bugün
- iğrenç bir his tarif et11
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar17
- anın görüntüsü13
- uludağ sözlüğün bitmiş olması22
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- cumaya gidenlerin çok azalması16
- sözlüğün en götü güzel kızı15
- özgür özel10
- güne bir şarkı bırak13
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- insana kendini kötü hissettiren şeyler18
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler12
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- bik bik'in balona binmesi10
- hamas bir terör örgütüdür24
- oksijensizsu13
- sabah aç karnına içilen bira13
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim24
- düşün ki o bunu okuyor12
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- fatih terim'in yuhalanması16
- icardi190515
- memesi küçük olmak14
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel15
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
*** hep düşünülen, gelecekte kendimizi içine yerleştirdiğimiz, ah çekerek beklediğimiz evdir.
hiç unutmam apartmanda bilmem ne sigortanın bi yazısı vardı. ne alaka lan apartmanda sigorta şirketinin yazısı falan deme. 90'ların başı o zaman. farklıydı yani. misal mahalle maçı oynayıp cami musluğundan su içmek vardı o zaman. şimdi göt kadar velet elinde epıl mıdır ne sikimdir onunla meyve doğruyor. ve inanır mısın bundan ölümüne zevk alıp rekor kıramayınca hıçkırağa boğuluyor. bu da benim zoruma gidiyor ama ne bu saatte o "kaybolmuş veled"i anlatasım var ne de konumuz o değil.
o yazıda baba-oğul ilişkisini anlatıyordu. dur bakayım bulabilirsem ekliyim. şimdi aramaya gidersem aklımdaki 3-5 satırı da unutucam.
özetle çocuk diyordu ki 6 yaşında:
benim babam dünyanın en güçlüsü!
ergenliğe geldiğinde:
babamın bi boktan haberi yok!
çocuk yaşlanıp babası vefat ettiğinde:
keşke babam olaydı da napacağımı söyleyeydi!
çocuğun babasına bakışı bile bu denli değişirken hayallerdeki ev de çabucak değişiveriyor be aga.
çocukken bol oyuncaklı bi evim olacak derdim. en çok da "ulan 3 tane akülü araba alıcam oğluma" diye geçirirdim içimden. bizimkiler bana alamadı hiç. gerçi kontra frenli bmx'im vardı ama akülü arabanın yeri başka.
büyüdüm. bi kıza aşık oldum. büyüdüm dediysem 18 yaşıma geldim. o zaman hayalimdeki ev "onun hayalindeki ev"di. zaman geçti. hayallerimiz başka olmuş. hayaller başkalaşınca ortak hane zaten hak getire.
sonra bizim el yüz serpilmeye başladı. ağzımız laf yapar gözümüz açık diye nitelendirilir olduk. artık bolca sevişiyor, seviştikçe kendimizi bi bok zannediyorduk. hayalimizdeki ev, yere yakın yataklardan ibaret oldu. hani şu "minimalist tarzda döşedik yeaaa" tarzında. ama yatak geniş. hani çok sevişiyoruz ya daha çok sevişelim. gün olur grup yaparız da kurada bay çıkarız deyu.
sonra o hevesler de gitti. heves gitti derken hala sevişebiliyorum aga orayı yanlış anlama. artık ne "bir kız"ı ne de "çok ve değişik kız"ı koyabilir olduk hayallerdeki o eve.
yaşadıkça, bekledikçe, okudukça, kazık atıp kazık yedikçe anladım ki bu hayallerdeki ev denen şey milli piyango yılbaşı çekilişi gibi. rakamlar hep değişiyor ama her seferinde bilet almamıza rağmen büyük ikramiyeyi geçtim teselli ödülü bile isabet etmiyor sol yanımıza.
artık hüküm kurma vaktidir. hatta tanım da bu hükümdür: hayallerdeki ev, zamandan ve beşerilerden bağımsız olmalı.
ilk işim şu eski bol ve iri çiçeklerden oluşan perdelerden takmak olacak. dantel olmazsa olmazı hayalimdeki evin.
http://img812.imageshack....2/7331/dantelipperde1.jpg
mümkünse tel dolaplar kullanıcam. soğuk bi yerde yaşayabilirsem buzdolabı bile iptal olacak evimde.
http://ahmetefe.com.tr/wp-content/uploads/terek.jpg
l koltuk ne amına koyim, divanlar anama mı sövüyor?
http://1.bp.blogspot.com/...rk+Dekorlar%25C4%25B1.jpg
duşa kabin yaptıranı siksinler. jakuzi aklımdan geçerse zencili ölüm grubuna düşeyim.
trt fm'den şaşmıyorum bu aralar. yarışmaya katılıp nostaljik radyo kazandığımda bu iş komple biter.
geriye hala yaz kış dumanı tüten bir evin hayalini kuran masum kızı bulduğumda harcamamak kalıyor.
gitmeden aha buldum lan yazıyı:
06 yaşında : Babam herşeyi biliyor.
