Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.
Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. “Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye sorar.
Telefondaki ses yanıtlar: “Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.”
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.
Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: “Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?” ..
Dünyanın en kısa fıkrası,
iki kadın sessizce oturuyormus.
N.F.K
arkeolog bir mumya bulmuştur.mumyanın yaşını bulduktan sonra bir yarışma düzenlemeye karar verir. ancak yarışma ülke gizli servisleri arasında olacaktır. mumya bir odaya kapatılır, sırayla gizli servisler odaya girer. ilt cia girer, bir saat sonra çıkar ve derki "mumyanın yaşı 1400" arkeolog "hayır" der. sonra kgb girer aradan bir hafta geçtikten sonra kapıdan çıkarlar ve derleki "mumyanın yaşı 1500" arkeolog; "siz daha yaklaştınız ama değil" der. mossad girer, üç beş ay sonra çıkarlar ve derlerki " 1650" arkeolog "en çok siz yaklaştınız ama değil" der. en son bizimkiler girer odaya 7 8 ay geçer odadan çıkan kimse yok. öldüler mi kaldılar mı merak ederler ve odanın kapısını açmaya karar verir arkeolog. tam açacakken bizimkiler açar kapıyı. içerde dumanlar arasında sigara izmarit tepelerinin arkasında bizimkiler belirir; " bulduk mumyanın yaşını 1712!!"
herkes şaşırır cevap doğrudur arkeolog sorar "iyi ama nasıl?" ağzında sigarası yanmakta olan türk cevap verir "konuşturduk orospu çocuğunu" .
hoca birgün gölde iddaa oynuyormus , hocam 2 den 1 veriyorsun tutar mı amk ahaha demişler. hoca ya tutarsa?
(bkz: sen anlatma arap)
bir adam şirketine muhasebeci alacakmış.
herkese aynı soruyu soruyormuş.
2 kere 2 kaç eder?
her gelen 4tür! diyormuş.
kimseyi işe almamış.
en son biri gelmiş, adam demiş 2 kere 2 ?
aday demiş ki, bi dakika, 2x2=4, 4/2=2.
adam demiş bravo seni aldım.
yani ana fikir.. hesap kitabı adam gibi dikkatli yapmak lazımdır.
gerçi bu fıkra olmadı ama öğretici bir şey olduğuna inanıyorum.
temel le fadime fındıklıkta oturuyorlarmış .fadime temel e
_ temel sana kasiğumdaki fitik ameliyati olduğum yeri göstereyimmi
temel heyecanlanmış
_ göster .göster
_ ahan hağu karşidaki hastanenun 4. kati .
bir türk ve bir rus erkek aralarında konuşurlarken araya kız muhabbeti girmiş.

rus:
+dostum bizim rus kızları var sanki amlarını jiletle ayırmışlar o derece titiz.
türk:
+dostum bizim türk kızları var sanki amlarını baltayla yarmışlar.
(bkz: çok fıkraymış komik kardeş)
Sebze reyonuna bakan adam, satış görevlisi Temel’e bir lahananın yarısını almak istediğini söylemiş…

Temel lahanayı bütün sattıklarını, kesemeyeceklerini belirtmiş… Ancak adam yalnız yaşadığını ve koca lahananın kendisine çok geleceğini ifade etmiş…

Tartışma uzayınca Temel, “Sorumlu ile görüşmem lazım” demiş ve elindeki lahana ile market sorumlusu Dursun’un yanına gelerek anlatmaya başlamış;

“-Dursun abi yaa… Hıyarın teki gelmiş bıdı bıdı konuşuyor… Neymiş, bu lahananın yarısını almak istiyormuş…”

Dursun; sözkonusu müşterinin, Temel’in arkasında durduğunu görünce renkten renge girmiş ve kaş göz işaretleri ile uyandırmaya çalışmış…

Temel, dönüp arkasındaki adamı görünce, “Hah” demiş;

''-işte bu beyefendi de lahananın öbür yarısını istiyor.''
denetçiler denetlemeye geliyo:
komutan soruyo
naptınız bunlara diyo,
ast rütbeli astsubaylar hatırlamıyoruz komutın napmışığımızı diyo
denetçiler gidiyo yeniden soruyo
nabtınız lan diyo?
hayatlarını miktik
ağızlarına mıçtık diyo
komutan aferin iyi yapmışsınız iyi olmuş
adam olmuş bunlar diyo.
2 kadin manava gider 2 muz ister manavci 3 tane olsun bir kilo der
Kadinlardan birisi eh napalim birinide yeriz der.
bazıları sonuna kadar merakla okutan ve aklınıza ilk etapta gelemeyecek nedeniyle sizi gülümseten yazılardır.

