bugün

imamlar günde 45 dk çalışarak 2 500 tl maaş ve lojmanda beleş kalıyorlar elektrik - su parası derdi yok

polisler 3 bin tl maaş alıp yol parası vermiyorlar. kendi araçlarını bile kullanmayıp devletin arabası ile çocuklarını okula bırakıp pazara bile devletin arabası ile gidip pazarlık alıyorlar. günde çalıştıkları ise 10 dk yi geçmez. devriye adı altında herhangi bir kahveye otururlar akşama kadar iddea oynarlar

tapu müdürlüğünde çalışan komşum. 24 saatte 2 iş yapar. karşılığında rüşvet yoksa o 2 işi de yapmaz. karşılığında 2500 tl devletten aldığı maaş. tüm gün soliter oynar bazende facede takılır. devlet ise onların rotasyon yapılmasını engeller çünkü rüşvet alan memurun yerine almayan gelirse diye korkar.

mebte çalışan normal memurlar tüm gün soliter oynamaktan ve çay içmekten başka bir şey yapmadıklarını kendileri kabul ederler. şimdi facebook oyunlarına başlamışlar.
2 bin tl maaş alırlar ve sadece facebook oyunları oynadıkları için.

sağlık personeli veya hemşireler. tüm gün facebookta takılırlar. kırk yılda bir kere bir hasta ile ilgilenir geri kalan zamanların ise facebookta takılır boş boş dururlar. günlük 1 saat kadar çalışmazlar ama döner sermayeden aldıkları ile 2 500 tl maaş alırlar.

inşaat ustası, sözde emekçi olarak geçer ama günlük 150 - 200 tl arası günlük yövmiye alırlar. aylığa vurduğunda ilk okul mezunu hiçbir vasfı olmayan adamın aylık 6 000 tl maaş aldığıdır.

kartonpiyer - alçı ve boya badana ustası olur iseniz ise, bir daire için 5 6 bin tl işçilik alıyorlar. boya alçı vs senden onlar sadece işçilik. ve bir daireyi 4 5 gün sürmeden genellikle 3 günde bitiriyorlar. 3 günde 6 bin tl, aylığa vuracaksan haftada 1 iş gelse aylık 24 bin tl para eder. sonra da emekçiyim işçiyim edebiyatı yaparak bir de kendine acındırırsın.

bu durumda hiçbir şey okumadan direk inşaat ustası veya kartonpiyerci mi olsam?
elektrik ve su tesisatçısı mı olsam? bir çeşme değiştirmeye 50 tl bir priz değiştirmeye 40 tl diyorlar. böyle de deli para kazanılabilir.
öğretmenliği unutmuşum. yılllık 6 ay tatili olan. hiçbir zaman çalışmadığın. hep boş boş durduğun ve karşılığında az ama idare etcen artık 1500 tl verilen öğretmen mi olsam?
çok karamsar kalan kişilerin içlerinde büyüttükleri derttir.

not: hiçbir şey olamıyorsanız, yarış atı olun. *
şöför mü olsan? şöferken tüm çalışma tatil. hep geziyorsun tüm yurdu görüyorsun he maaş mı düşük, ama tüm türkiyeyi gezersin.
en cok parayi nasil kazanabilirim sorunsalidir.

Don lastigi bile satsan alicisini bulduktan sonra ciddi oranda para kazandirir. Mesela masaj koltuklarini turkiyede satan kac firma var? Ya da kiloyla kot pantolon satin alip almis lira etiket cakmak.

