bugün

taso oynama ihtiyacını beleşe getirmiş veyahut küçük bir maliyetle gidermiş çocuktur.

yaratıcılığını ve tutumluluğunu, bir zamanlar trt 1'de yayınlanan, eski bulaşık eldivenlerini paket lastiği haline getiren teyzeye ve cips parası istediğinde yeni içeri terliğini 'allah cezanı vermesin isimli güdümlü silah' haline getiren anneye borçludur.

elinde sert bir cisimle gazoz kapağını adeta bir taso kadar düz hale getirmek isterken, 'maden devrinde' tenekeyi işlemeyi öğrenmiş ilkel adamlar gibi ter döker bu çocuk :

-gücüttü fücüttü sikosso alper (hey yavrum be dümdüz oldu. bununla alper'in ebesini öpücem)
+bışşın bışşın! (kafasına kafasına abi)
-huburuk (çok pis ütücem yavşağı)
+lıkkır lıkkır efesso (ondaki gıcır efes tasosunu da bana ütüversene abi)

hah yeri gelmişken belirteyim; başlıkta gazoz kapağı dedim ama bilirsiniz ki aslında bütün metal kapakları kastediyorum.
bunların arasında bira kapaklarının değeri paha biçilemezdi. şimdi kemiriyoruz, parmakla sıkıştırıp ikiye katlıyoruz, hatta ev temizliği yaparken onlardan tiskiniyoruz. heryerden çıkıyorlar. ben bu kadar birayı ne ara içtim birader diyor insan kendine. doğuruyor sanki bu kapaklar. neyse.

bir zamanların vazgeçilmez oyuncaklarından gazoz kapağı tasoları, 1996 yılında, çocuk ölümlerine sebep olduğu gerekçesi ile yasaklandı. tasoyu amacından saptırıp 'zeyna'nının fırlattığı zımbırtı' olarak kullanan bazı çocuklar, tutuksuz yarılanmak üzere salıverildi.
peki nerde kalan sağlar? nerede yaratıcılık?
hepsi derya baykal oldular.
çocukken benimde çok yapmışlığım vardır. Kapağı düz bir yere koyar, taşla vurarak ezerdik düm düz yapardık. Hey gidi günler...
gazoz kapağından jeton yapan çocuklar için üzülen çocuklardır.