bugün

öncelikle azizim, aileyle birlikte yaşamanın inanılmaz ötesindeki muhteşem rahatlığının yansıttığı keyif halinin bile ergenlik çağında bulunduğumuz yıllarda "kaçacağım, gideceğim" tavrı yüzünden dirhem bünyelerimizi soğurmasının tek sebebi belki de güneşin doğudan bizlere merhaba dediği şu mesut günlerimizdeki yüzsüzlüğümüzle birleşmesi gibi en büyük ihtiyacımız olan suyun küresel ısınma sebebiyle yok olduğunu sanan cesaret cahili bünyeler yüzünden, suyun aslında kutuplarımızı eriterek yer kürenin üzerinde metre kareye düşen su miktarının neredeyse yüzde 300 artacağından bir haber olması gibi gerçekliği apaçık ortada olan geleceği görmezden gelen ebeveyn misali, oğluna yahut kızına her kim olursa vereceği asılsız öğütleri destekleyen bitmek bilmeyen odadan çıkmama cezalarının bu ve benzeri olaylara şahit olunulması göz ardı edilmeksizin yapılan bu çaresiz olduğu kadar sorumsuzca hareket demin de söylediğim gibi hayatın ana ve baba ocağında geçeceğini sanan, yarın öbürgün tek başına hayata atılacağından habersiz kendisine sunulan keyif ve lüksü elinin tersiyle iten kardeşlerimiz ve hepsinden öte kendimiz için mevzu bahsini açtığım durum belki de aramızdaki bir çok yazar, yazar değilse bile okur olan arkadaşlarımızın başına gelme ihtimaliyle birbirimizi yüzleştirirken, sözüm ona olan aile büyüklerinin bu cesaret isteyen eylemde çocuklarının yahut gerekirse evcil hayvanlarının bile iyice uyuduğundan emin olmaksızın harekete geçirdiği bu eylemsizlik bütününü asla yavrusunun zihnindeki yansımasını hayal etmeden, onun gelişimi ve blue çağı yüzünden aklında yer edinmiş yersiz düşünceleri göz ardı ederek, küresel ısınma sebebiyle yok olan geleceği için yaptığı tüm bu hareketlerden sonra utanmadan sıkılmadan bir de öğüt verip kendisini zorlayarak, zaten hayati bunalımını tam da o yıllarda uç noktalarda yaşayan genç bireyimizi gereksiz atraksiyonlara, küçük bir ihtimal intihara bile sürükleyerek anne ve baba olmanın hepsinden önce büyük olmanın getirmesi gereken sorumlulukları elinin tersiyle itmiş bir şekilde, hayatını birleştirdiği insana karşı duyduğu aşk ve hormon doğrultusundaki arzu ikileminde seks eyleminin güzelliğinde kendini yenip, umarsız davranışlarla eşiyle birlikte olduğu yetmiyormuş gibi, bunu herkesin uykusunun en hassas olduğu saatlerde güle oynaya duşa yahut jakuziye girerek ev halkına duyurma çabası, ebeveynlerimiz olmasa da bizden önceki kuşakların bizim neslimiz için ortaya attığı terbiyesizlik ve arsızlık sıfatlarının aslında kendi çocuklarına ön ad olduğunu es geçerek şahıslarımızın üstünde kurdukları baskıyı bu muhteşem ironiyle sömürmüş olup; aslen verilmesi gereken aile terbiyesi ve cinsel açlığı bastırma güdüsü gibi şeyleri mahalle baskısı yahut yetiştiriliş biçimi sebebiyle farklı şekilde çocuklarına aşıdıkları için işte tam da bugün olmasa da yakın zamanlarda ve de bizim çağımızda anne ve babamızın seviştiğini belirtme, prezervatif ve benzeri maddeleri evde bulunacak yerlere koymaları çocuklarına yapılmış en büyük hakaret olup, telafisi olmayan yanlışlar bütününde genç bireylerimizin beyinlerindeki soru işaretlerini ünleme dönüştürme çabalarını başarıyla sonuçlandırırlar.

son olarak; delinen ozon tabakası bugün umrumuzda olmasa da yarın cildimizde, ertesi gün çocuklarımızda etkisini gösterecektir.
ile başlayan yeni bir roman...
duvara çivi çakar gibi gelen seslerin ardı arkasından gelen işlem.
sesimiz çıkmıyor diye, kanepe duvara çarpmıyor sanıyorlar galiba.