bugün

insanın yaşayıp geçirmiş olduğu eski günleridir. o günlerin içindeyken kıymetini bilmez insanoğlu. daha ilkokula giderken sadece bir çikolatayla mutlu olabiliyorken, bisiklet sürmekten zevk alabiliyorken, akşam vakti evde olma zorunluluğu kötü gelirdi o çocuğa ve hiç sevmezdi o günleri. biraz büyüdükten sonra, mahallesinden uzak yerlerde top oynamasına, yeni arkadaşlar edinmesine rağmen bu seferde annesinin onu hep merak etmesi zoruna gider ve o günlerin de geçmesini dilerdi hep.

lise'ye geldiğinde artık büyümüştür, biraz daha özgürdür fakat bu seferde ilk defa karşılaştığı sorumluluk alma duygusu ona ağır gelmektedir. bilgisayar başında arkadaşları ile counter oynamak, ya da sinemaya gitmek dururken bu seferde girmesi gereken önemli bir sınavla *karşı karşıya olduğundan, bu dönemide atlatmak ister ve yine o günlerin değerini anlayamaz o genç*. ha bir de tabi ondan bundan gizli gizli sigara içmekte koyar o gence. keşke biraz daha büyüsemde sigarama kimse karşmasa der.

o günleri de atlatmıştır o genç. artık üniversiteli olmuştur. sanki her şey güllük gülistanlık olacaktır artık onun için. artık sigarasınada karışan yoktur, gittiği, gezdiği yerlere de... ama o günlerinde hiç sandığı gibi olmadığını, lisede almak zorunda olduğu sorumluluğun kat ve kat daha fazlasını almak zorunda olduğunun bilincine, daha üniversitenin ilk günlerinde varır. yine şikayet, yine huzursuzluk. işte bu en son ki hayal kırıklığından sonra farkeder ki, keşke o hep şikayet ettiği, mız mızlandığı geçmiş günlere dönebilse. yine tek derdi çikolata yemek olsa ya da lisedeyken hep sorun ettiği dersler olsa, ama yeterki o arkadaşları ile yine o günleri geçirebilse. artık ne o hızlı hızlı ve gizliden içtiği sigaranın o tadını alabilir, ne saçma sapan bir espiriye saatlerce güldüğü andaki mutluluğu yaşayabilirdi o genç.

kıymetini yaşarken anlayamadığımız fakat yaşanmışlık bittikten sonra hep özlemle baktığımız o günleri hatırlamak çok acı verir insana. çoğu kez karıştırır insan, acaba o günler geçmiş günler mi yoksa hiç yaşanmamış günler mi diye.