bugün

içerisinde dentinho adının geçmediği politika.
bazılarına hazmetmesi için uludağ maden suyu içiren yönetim harikasıdır.
kadıköy e geldiğinde "bugün bende bir değişiklik farkettin mi?" diyebilmek için yapılan transferlerdir. ve olaylar gelişir.
tarihinde yıldız görmemiş görgüsüz köpekleri sevindiren politika. bırakınız sevinsin garibanlar, hor görmeyin.
ne kadar doğru olduğu sezon sonunda anlaşılacak olan politikadır. haticeye değil neticeye bakmak gerekir esasında. kewell, baros, nonda takıma büyük katkı sağlamışken, lincoln, linderoth aynı katkıyı sağlayamamıştı. katkı sağlayamayan oyuncularda disiplinsizlik ve uzun sakatlık süreçleri etkili idi. lucas neill transferinin nokta atışı olduğu konusunda çoğu galatasaray taraftarı hemfikirdir. gökhan zan ve emre güngör kronik sakat, emre aşık futbol hayatının sonlarında ve altyapıdan direkt ilk on bire monte edebileceği bir stoperiniz de yoksa, bu bölgeye transfer şart. lucas neill tecrübeli bir oyuncu. uzun yıllar mücadele ettiği ligdeki maçlar son derece sert geçiyor, takımda vatandaşı bir futbolcu var ve kendisi için ödenen bonservis, alacağı ücret makul. gerektiğinde sağ ve sol bek olarak oynayabiliyor. üstelik avrupa maçlarında forma giyebilecek. bu şartlarda bu oyuncunun transferi son derece mantıklı. kendisi bir yıldız değil. görev adamı. adaptasyon sorunu çekmezse takım defansındaki bireysel hatalardan kaynaklanan problemleri büyük ölçüde azaltacaktır.
jo ise bilindiği üzere cska moskova formasıyla gerçekten iyi işler yaptı. ingiltere'de tutunamadığı ve başarısız olduğu ise görev yaptığı maç sayısı, attığı gol sayısından ziyade forma şansı bulduğu maçlarda daha belirgindi. eğer takip ettiyseniz ikili mücadelelerin büyük kısmını kaybettiğini, son vuruşlarda geç davrandığını, kendisi için ödenen yüksek bonservisin altında ezildiğini görebilirdiniz. kendisi için en büyük avantaj yaşı genç, düzenli forma giyebileceği bir takıma transfer oldu, rusya ligiyle ligimiz arasında mücadele gücü ve kalite açısından çok fark olmaması. cska'da gösterdiği performansla piyasası kolay kolay kaybolmaz fakat galatasaray'da da kendisini ispatlayamazsa yeteneklerine rağmen hızla düşüşe geçecektir. bunun farkındaysa, bu bilinçle oynarsa galatasaray'ın ligdeki gol sıkıntısını giderir. sözleşmesinde opsiyon olmamasının bana göre en büyük nedeni yüksek bonservis ücreti. yine de takıma katkı sağlarsa sezon sonunda bonservisini almak için galatasaray'ın her yolu deneyeceğini düşünüyorum.
dos santos da genç ve yetenekli bir futbolcu. kariyeri jo ile benzerlik taşıyor. onun en büyük avantajı ise rijkaard ve neeskens. iki hoca da ondaki potansiyeli biliyor ve ona güveniyor. katkı sağladığı takdirde, bonservisi alınır ve zamanı geldiğinde yüksek bir bedelle üst düzey bir kulübe satılabilir. avrupa karşılaşmalarında forma giyebilecek olması da önemlidir transferinde.
kendince başarılı bir politikadır ancak bu politika üzerinden fenerbahçe'ye laf atmak acizliktir. gs ile Fenerbahçe'nin transfer politikasını karşılaştıranlar aklınca güiza üzerinden vurmaya çalışıyorlar.şimdi bu anlatacaklarımı algılayabilmek için iyi bir futbol seyircisi olmanız lazım aksi halde beni fanatizmle suçlarsınız ki bende bundan hazzetmem.

