bugün

Tuhaf bir durumdur.

Büyük aşklar nefretle başlar klişesi vardır ya, büyük dostluklar da böyle başlayabilir bence.
(bkz: District 9)

bu filmi izleyin. uzaylı muzaylı falan da var hem.

filmin başındaki duygunuzla sonundaki bir olmayacak.
o kişiye karşı olan duyguların değişmesidir.
Askerde iken bu olayı yaşadım efendim. Dolandırıcılık yapmış, türlü pis işlere bulaşmış, laubali konuşan biri vardı. Kendisine ilk zamanlar nöbet yazıldığında "bu saatten sonra ben mi nöbet tutayım" derdi nöbet değişimine de geç gelirdi. Bir gün askerden kaçtı ailesiyle görüştürmüyorlar ve mahkemeye gitmesine izin vermiyorlar diye. bir hafta onun nöbetlerini bize kitlediler. içtimaya da üniformasız gelirdi yemeği yiyip yatmaya giderdi. Psikolojik sorunları olduğu için de bir şey demezlerdi. Onun yüzünden iki saat güneşin altına eğitime de çıkmıştık üstelik. Cihan astsubay aslında hiçbir şeyi sallamayan, "gidin tozun, yatın, yiyin, sıçın yeter ki gözüme gözükmeyin bana laf getirmeyin" diyen biriydi. Onun yüzünden astsubay bile bizi eğitimlere sokmaya başlamıştı. Tabi ister istemez bileniyor insan. Lakin zaman geçtikçe adama kanım kaynamaya başladı. Sohbet edince aslında o kadar da kötü biri olmadığını düşündüm. Bölüğe komple zararı olmuşsa da bana bir şeyi olmadı Allah var.
Bir de bunun “sevdiğin bir insana gıcık olmak” diye bir versiyonu var.

Herkes kendi değerini kendisi belirliyor gerçekten. Sevmek önemli değil de artık bir anda buz gibi soğumak çok kötü.
ben sevmeye başlamam da genelde sevmeye çalışırım. sonra o bı bokluk yapar neden sevmediğimi ve sevmedigimi daha iyi anlar ve sevmeye çalışmayı da bırakırım kökten.