bugün
- en nefret edilen yazarlar9
- şampiyonluk için yanak okşatmak46
- sevdiğiniz sözlük yazarları13
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin15
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- keesuzaadefool8
- anın görüntüsü17
- larisalisa21
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası9
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri14
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- nişanlı kalmanın saçma olması8
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım13
- en dindar özelliğiniz37
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor8
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz11
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım9
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
12 Mart 1995 akşamı saat 20.30 sularında Cemevi ve Dostlar, Öntaş ve Yavuz kahvehanelerinin yanı sıra Sarıoğlu Pastanesi bir taksiden kontrgerilla olduğu tahmin edilen kişi ya da kişilerce açılan ateşle taranmış ve Gazi Mahallesi nin büyüklerinden Halil Kaya öldürülürken, 5i ağır, 25 kişi yaralanmıştı. Katiller mahalleden uzaklaşmalarının ardından taksi şoförünü gasp ettikten sonra öldürmüşler ve taksiyi ateşe vererek kaçmışlardı. Olayı Duyanların Gazi Karakoluna doğru yürüyüşe geçmesinin ardından polis grubu dağıtmak için "havaya" ateş açmış, Cemevi önünde bekleyen Mehmet Gündüz başından vurularak öldürülmüştü. Bu olay öfkenin giderek artmasına yol açmıştı.
Olaylar ertesi gün de sürmüş, Cemevi önünde öldürülen iki kişinin cenazesini almak için bekleyen binlerce kişiye cenazeler verilmemiş, bunun üzerine ise kitle karakola doğru yürüyüşe geçmişti. Polisin kitlenin üzerine ateş açması üzerine sabah 3, öğleden sonra ise 12 kişi öldürülmüştü. Böylelikle mahalleye yönelik gerçekleştirilen iki günlük saldırının sonucu 17 ölü, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Katliam pek çok yerde protesto edilirken Ümraniyede gerçekleştirilen eyleme yapılan silahlı müdahale öldürülenlerin sayısını 22ye çıkarmıştı. 14 Mart günü ise devrimcilerin ve halkın sindirilememesi üzerine mahalleye askeri birlikler gönderilmişti. Bu arada Ankara Kızılay Meydanında yaşanan olaylarda ise 36 kişi yaralanmıştı.
Hukuksal süreç
Olayın olduğu dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü görevini Mehmet Ağar yürütüyordu.
Katliamın ardından yapılan otopsi sonucu ölen 17 kişiden 7sinin polis mermisiyle hayatını kaybettiği belirlendi. Gaziosmanpaşa Savcılığı'nın olaya ilişkin fezlekesiyle Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 polis hakkında müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek iddiasıyla dava açtı. istanbul Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının Eyüp Ağır Ceza Mahkemesine açtığı dava, kamu güvenliğinin sağlanamayacağı iddiasıyla Trabzona sürüldü. 11 Eylül 1995'te Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılama süreci, 5 yıl içinde 31 duruşma yapılarak 3 Mart 2000'de karara bağlandı. Yargılanma süreci sonucunda yargılanan 20 polisten 18i beraat ederken 2 polis hakkında toplam 4 yıl 32 ay hapis cezası verdi. Yargıtayın kararı 11 Temmuz 2002de onaması üzerine yakınlarını kaybeden 22 kişi AiHM'e başvurdu. Yargılama sonucunda mahkeme 27 Temmuz 2005'te açıklanan kararda Gazi Mahallesi'nde hayatını kaybeden 12 kişi ile Ümraniye'de ölen 5 vatandaşın ailelerine tazminat ödenmesine karar verdi. Olaylarda yaşamını yitiren 17 kişi için ayrı ayrı 30 bin avro tazminat verilmesine hükmeden mahkeme, böylece Türkiye'yi toplam 510 bin avro tazminat ödemeye mahkûm etti.
Olaylar ertesi gün de sürmüş, Cemevi önünde öldürülen iki kişinin cenazesini almak için bekleyen binlerce kişiye cenazeler verilmemiş, bunun üzerine ise kitle karakola doğru yürüyüşe geçmişti. Polisin kitlenin üzerine ateş açması üzerine sabah 3, öğleden sonra ise 12 kişi öldürülmüştü. Böylelikle mahalleye yönelik gerçekleştirilen iki günlük saldırının sonucu 17 ölü, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Katliam pek çok yerde protesto edilirken Ümraniyede gerçekleştirilen eyleme yapılan silahlı müdahale öldürülenlerin sayısını 22ye çıkarmıştı. 14 Mart günü ise devrimcilerin ve halkın sindirilememesi üzerine mahalleye askeri birlikler gönderilmişti. Bu arada Ankara Kızılay Meydanında yaşanan olaylarda ise 36 kişi yaralanmıştı.
Hukuksal süreç
Olayın olduğu dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü görevini Mehmet Ağar yürütüyordu.