şimdi gelelim karşılaştırmalara. gs bu yıla kadar pek yıldız transferi yapmadığı için sadece bu yılki transferleri karşılaştırıcam. önce lucas neill ile başlayalım. westham da ki performansı takdire şayandı ancak everton'da göze batacak bir düşüş yaşadı. 15 maça çıktı ve ilk maçında yaptığı 2 asist dışında dikkate değer br performans gösteremedi. bu sebeple everton'a transfer olduğu tarihten itibaren 4 ay sonra gs'ye satıldı. yani premier ligin 5. büyüğü olarak algılanabilecek everton'Da tutunamadı. ha bu demek değilki gs'de birşey yapamaz aksine çok başarılı olabilir. ancak kariyerinde düşüş olan bir oyuncuyu almak transfer başarısı değildir. bunu fenerbahçe ile karşılaştırabileceğimiz oyuncu lugano'dur ki karşılaştırmak bile lugano'ya hakaret olur. zira fenerbahçe ugano'yu aldığında güney amerika'nın en iyi defans oyuncusuydu lugano. kariyeri yükselişteyken birçok devin elinden alındı. nu lucas neill transferinden daha büyük bir başarıdır. bu örnekte özellikle bilica'yla karşılaştırmadım zira bilica'nın performansı ortada idi ve bilica'sız sivas'ın ne hale geldiğini görmek bile bilica'nın oyun kalitesini ortaya koymaya yeter.

ikinci karşılaştırma Giovani dos Santos. barcelona'da iken geleceğin en önemli oyuncularından biri olarak gösteriliyordu. ancak spurs tranferi bu elemanı bitirdi. o kadar kötü bir performans sergilediki 2. lige kiralandı. 2. ligde de hiçbir şey yapamadığı için ipswich almak istemedi. kariyeri dibe vurmuş bir çocuğu almak transfer başarısı değildir. belki gs'de çok başarılı olur ancak bu gs'nin transfer politikasının iyi olduğu anlamına gelmez. transfer başarısı dos santos'u barca'da iken almaktır. gelelim bunun karşısındaki örneğe andre santos. brezilya'da ki performansın ardından milli takıma seçilip konfederasyon kupasındaki başarısından sonra juventus , milan ve real ile adı birçok gazete , dergi ve internet sitesinde geçti. ancak fenerbahçe büyük bir transfer başarısı ile andre santos'u almayı başardı. ve ben kendimden gayet emin bir şekilde söyleyebilirimki dünya kupası sonunda en az 15 milyon avro'ya reale satıcaz bu kaplan parçasını. işte asıl transfer başarısı budur.

gelelim gs'lilerin hoşuna gidecek güiza-jo karşılaştırmasına. jo cska'da mükemmel bir performans sergiledi ve büyük bir bedelle citizens'e transfer oldu. ancak gitti oranın güiza'sı oldu. hiçbir başarı gösteremedi. yani gs burda aşağıladığı güiza'nın benzerini aldı geldi ve bununla övünüyor. jo burda çok başarılı olabilir ancak kariyeri böyle dibe vurmuş bir oyuncuyu kariyeri dipteyken almak başarı değildir. başarı o oyuncuyu cska'da iken almaktır. aynı fenerbahçe'nin yaptığı gibi. güiza tutmamış olabilir ancak türk furbol tarihinin en bomba transferlerinden biridir. zira dünyanın birçok büyük klübünün almak için çok uğraştığı bir oyuncuyu onların elinden kapıyorsunuz işte budur transfer başarısı.

bunun gibi daha nice örnekler verebilirim. son söze gelince gs'nin yaptığı, baros , kewell , jo ve dos santos'ta kariyeri bitmek üzere olan oyunculara son bir şans vermektir. ha bunu o oyunculara güvendiğinden değil mecbur olduğundan yapmaktadır. ama bu hiçbir şekilde transfer başarısı değildir. bu oyuncuların gs'yi şampiyonlar ligi şampiyonu yapması bile bunun transfer başarısı olduğunu göstermez. çünkü transfer için oyuncuyu yeterince izlemek , gözlemlemek hakkında raporlar hazırlamak gerekir. oyuncuyu izlersiniz ışık var ise alırsınız. gs'nin bu aldığı-kiraladığı oyuncuların hiçbir son oynadıkları takımda deği ışık bir hareket bile gösterememişlerdir.bu sebepe bu kadar kötü performans gösteren oyuncuları almak asla ama asla bir transfer başarısı değildir. bunun farkına varmak gerekir ve boyundan büyük laflardan kaçınmak gerekir.
al ver m.city'e can ver üzerine kurulmuştur.
bazı insanlardan sadece yüksek para karşılığı yıldız alarak başarılı hale geleceğini öğrendiğim politikadır.
arkadaşımız diyorki kariyerinin zirvesindeyken alınırsa başarılı olur, dipteyken alınmış bir oyuncu isterse takımı şampıyonlar ligi şampiyonu yapsın bu bir başarı değildir diyor. tabi aziz yıldıvım gibi paranın her kapıyı açacağını düşünen bir yönetimle yönetilen takımın taraftarındanda bu beklenirki, onlara göre yönetimin başarılı olması için bok gibi parayı oyuncuya yatırması gerekir. isterse onca para yalan olsun yeterki harcansın. iyi yahut kötü.* *
sonuçta biri galatasaray(ruhu ile oynayan) diğeri fenerbahçe(parayla hareket eden). dolayısıyla taraftarınında böyle ayrılıklara düşmesi normaldir. *
diğer takım taraftarlarını yoran politikadır. galatasaraylılar, gelen futbolcuları izlemekten memnunlar. harry kewell, milan baros, abdul kader keita ve yeni gelenler, hepsi ayrı ayrı kaliteli futbolcular. ödenen paralar da, eminim beşiktaş'ın tabata'ya veya fener'in roberto carlos'a verdiği paralardan, daha makuldur.

