bugün

her hastanede olan bölümdür.

acil vakalar görülür. çok çeşitli dertlerden muzdarip insanları görürsünüz bu bölümde. siz bir sebepten o acil bölüme kaldırılmışsınızdır ama sedyelerdeki diğer hastaları, yaralıları, can çekişenleri, bağıranları görünce aslında benim derdimin hiçbir şey olmadığının farkına varır halinize şükredersiniz.
ne kadar kötü durumda olursak olalım bilelim ki her zaman bizden daha kötü durumda birisi var. Allah yardımcıları olsun. Çok zor bir durum.
zaman zaman nöbet tuttuğum bölümdür. gelen kişinin acısına şahit olursun. fonda sürekli bağıran, öksüren insanlar vardır. en kötüsü de karşında kıvranan adamın derdini, nedenini bilirsin ama bi bok yapamazsın ya. allah kahretsin ki her boku bilirsin de dindiremezsin ya sancısını..

benim için yeni daha ama bir süre sonra alışırmışsın. öyle söylüyorlar. umarım hiç alışmam.
Uzun zamandır gitmediğim hastanenin acil kısmına bugun gittim. Farkettim ki sistem degismis hastalar doktorun ayağına gidiyorlar! odanın kapısının önünde kuyruk oluyorlar. Yolu kapatmalari bir yana o hasta halleriyle ayakta sira bekliyor insanlar. Ileriye gidecegimize gitgide geri gidiyoruz galiba.
Nerdeyse günün yirmi dört saati hasta barındıran bölüm. Evet.
Hasta olmayanı bile hasta eden bölümdür.
Bir ağrı kesici arveles , onun yanında bir gaz maskesi olarak ventrolin eveeeeet birazcık da serum katalım şuraya...
Sürekli meşgul olan bölüm. Başı ağrıyan kişide gidiyor amk. Evet.
yalnızca bir saat ile...

bursa devlet hastanesi, acil bölümü. gözlem kabiliyetine sahip ve bu yetisini kullanmayı seven insanlar için gereken her şey mevcut, oksijen dışında. mekan dünya'dan soyutlanmış olsa gerek ki kendi yaşam çeperini kurarak sinirsel tepkilerinizi yöneten özel bir bölge olmayı başarmış.

arkadaşım psikolojik bir nöbet geçirdiği için çenesi ve bacakları kilitlendi, içsel bir bunalım haliyle karşılaştı. sakinleştirici yemesi için götürdüğüm hastanede iyice panik bir hale dönüştü ya, ironik durum içimizde patlamak üzereyken tabiri caizse alık alık etrafı izlemekten dumura uğradık ve rahatladık.

entrikalar; yürüyemediği için tekerlekli sandalyeye oturttum ve serice acil önünde yerimi aldım. marjinalliği asil kanında dolaşan seküri; "dur kardeşim, bu burada dursun (bu dediği arkadaş) sen kayıt yaptır gel".

kayıttan sonra güvenliği aşıp hemşire ile karşılaştım. yüzüme bile bakmadan "nisi var" tepkisiyle durumu açıkladım ve beni bekleme moduna alarak doktora seslenişini izledim. suratının ortasına aduket çekilesi.

daktır bey bunu götürün de tansiyonuna baksınlar dedi. "bunu" alıp başka bir bölgedeki arkadaşa teslim ettim. tansiyonu iyi, durum psikolojik dedi. suratına boş bakınca tepkisel bir bakış olduğunu anlamış olsa gerek ki bir kelime daha etmeden psikiyatriye gönderdi.

pisikiyatır bey arkadaş konuşamadığı için bana sordu soruları. izahatimi makul bularak geçici ama bi'sakinleştirici yese olur dedi. sııl canım dedim indik seruma.

bir tarafta maddeden gelen kelepçeleniyor, bir tarafta amca çok beklediğinden şikayet ediyor, yenge inlerken ufak çocuğun ailesi endişeli bakışlarla insanlara acıyor. kusma poşeti de vermiyorlar.

2 hemşire, 20 hasta. 2 dakikada bir yeni hasta. yatak 15 tane. ve berkes yatarak serum yiyor. matematiğe uymadığını biliyorum, dünyadan soyut derken şaka yapmıyordum. kendi fizik kuralları, matematik hesapları var. ortak nokta dil.

muhabbete gelen doktorların "bu gece bizim bölge tam çılgın" geyiği. soğukkanlılık mı donmuş hisler ve sinirler mi bilmiyorum. birisi ölüyorum dese şurada öl diyecek tipler.

bir çocuk girişte bayıldı. hemşire yanına gidip "sen genç adamsın kalk bakayım ayağa" dedi. komik mi yoksa iğrenç mi, siz karar verin.

zor aga. orada görev yapmakta, hasta olmakta... 1 saat geçirip 2 günlük yorgunluk yükledik kendimize. tek avantaj serum oldu. sodyum klorür. bizimki kayış gibi oldu. varsa bir derdiniz doktorunuzdan isteyin vesselam. veya bir köşede ölerek tüm bunları yaşamadan refahın tadına varın. size kalmış.
Parmağını bıçakla küçücük kestiği halde karısıyla gelen mallar ayakkabısı ökçesine vuruyormuş diye gelenlerin olduğu yerdir.
türkiye'de herkesin kendi derdini dünyanın en önemli olayı zannettiği yerdir.

trafik kazası sonrası 4'ü ağır 8 yaralı getirilen acil servisteki nöbetimde, 5 dk dahi beklemeyip boğazım ağrıyor ben de acilim bana da bakılsın diyen hastanın yanına gidip, şimdi ben seni muayene için odaya girersem, bu yaralıların yakınları seni burada evire çevire döverler deyip evine yollamışlığım vardır.
Aslında dünya çapında sadece acil durumlarda kullanılırken; Türkiye’de hamilelik testi yaptırmak için, burnum çok kaşınıyor diye, sevgilimden ayrıldım kalbim ağrıyor vs sebeplerden dolayı da başvurulabilen bölümdür.