bugün

onlar da gidecek diye sevmekten korktuğumuz insanlar var.
reklam sloganı misali.
bananın anneyi becermesi.. ulan çok kötü ilk duyduğumda ağladım be.
hayat kimisi için 1-0 önde başlar. kimisi içinse 1-0 geriden başlar. ve en önemli kısımlardan biriside hayat adaletsizdir. siz her ne yaparsanız yapın. aynı şekilde hayatınızı sürdürmeye devam ediceksiniz. sürekli zengin olan insanlara aşağıdan bakıcaksınız. işte en kötü tarafı budur. olmak isteyipte olmadığınız şeyler için kafanızı yorucaksınız. her ne kadar çalışsanızda aldığınız maaş zaten bellidir. ve onunla yapabiliceğiniz her şey sınırlıdır. elbette ki. bu herkes için geçerli bir durum değildir. ancak çoğu insan bu durumdadır. hayal kurarsınız olmaz. bir şeylere adım atarsınız olmaz. çünkü şanş sizden yana değildir. hayatta bir çok şey karmaşıktır. yeri geldiğinde hayatınızı değiştiricek fırsatları kaçırırsınız. ve sonrasında düşünüp. '' keşke kabul etseydim. '' tarzında sözler söylersiniz. hayatın bir gerçeği vardır. hatta tek bir gerçeği oda bir kağıt parçası olan ancak bir dünya kadar değerli olan '' para '' dır. ve para ne yazık ki. her şeyi satın alabiliyor. insanları, gururunuzu, haysiyetinizi, karakterinizi ve buna benzer her şeyinizi değiştirebiliyor. her şeyin paraya baktığı bir dünyada yaşıyoruz. para her şeyi satın alabilir. fakat manevi olarak alamıcağı bir çok şey vardır. çok paranız olabilir. ancak mutlu olmadıktan sonra çok paranız olmuş neye yarar? parayla mutluluğu satın alamazsınız. sevgiyi satın alamazsınız. para sadece karşınızda ki. kişinin size bakış açısını değiştirir. yani her şey karşılıklıdır. sokaklarda peçete satan çocuklar, uyuşturucu ortamına düşmüş gençler, ailesi tarafından terk edilmiş. veya buna benzer bir çok acımasız durumlar görebiliyoruz. bu durum için tek bir açıklama yapılabilir aslında. din kavramı '' islam '' her zaman için saygı duyduğum bir dindir. fakat bir çok insanın bunu düşündüğünü tahmin edebilirim. '' bir tanrı insanları yaratıyor. ve onların kendisine iman etmesini istiyor. fakat yaratmadan önce seni yaratıcam demiyor. ve sen dünya'ya geliyorsun. kimileri sakat olarak doğuyor. kimileri ise kör, kimileri kimsesiz. bu insanların şuçu ne? hayat bir sınav deniliyor. fakat yaşamak istemediğiniz bir dünya'da acımasızca yaşamanın anlamı nedir? çoğu insan intihar etmeye çalışıyor. bir çok sebepten dolayı kimisi ediyor. kimisi cesaret bile edemiyor. siz doğmadan önce size böyle bir hayat yaşıyacağınız söylenmiyor. görmediğiniz, duymadığınız bir tanrı insanların kendisine ibadet etmesini istiyor. ve sonunda cennet ve cehennemin var olduğu yazılıyor. bu ne kadar doğru? tartışılır. amacım islamı kötülemek değildir.
O simdi mahkumu izledim bu gece yine.
Yavuz bingol sirf suzani icin tunel kazdi.
Para bile istemedi.
Ille de suzan.
Suzana gittiginde bi de ne gorsun,
Sakat kalan kocasina bakiyor suzan
Koca da yavuza bakiyor melul melul.
Kistirdi kuyrugunu dondu mapusa.
Mapustakilerin de bir bekleyeni yoktu.
Bekledigi sanilan sevgililerini baskalari dudukuyordu.
En sonunda kapattilar tuneli.
Dunyaya acilan son kapiyi.
Butun umutlar tukenmisti cunku.
Suzani da el almisti zaten.
hayattaki tek adil şey.
Endüstri meslek liselerinde bir erkeğe üç erkek düşmesi.
üniversitede kızlar teklif etmiyor. birçok genç heba oldu bu yüzden.
Okuyup okuyup bi bok olamamak kendimden biliyorum.
Insanlarin zengin değilsen okuyup iş bulamadıysan seni sallamamasi.
karşılıksız sevgi.
Hayat Acımasız Bir Öğretmendir..
Bir gün bitecek olması.

Metrobüse biniyor olmak daha acımasız karar verdim.
Sırttan vuran dost sandıklarımız.
Ilk sigaradan sonrasi zevk vermez.
Kendi işinizi kurmadan zengin olamayacağınızı 27 yaşından sonra anlamak.
sahip olunan soyadının, sahip olduğun olabileceğin en iyi tüm diplomalardan daha çok kapıyı hemen ve sorgusuz- sınavsız açtığı gerçeği.
illa ki sevdiğimiz birilerinin bizden önce ölecek olmasıdır. ölümdür.
Burs kartinin avansinin -350 olması ve cuma gunu 50 tl burs yatacak olması.
ölüm...

en acımasız gerçek. bununla sınanacağız hepimiz. en acımasız tarafı ise en sevdiğiniz, hayatımda olmazsa olmaz dedikleriniz, sevdiceğiniz, eşiniz, anneniz, babanız belki kardeşiniz belki ağabeyiniz ya da ablanız sizden önce ölecek. onların ölümlerine tanık olacak buz gibi soğuk bir morg'dan alınmış bedenini buzdan da soğuk olan o üzerinde dolaştığınız toprağın altına gömeceksiniz.

o tabutu omuzladığınız zaman fark edeceksiniz "bu dünyada daha ağır hiç bir şeyin olmadığını" omuzunuz çökecek. o ağırlığın altında. adımlarınız yavaşlayacak. nefesiniz sıklaşacak. ve sonra birisi sizin yerinize omuz verecek o tabuta. bir süre arkasından yürüyecek o tabuta bakacaksınız. sonra o tabut açılacak. kefene sarılı çok kısa süre önce sarıldığınız, sesini duyduğunuz o bedenin mezara konuluşunu izleyeceksiniz. sonra elinize lanet bir kürek verecekler. elleriniz titrerken toprak atacaksınız o mezara. sonra mezar kapanacak. herkes evine gidecek. kapkaranlık gecenin sonunda tavana bakarken bulacaksınız kendinizi. alabildiğine eksik, alabildiğine yarım ve yüreğiniz alabildiğine kanar halde.

sonrası mı...

sonrası yok. sonrası kopuk bir film.
Biz eğlenmekle, göbek büyütmekle mesgulken dünyada açlıktan, savaştan ölen çocukların/insanlarin olmasi.
seni senden başka hiç kimse anlayamaz.
zamanında sprite reklamlarında söylemisti birkaç tanesini. konu aynıydı gerçi ama bir göz atmakta fayda var.
Her gidişin bir dönüşü yok. Etrafı fatihalar kaplıyor sadece.
hayallerini gerçekleştirsen de gerçekleştirmesen de zaman geçiyor.

mazeretlenmek ertelemek kendine zarar. yaşayamadıkların yaşanamadığıyla kalıyor.

en doğru zamanı en iyi seçeneği beklemek başlamaya engel.