bugün

*America'da Prussian Method olarak da bilinir.

Metodun amacı, öğretilen dilin (L2) edebiyatını okutmak (bunun için öğrencinin grammar kurallarını ve L2daki kelimeleri bilmesi gerekmektedir), ve 2. bir dil öğrenmenin sonuçları olarak ortaya çıkan zihinsel disiplini ve entelektüel gelişimi sağlamaktır.

Kullanılan teknikler; edebi bir eserin çevirisi yapmak, reading-comprehension soruları, antonym/synonym ve cognitives üzereni çalışmalar yaptırmak, deductive teaching uygulamak, grammar ve vocabulary'i fill in the blanks activiteleriyle sağlamak, ezber, kelimeleri cümle içerisinde kullanma ve L2'da komposizyon yazdırmadır.

Öğretmen sınıfta otoritedir.

Öğrenciler öğretmenin dediklerini yaparlar.

Öğrenme sürecinin karakteristik özellikleri; ana dilden (L1), öğrenilern dile (L2)ve L2'dan L1'a çeviler yapmak, grammar'i deductive teaching'le öğretmek (önce kuralları öğretip ezberleterek bu kuralları örneklere uygulamak) ve kelime ezberlemektir (kelimelerin ana dildeki karşılıklarını ezberlemek).

Öğretmen ve öğrenci arasındaki etkileşim, genellikle öğretmenden öğrenciye şeklindedir. etkileşimi öğrencinin bsşlattığı çok nadir görülür.

Öğrenciler arasındaki etkileşim, ya çok azdır ya da hiç yoktur.

Bu metotta öğrencilerin duygularına yer verilmez.

Dile bakış açısı: Daha çok dilin edebi yönüne önem vermektedir (reading&writing),speaking'e çok fazla önem verilmemektedir.

Kültüre bakış açısı: Sadece edebiyat ve sanat eserleriyke kısıtlıdır.

Önem verdiği dil alanları (areas) vocabulary ve grammar'dir, pronunciation'a çok az önem vermektedir.

Önem verdiği dil yetenekleri (skills) reading ve writing'dir, speaking ve listening'e çok az önem verilmektedir.

SInıf içinde L1'ın rolü: Sınıftaki konuşma dili çoğunluklla L1'dır. L2'daki anlam L1'a yapılan çevirilerle netleştirilir.

Değerlendirme yazılı testlerle (L1'dan L2'ya, L2'dan L1'a yapılan çevirilerle), hedef dil hakkında sorulan sorularla, grammarle ilgili sorularla sağlanır.

Öğretmenin öğrencilerin hatalarına yaklaşımı, öğrencinin doğru cevabı verebilmesinin önemli olması yönündedir. Yanlış olan cevaplar doğrudan öğretmen tarafından düzeltilir.
ülkemizde ingilizce konuşulamamasına neden olan method.
ver grameri ver grameri... bundan kolay ne var.
Liselerin yabancı dil bölümlerinden mezun olduğu halde, ingilizce olarak 2 kelam edemeyen ama kural olarak zihninde bir çok kural bilen gençlerin yetişmesine sebep olmuş, ülkemizde yıllardır kullanılmaktan vazgeçilmemiş dil öğretim metodudur.
GTM kullanan öğretmenin amacı hedef dil ile yazılmış olan edebi metinlerin öğrenciler tarafından okunabilmesini sağlamaktır. Öğretmen tam bir otoritedir. O ne biliyorsa öğrenciler ancak onu öğrenir.

Öğretmen kuralları verir, öğrenciler öğrenir. Öğretmen öğrencilerin öğreneceği kelimelerin listesini verir ve öğrenciler kendilerine verilen listeyi ve karşılığı olan kelimeyi ezberlerler. (deductive/explicit language teaching) Kurallar açık olarak, doğrudan kural olarak verilir.

Sınıf içindeki etkileşim öğretmen merkezlidir ve öğretmenden öğrenciye bilgi aktarımıyla sınırlıdır. Öğrenciler arasında çok az iletişim vardır.

GTM öğretmen tamamen edebi dile odaklanır ve kültürün edebiyat ve tüzel sanatlardan müteşekkil oluğuna inanır.

Üzerinde durulan dil alanları vocabulary ve grammar'dir. Okuma ve yazma en önemli yetenekler olarak görülür. Konuşma ve dinleme nispeten daha az dikkate alınırken telaffuz neredeyse iç önemsenmez.

Öğrencinin anadili anlam taşıyıcısı olarak kabul edilir ve sınıf içindeki ifadelerin çoğu öğrencinin anadilindedir.

Değerlendirme çeviri sorularının olduğu yazılı testlerle, grammar kaynaklı ve hedef dilin kültürüyle alakalı sorular sorularak yapılır.

Öğrenci hatalarına tolerans yoktur. Hata yapıldığı anda düzeltilir. Öğrenci doğru cevap vermek zorundadır.
öğrenci ve özellikle öğretmen açısından en kolay methodtur. bu sebeple çoğu meb öğretmeni bu methodu kullanarak ders işler. özetle:

derste ana dil konuş.
metin çevirisi yap.
grammar kurallarını açıkça tahtaya yaz.
hedef dilde konuşma ve dinleme becerilerini yok say.
telaffuza önem verme.

sonuç: "biliyorum ama konuşamıyorum"cuların sayısının katlanarak artması.