10 yaşında : Babam çok şeyi biliyor.
15 yaşında : Ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında : Şu muhakkak ki; babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok.
30 yaşında : Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak.
40 yaşında : Ne de olsa, babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında : Babam her şeyi biliyor.
60 yaşında : Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim.
hiç unutmam apartmanda bilmem ne sigortanın bi yazısı vardı. ne alaka lan apartmanda sigorta şirketinin yazısı falan deme. 90'ların başı o zaman. farklıydı yani. misal mahalle maçı oynayıp cami musluğundan su içmek vardı o zaman. şimdi göt kadar velet elinde epıl mıdır ne sikimdir onunla meyve doğruyor. ve inanır mısın bundan ölümüne zevk alıp rekor kıramayınca hıçkırağa boğuluyor. bu da benim zoruma gidiyor ama ne bu saatte o "kaybolmuş veled"i anlatasım var ne de konumuz o değil.
o yazıda baba-oğul ilişkisini anlatıyordu. dur bakayım bulabilirsem ekliyim. şimdi aramaya gidersem aklımdaki 3-5 satırı da unutucam.
özetle çocuk diyordu ki 6 yaşında:
benim babam dünyanın en güçlüsü!
ergenliğe geldiğinde:
babamın bi boktan haberi yok!
çocuk yaşlanıp babası vefat ettiğinde:
keşke babam olaydı da napacağımı söyleyeydi!
çocuğun babasına bakışı bile bu denli değişirken hayallerdeki ev de çabucak değişiveriyor be aga.
çocukken bol oyuncaklı bi evim olacak derdim. en çok da "ulan 3 tane akülü araba alıcam oğluma" diye geçirirdim içimden. bizimkiler bana alamadı hiç. gerçi kontra frenli bmx'im vardı ama akülü arabanın yeri başka.
büyüdüm. bi kıza aşık oldum. büyüdüm dediysem 18 yaşıma geldim. o zaman hayalimdeki ev "onun hayalindeki ev"di. zaman geçti. hayallerimiz başka olmuş. hayaller başkalaşınca ortak hane zaten hak getire.
sonra bizim el yüz serpilmeye başladı. ağzımız laf yapar gözümüz açık diye nitelendirilir olduk. artık bolca sevişiyor, seviştikçe kendimizi bi bok zannediyorduk. hayalimizdeki ev, yere yakın yataklardan ibaret oldu. hani şu "minimalist tarzda döşedik yeaaa" tarzında. ama yatak geniş. hani çok sevişiyoruz ya daha çok sevişelim. gün olur grup yaparız da kurada bay çıkarız deyu.
sonra o hevesler de gitti. heves gitti derken hala sevişebiliyorum aga orayı yanlış anlama. artık ne "bir kız"ı ne de "çok ve değişik kız"ı koyabilir olduk hayallerdeki o eve.
yaşadıkça, bekledikçe, okudukça, kazık atıp kazık yedikçe anladım ki bu hayallerdeki ev denen şey milli piyango yılbaşı çekilişi gibi. rakamlar hep değişiyor ama her seferinde bilet almamıza rağmen büyük ikramiyeyi geçtim teselli ödülü bile isabet etmiyor sol yanımıza.
artık hüküm kurma vaktidir. hatta tanım da bu hükümdür: hayallerdeki ev, zamandan ve beşerilerden bağımsız olmalı.
ilk işim şu eski bol ve iri çiçeklerden oluşan perdelerden takmak olacak. dantel olmazsa olmazı hayalimdeki evin.
http://img812.imageshack....2/7331/dantelipperde1.jpg
mümkünse tel dolaplar kullanıcam. soğuk bi yerde yaşayabilirsem buzdolabı bile iptal olacak evimde.
http://ahmetefe.com.tr/wp-content/uploads/terek.jpg
l koltuk ne amına koyim, divanlar anama mı sövüyor?
http://1.bp.blogspot.com/...rk+Dekorlar%25C4%25B1.jpg
duşa kabin yaptıranı siksinler. jakuzi aklımdan geçerse zencili ölüm grubuna düşeyim.
trt fm'den şaşmıyorum bu aralar. yarışmaya katılıp nostaljik radyo kazandığımda bu iş komple biter.
geriye hala yaz kış dumanı tüten bir evin hayalini kuran masum kızı bulduğumda harcamamak kalıyor.
gitmeden aha buldum lan yazıyı:
06 yaşında : Babam herşeyi biliyor.
10 yaşında : Babam çok şeyi biliyor.
15 yaşında : Ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında : Şu muhakkak ki; babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok.
30 yaşında : Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak.
40 yaşında : Ne de olsa, babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında : Babam her şeyi biliyor.
60 yaşında : Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim.
küçücük güzel bir ev,yemek kokan.
güncel Önemli Başlıklar