doğru tuşlara/tellere doğru zamanda basarsınız...
Doğru insanla, doğru yerde sevişip yeni bir canlı yaratmak da bunlara dahildir.

Çoğunuz burada kullandığım "doğru" kelimesini sorgulayacaktır.
Burada bahsettiğim doğruyla, yanlış kelimesinin zıttı olan doğru farklı anlamlar içeriyor.

Yoksa yanlış insanla yanlış zamanda sevişmek de size yeni bir canlı yaratmak için yeterli kudreti sağlayacaktır, yanlış kelimelerle yanlış cümleler kurmakta.

Dünya üzerinde yaratım sürecine katılmayan bir canlı yok. Ayaklı ölüler bile (iş adamları vb.) bir şekilde bir şeyler yaratmaktalar.

Ölümü hayatın amacı olarak görmektense (ki ölüm kavuşulacak bir sevgili gibidir bana göre) illa bir amaç bulunması gerekiyorsa "yaratma" gücünü kabullenmeyi yeğliyorum.

Yine de bir şekilde amaç taşıyan bir varlık olduğumuza inanmakta güçlük çekiyorum. Varolmak amaca ihtiyaç duymamalı.
Çilekli hüptirik yemektir.
ruhunuzdaki şeytana uymaktır.

oh lucifer, please take my hand...

görsel