Katliamın ardından yapılan otopsi sonucu ölen 17 kişiden 7sinin polis mermisiyle hayatını kaybettiği belirlendi. Gaziosmanpaşa Savcılığı'nın olaya ilişkin fezlekesiyle Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 polis hakkında müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek iddiasıyla dava açtı. istanbul Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının Eyüp Ağır Ceza Mahkemesine açtığı dava, kamu güvenliğinin sağlanamayacağı iddiasıyla Trabzona sürüldü. 11 Eylül 1995'te Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılama süreci, 5 yıl içinde 31 duruşma yapılarak 3 Mart 2000'de karara bağlandı. Yargılanma süreci sonucunda yargılanan 20 polisten 18i beraat ederken 2 polis hakkında toplam 4 yıl 32 ay hapis cezası verdi. Yargıtayın kararı 11 Temmuz 2002de onaması üzerine yakınlarını kaybeden 22 kişi AiHM'e başvurdu. Yargılama sonucunda mahkeme 27 Temmuz 2005'te açıklanan kararda Gazi Mahallesi'nde hayatını kaybeden 12 kişi ile Ümraniye'de ölen 5 vatandaşın ailelerine tazminat ödenmesine karar verdi. Olaylarda yaşamını yitiren 17 kişi için ayrı ayrı 30 bin avro tazminat verilmesine hükmeden mahkeme, böylece Türkiye'yi toplam 510 bin avro tazminat ödemeye mahkûm etti.
yıllardır unutmadığımızı gösterdiğimiz ve hesabını soracağımız katliamdır.
1995'in 12 martın da ansızın gerçekleşen, devlet eli ve yataklığı ile sonlanan katliamdır.
yine gören gözler görmez, işiten kulaklar işitmez olmuştur.
'Mazlumun, zalimden öcünü alacağı gün, şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır.''
yine gören gözler görmez, işiten kulaklar işitmez olmuştur.
'Mazlumun, zalimden öcünü alacağı gün, şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır.''
katliam değil terörist dezanfektasyonu.
faili meçhul cinayet devrinde, kimliği belirsiz silahlı şahıslar otomatik tüfeklerle taranmadık sokak, kırılmadık cam bırakmıyor, bu esnada görevi halkı korumak olan polis ortada yok, ve saldırıyı yapanlara dair bir yaptırım uygulanmıyor..
bunu protesto etmek isteyen çoğunluğu alevi mezhepli insanlar, çevre köylerden vicdanlı olan insanlar ve insan haklarını savunan her birey silahsız bir yürüyüş yapıp seslerini duyurmak istiyor, saldırı sırasında ortalıkta görülmeyen devletin emniyet güçleri otomatik tüfeklerle halka ateş açıyor ve yaralıyor insanları, ölüme yol açıyor, katliam yapıyor.
bunun hesabını soran bir devlet yok, zira bunun emrini veren, gözdağı veren, baskı uygulayan dönemin hükümeti.
bunun hesabını sormak isteyenler ise dhkp-c'li mi oluyormuş?
vicdanı olan herkes bunun hesabını sormak ister, taş olmuş kalpleriniz ve faşist, dinci, ırkçı söylemlerinizi kendinize saklayın.
terör estiren devlet olduğunda boş kafalı milliyetçiler nasıl da arkasına sığınıyor hemen sözümona milliyetçiliğin.
eğer orada en uzaktan bir akrabanız dahi ölmüş olsa bugün ne yapardınız kim bilir.
insan olmayı haketmiyorsunuz ama gün gelecek, devran dönecek ve biz artık bu kadar pasif bir mücadele içinde olmayacağız..
bunu protesto etmek isteyen çoğunluğu alevi mezhepli insanlar, çevre köylerden vicdanlı olan insanlar ve insan haklarını savunan her birey silahsız bir yürüyüş yapıp seslerini duyurmak istiyor, saldırı sırasında ortalıkta görülmeyen devletin emniyet güçleri otomatik tüfeklerle halka ateş açıyor ve yaralıyor insanları, ölüme yol açıyor, katliam yapıyor.
bunun hesabını soran bir devlet yok, zira bunun emrini veren, gözdağı veren, baskı uygulayan dönemin hükümeti.
bunun hesabını sormak isteyenler ise dhkp-c'li mi oluyormuş?
vicdanı olan herkes bunun hesabını sormak ister, taş olmuş kalpleriniz ve faşist, dinci, ırkçı söylemlerinizi kendinize saklayın.
terör estiren devlet olduğunda boş kafalı milliyetçiler nasıl da arkasına sığınıyor hemen sözümona milliyetçiliğin.
eğer orada en uzaktan bir akrabanız dahi ölmüş olsa bugün ne yapardınız kim bilir.
insan olmayı haketmiyorsunuz ama gün gelecek, devran dönecek ve biz artık bu kadar pasif bir mücadele içinde olmayacağız..
güncel Önemli Başlıklar