kısaca; galatasaraylıları sevindiren ve kulübü çok da zorlamayan politikadır.
ilk önce gökhan zan, şimdi serdar özkan. bu mu politika? seneye de nobre'yi alır lan bunlar.
nondanın gönderilmesi sonucunda nondanın ahı tutacak öngörüsünün gerçekleştiği bir durum var.nonda olsaydı böle mi olurdu?
leo frankonun yerine alınacan oyuncu hala belli değil herhangi bir isimde geçmiyor ne zaman alıcaklar :(
annemin alışveriş politikasından daha beterdir. annem en azından indirim yapamıyorsa kaliteli malı az da olsa alır.
ama galatasaray 6 transfer yapıp akıttığı para ile bir kaliteli transfer yapamıyor. yaşasın anne.
zaman gazetesinin tiraj politikasına benziyor;

(#9048266)
(bkz: nasıl yani galatasaray transfer mi yapıyormuş)

Transfer olmadığı için politikasının olmasıda imkansızdır.
uzun lafın kısası şundan ibarettir.

(bkz: nerde beleş oraya yerleş)
adnan sezginin gelmesiyle boka sarmıştır yine, yeni, yeniden!
sezon biter bitmez başladığı söylenen ,
hollanda kampına kadar bitirilecek olan ama bitirilemeyen ,
uefa ön elemesinden hemen sonra yapılacak olan ,
gruplara kaldıktan sonra yapılması planlanan.........daha gider bu sezon sonuna kadar politikasıdır . lanet getirmiştir artık .
(bkz: olmayana ergi)
(bkz: adnan x 2)
bir zamanlar haldun üstünelle şaha kalkan , şimdilerde ise adnan sezginle klasik ölü hale gelen politikadır.
tamam bonservisi elinde oyuncu arıyorsunuzda , mezarcı olmayın arkadaş.
haldun sultanın, iki adnan ve liselilere karşı aldığı yenilgiden sonra tekrardan fetret devrine girmiş politikadır. bu dönem boyunca, transfer döneminin sonunda ortada kalmış gazilerin alınması şeklinde vuku bulacaktır.

(bkz: ya sabır)
acı bir tablodur. kaleciler zayıf , kaleci transferi gündemde değil.ligin ilk maçında gerçek bir forvet ile başlayamıyorsun kewell oynuyor. orta saha evlere şenlik , sabri'den başka sağ bek yok , aldığın yabancılar hazır değil , biri sakat , hazır olsa da galatasaray'ın 11inin bankosu adamlar mı tartışılır. sonuç itibariyle sıkıntılı bir tablo. tek başına arda ile olmaz bu iş.rijkaard çıldırmakta bir nebze olsun haklı.
bu sezon çok hızlı bir şekilde devam eden politikadır. duymadığımız dedikodu kalmamıştır:
bitti bitiyor, her an gelebilir, yarın istanbul da, adnan sezgin işi bitirmeye gitti, iş imzaya kaldı, eşini ikna etmeye çalışıyorlar, her an aslan olabilir, aslan gözünü kararttı, bilmem kim aslan gibi vs. vs.

ama sonuç hep aynı:

hüsran.
serdal adalı'yı örnek alan birisi gerek.
aradığınız galatasaray ın transfer politikası terimlerini içeren herhangi bir doküman bulunamadı.
güncel Önemli Başlıklar