bugün

ihsan oktay anar'ın efrasiyabın hikayeleri kitabı çerçeve hikayelerden oluşur. ölüm cezzar dede'nin hayatını almaya gelmiştir ve cezzar dedeyle anlaşır. cezzar dede ve ölüm birbirlerine hikayeler anlatacaktır ve anlatılan her hikayeye karşılık ölüm cezzar dede'ye bir saat daha yaşama şansı verecektir. cezzar dede ve ölüm hikayeler anlatmaya başlarlar. aşk,korku ve aile üzerine hikayeler sırasıyla sıralanır. bir çerçeve ailede ise kahramanın adı gülerk kent'tir. malumunuz ihsan o .anar bey kitaplarında mitolojik ve edebi karakterlere ve olaylara sıkça gönderme yapan bir yazardır. hikayenin kahramanı gülerk kent(malum süpermenimiz normal hayatında clark kent adını kullanmaktadır.) küçük kasabanın muhasabecisi muhittin kent'in oğludur. Muhittin kent oğlunun kendi prensipleri doğrultusunda yetişmesini amaçlayan biridir. bir gün oğluna dolaptan bir giysi çıkartır. kırmızı pelerin ve mavi elbiseden oluşan bir takımdır bu. üstünde ise s harfi işlenmiştir. muhittin kent oğluna döner ve der : " yavrum dedenin adı salihti ve bende onun anısını yaşatmak adına elbisemin üstüne s harfini işledim." işte burda yazarın ironili ve mizahi diline hayran olunur. kitapda ayrıca oğuz kağan hikayelerinden tutun kırmızı başlıklı kıza kadar tonlarca hikaye ve masala espri dolu göndermeler vardır.
ihsan oktay anar'ın efrasiyabın hikayeleri adlı kitabında ki öykülerden birinin esas oğlanıdır.

--spoiler--
annesinin ve babasının kendisinden çok fazla beklenti içinde olmasından ve bu beklentileri karşılayamamaktan dolayı hüzne boğulmuştur öykünün sonunda bir melek* onu geldiği yere* taşımak ister lakin içinde biriken hüzünden dolayı onu taşıyamaz ve ağlamasını söyler gülerk'e, böylece hüzün gözlerinden boşalacaktır ve gülerk hafifleyecektir.
--spoiler--