En garantisi isinde en iyi olmaktir. Digerlerine gore daha buyuk bir fark yaratacak arti katacak olan budur.
kararsızlık anında can yeleği olarak pikachu seçilmelidir.
+seni seçtiiiiiim pikachu!!!
-pika pika...
Şu an kafamı kurcalayan sorunsal.
saçma sapan bir sorunsaldır.

ulan; ipek böceği yetiştirmek varken insan neden bir meslek arar anlamış değilim.
Uçak teknisyeni olun saç kalmasın. Aldığınız para 15-20 bin alan bakanların gözüne batsın, bakanlık yoluyla sizin iş kolunuzu değiştirio sendikanıza müdahale etsin. Lisans almayı Brezilya dizisine çeviren bir shgm ve huzursuz bir çalışma ortamı olsun. Ha unuttuydum. Siz 4 yıl okuyun sonra 6 ay kurs verip başka bölüm okuyanları sizin yerinize işe alsınlar. Tabii 4 yıl okuyup teknisyen olan sevgi pıtırcıklarıyız.
doktor ol. iş bulma sıkıntın olmaz.
Düşün düşün yoktur işin . Ben de çok düşündüm bir yıl feda ettim son sınıfta asla dediğim mühendislige gittim.
Yani bi garip işler bunlar, nasipten öteye gidilmiyor herhalde.
meslek seçimini insan kişisel yeteneklerine ve zevklerine göre yapmalıdır. meslek seçiminde maddiyat ilk planda olunca insan ömrünün yarısını sevmediği ve beceremediği işi yaparak kendi kendini bilinçli olarak mutsuzluğa itmiş olur. zor bir coğrafyada yaşıyor olmamız bu gerçeği değiştirmemelidir.
Tabiki de pezevenlik*
Tabiki orospuluk.
Ne öğretmeni olduğu önemli değilse bi müzik aletinde ilerlemeye bak, akabinde sınavlara girip öğretmenlik belgesini alırsın.
Elinde bonus olarak bulunur.
mutlu olacağına inandığın mesleği seçeceksin.

gerisi hikaye.
Hangi mesleği seçsem diye bir şey olmaz! insanın mesleği doğuştan gelen, üstüne zamanla eklediği hobileri, zevkleri, bilgisi vs. ile gelişir ve mesleğe dönüşür!

Ülkede yapılan hata;

- Bilgisayar oynamaktan zevk alan insanın programcı ola bileceğini düşünmesi ama hayatında basit bir flash kodu dahi yazmayı denememiş olması!

- Hiç sosyal olmayan, genel karma bilgi/Kültürü iyi olmayan, idealist olmayan, ayrıntıya önem vermeyen ağzı çok çok iyi laf yapan (Boş konuşan değil ikna edici ola bilen) aşırı derecede okumaktan sıkılan birinin sırf sınava çalışıp okulu bitirerek avukat olması ve aç açına sefil bir avukata dönüşmesi!

- Kan görmeye dayanamayan, ömrü hayatında biyoloji hiç var olmamış birinin doktor olması haliyle hastanın karnında kürek unutacak kadar şuursuz bir hale gelmesi!

- Elektronik satın almayı seven birinin elektronik mühendisi olmaya çalışması ve okul bitince iş bulamayan mühendisler kervanına katılması

- Hayatında bir ürün satmamış, birini buna ikna edememiş, antisosyal birinin işletmecilik, Halkla ilişkiler okuması

vs. vs gider de durur! işin acı tarafı her hangi bir mesleğe gire bilmek için sadece Üni. sınavına 1 yıl ezber yapmak, peşinden ezberle vizeleri vermek yeterli oluyor!

Yani sen o mesleği seviyorsun ama o meslek seni sevecek mi!

Kişi kendi hamuruna bakmalı! O hamur ne ise mesleği de o yönde seçmeli! Aksi olduğu taktirde o meslekte en iyi ihtimalle iş bulmuş fakat ömür boyu şikayet eden, başarısız keyifsiz biri olursun ve o mesleğin hak edeceği kazancı asla elde edemezsin yada zaten o mesleğe hiç başlama şansın olamaz! Siyaset, torpil vs ile 3-5 kazanç sağlasan dahi kısa ömürlü olur!

Özellikle 12 yaşına kadar olan çocukluk dönemde aslında bir insanın ileride neyi meslek olarak yapıp, neyi yapamayacağı çok belli oluyor. Bu dönemi iyice bir değerlendirip kendine uygun meslek hangisi ise onu yapmak gerekir!
La bi siktir git bi köşede öl mk.