bugün

birbirine hakkı geçmiş ya da bazen de alışkanlıkla söylenen hakkını helal et diyip helallik istemenin, sen o güne kadar karşı tarafın hakkını helal etmeyeceği şeyler yaptıysan ve karşı tarafın da o anda bir boşluğuna geldi de helal olsun dediyse, hakkını gerçekten helal etmiş oluyor mu ya da senin bu yaptığın oluyor mu sorusudur. çok karşılaştım.. tanıdığım süre içinde çeşitli olumsuzluklarla canımı sıkan, hatta birine o anda hakkımı helal etmiyorum sana dedikten sonra, bir daha görüşülemeyecek zamanların başında, ayrılırken hakkını helal et diyip helallik isteyenlere o anda helal olsun demişimdir.. ne var ki, aradan zaman geçip de o yaptıklarını hatırladığım zamanlarda hakkımı helal edemediğimi fark ettim ve de fark ediyorum. şimdi bu durumda ne olacak? bu sorunun cevabını bir yerde bulamadım. sorsan hocalara hakkınızı helal edersiniz inşallah, ediniz gibi cevaplar verirler. ama uyanıklık yapıp da tam ayrılırken ya da vedalaşırken helallik istemek fakat önceki zamanlarda da bunun tersi hareket etmek ne kadar doğru?..
benim bu hususta kafama bambaşka bir şey takılmakta.

mesela sevdiğiniz biri, sizin üzerinde çok emeği var, abiniz, ablanız veya ona benzer bir şey işte. adam öldü diyelim siz hakkınızı helal etmediniz. öyle de büyük bir orospu çocuğusunuz. adamın üzerinizde hakkı var emeği var bi kötülük etmemiş, ettirmemiş.. peki siz helal etmiyorum dediğinizde gerçekten helal olmayacak mı? hak ve emekten bahsederken allah katında bunun değerlendirilmemesi gibi bir durum oluşamaz sanırım lakin bununla ilgili ilmi bilgiye sahip değilim kesin konuşamayacağım sadece sadece mantıkla hareket ediyorum.

ilgili ve bilgili arkadaşlar bir dürtsün bak merak ettim gene.
Kul hakkının helalliği her zamanki gibi bazı taş kafalılar tarafından çarpıtılmıştır.

Kul hakkı karşıdaki seni "kalbiyle" affederse helal olur. Senin kendi g+tünü cehennemden kurtarmak için karşıdakini "hakkını helal et" diye psikolojik baskı ile rahatsız etmeye hakkın yok.

Özür dilersin, yaptığından pişman olduğunu söylersin, af dilersin. Helallik istemek budur. Yoksa maganda gibi köşeye sıkıştırmakla olmuyor bu işler.

– hakkını helal et yeaa. Bi daha görüşemiycez.
+ ne demek helal olsun. (Yalan söylemiştir. Yüreğine öküz gibi oturmuştur yapılan.)

Yukarıdaki örneğe ilişkin bazılarının şöyle dediğini duyarsınız: "ağzından 'helal ettim' lafı çıktı mı kalbinden helal etmemişse de helal etmiş sayılır." Yok efendim öyle bir şey. Biri yalan söylemenin günahını üstüne alır. Diğeri de kul hakkıyla kaldığı yerden devam eder.

Kul hakkıyla ilgili yanlış anlaşılan bir şey daha var ki, bu hakkın tamamıyla "kul"a bağımlı olduğunu sanmak. Halbuki günahları sadece allah affeder. Günah affetmek bir kulun haddi değildir. Yalnızca allah insanların birbirini affettiğini görmek istiyor. Senin haksızlık yaptığın kişinin üzerinden taş gibi oturan o yükü kaldırdığını görmek istiyor o kadar.

Sen "gerçekten" üzgünsen karşıdaki de affetmeyecek kadar kindarsa zaten senlik bir şey yok. Senin günahını affedecek olan kişi allah. Her şey niyettir. Kimin niyeti iyiyse o kazanır ahirette.