bugün

insanların gün içinde yaşadıkları olayları, hissettiklerini günlük periyodlar halinde kağıda dökmesi.
Ben bundan taraf değilim. Bana göre insanın yazılıyorsa iç dünyası yazılmalı. Kendi kaleminden... Zamana şartlamadan...
Herkes yazmaz cevherini. Çoğusu gizlemek, saklamak ister. Sanki büyüsü varmış da biz okuyunca kaçacakmış gibi, bi daha hiç cevheri olmayacakmış gibi, eksikleşecekmiş gibi hisseder.
Herkes yazamaz içini. Elleri kaleme gider, kalem kağıda dokunur. Ama sırf süs için. içinden çok, süsü mühim olur. içini dökmektense, okununca hayran kalınacak ürün sunmak ister. Kalem kağıda makyaj yapar. Hazinesi yine içince kalır. Süsü dışında.
Kimileri yazar. Sonsuzluk gibi işler, düğüm düğüm bitirir çıkmazı. Tüm çıplaklıyla anlatır dünyasını evrenini uydularını. Hisseden hayran kalır. Bilen gözünü alamaz.
Yazmak büyük lüks. Yazdırandan Allah razı olsun. Bizden de.
Günü gününe değil içten geldikçe yazıldığı sürece son derece rahatlatıcı olay tabi kişiden kişiye de değişir bu durum.
Günlük tutma eylemini bize hep yanlış öğrettikleri için sıkılma ihtimalimiz artıyor tabii.

Günlük tutmak, "sabah kalktım elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltımı yaptım" olayı değil, bence her gün yazmakta değil.

Hayatında bi' şeyler her zamankinden farklıdır ve sen günlüğüne yazarsın. Yazmadığın günlerin sıradan olduğunu bilirsin. En azından ben böyle yapıyorum.. Hatta "vay be ne gündü" diyorsunuz her sayfasında. bazen üzülerek bazen gülerek.
insanların geçmişteki ve şimdiki ruh hallerini öğrenmesi için yapabilecekleri eylemdir.
Tehlikelidir.

Biri bulup okursa çok uzağa gider mesele.

O yüzden böyle normal yaşayan, normal bir ailesi olan, özel eşyalarına saygı gösterilen bir insanın yapacağı iştir.

Ve bence güzel bir şey. Bazı şeyleri (iyi veya kötü) insanın canı hatırlamak, ve tekrar hatırlamak ister...
Pek de yanaşmadığım olay. Bi kere denemiştim, sonra okuduğumda ne kadar rezil biri olduğumu fark ettim. O gün bu gündür yazmam anı falan.
görsel
Açık sözlülüğüm doğuştan geliyormuş.
Komiktir.
10-12 yaslarinda gunluk tutmustum ne zaman okusam kendimden utaniyorum ayni zamanda yuzumde bir gulumseme de oluyo neler yazmisim neler neler dusunmusum diye.
bayılırım.
tutulmuş bütün günlükleri okurum. hiç affetmem.yok kişiye özelmiş, yok mahremmiş.abilerimin günlüklerini her yerde arayıp, en saklı yerlerinde bulmak ta bambaşka bi keyifti ya.
-"sevgili günlük esra bugün bana gülümsedi" bu ne lan. kız buna gülmüş.
-"sevgili günlük kardeşimin bisikleti daha mavi" peh lastik çapını kıskanmaya daha yaşı var.
"erkek adam günlük mü tutar yaw" diye hücum etmem ise daha geç dönem silahımdı.

bunun bir de bilgisayar günlüğü var. nereye yazdığını bulmak vakit alıyordu ama zor değildi.

şimdi bizim ufaklığın günlüğü ortalarda dolanıyor açıp kapağını ya da sayfasını bakasım yok. ya çok ergen kalıyor, ya hevesim kaçtı ya da büyüdüm.

sevgili sözlük günlüğü yaşlandık be ya.