alıntıdır:

"New York'ta bir bankanın önünde duran son model Rolls Royce otomobilden inen adam, hızlı adımlarla bankaya girdi ve önüne çıkan ilk görevliye, bireysel kredi için başvuruda bulunmak istediğini söyledi. Görevli onu, müşteri temsilcisine götürdü. Adam, çok acele bir iş için Avrupa'ya gitmek zorunda olduğunu ve bu nedenle bir hafta vadeli beş bin dolar krediye gereksinim duyduğunu söyledi. Müsteri temsilcisi kısa bir araştırma yaptıktan sonra döndü. "Ticari ve mali sicilinizi inceledik. Bu krediyi almanız için bir engeliniz yok" dedi ve ekledi: "Fakat bir konuyu belirtmeliyiz. Bizim bankamızla daha önce hiç çalışmamışsınız. Banka olarak sizi resmen tanımıyoruz. Bu nedenle, söz konusu krediyi verebilmemiz için karşılığında sizden bir teminat almak zorundayız". Adam cebinden Rolls Royce'un anahtarını çıkardı, bankanın müşteri temsilcisine uzattı: "Çok acelem var, uçağa yetişeceğim"dedi. "Kapıdaki Rolls Royce'umu teminat olarak alabilirsiniz". Kredi işlemleri çok hızlı bir biçimde tamamlandı. Banka görevlileri,Rolls Royce otomobili bankanın garajına çektiler, adama da beş bin dolar krediyi verdiler. Müşteri temsilcisi, kişisel merakını gidermek için bir hafta boyunca özel bir araştırma yaptı ve bankalarının bu yeni müşterisinin çok büyük bir iş adamı ve çok büyük bir servet sahibi olduğunu öğrendi. Bir hafta sonra adam yeniden gelip, borcunun ana parasi beş bin dolarla, bir haftalik faizi dokuz buçuk doları ödedikten sonra, müşteri temsilcisi bir türlü yenemediği merakının dürtüsüyle sordu: "Sizin, çok büyük bir iş adamı ve çok büyük bir servetin sahibi olduğunuzu öğrendim" dedi. "Yalnizca kişisel merakımdan soruyorum. Lütfen söyler misiniz, sizin için çok küçük bir miktar olan beş bin dolarlik krediye neden gereksinim duydunuz? " Adam hafifçe gülümsedi: "Siz de bana lütfen söyler misiniz? " dedi. "Böyle lüks bir otomobili, New York'ta hangi kapalı garaja, bir hafta boyunca dokuz buçuk dolara bırakabilirsiniz? "
https://www.youtube.com/watch?v=JtkDJtlD1hk
https://www.youtube.com/watch?v=o1D7z1_xrp8
güne başlarken doping etkisi yaratabilir.
Bir müslümanla bir hristiyan yanyana gelir. Müslüman sorar:

-Sen şimdi hristiyan sın dimi?
+evet tabii.
-temizmisin peki?
+tabiki.
-siktirlan ordan temizlik imandan gelir AMK.
hocanın biri camii de kuran okuyormuş. Millet ağlamaya başlamış, cemaatin içinde olan bir arap gülmeye başlamış, millet arabı azarlamış neden gülüyorsun diye. arap da demiş ki hoca kadınların adet gününden bahsediyor siz ağlıyorsunuz *
zamanın birinde çok zengin ve yaşlı bir adam, çok sevdiği karısını kaybetmiş. bunun üzerine yemeden içmeden kesilen adam hastalanmış ve ölüm döşeğindeyken kendisine bakması için bir hemşire tutmuş. hemşire o kadar güzel, ilgili ve şefkatliymiş ki, bizim zengin bu genç kıza aşık olmuş ve yeniden hayata tutunarak hızla iyileşmeye başlamış.

iyileştikten sonra ilk işi güzel hemşireyle evlenmek olmuş. bizim zengin güzel eşini her konuda mutlu edebiliyormuş. yatlar istese yatlar, katlar istese katlar alıyormuş. ancaaaaak arada ki yaş farkından dolayı hemşireyi yatakta mutlu edemiyormuş. naparız ne ederiz derken, dönemin ünlü papazına gidip aman dilemişler. papaz çifte, zenci bir köle tutmalarını ve onlar birlikte olurken, kölenin havlu sallaması gerektiğini bunun sorunlarını çözeceğini söylemiş. akşamına hemen bu fikri uygulamışlar ancak, hemşire yine mutsuz, fikir işe yaramamış. duruma oldukça kızan yaşlı adam ertesi gün tekrar papazın kapısını çalmış. fikrin işe yaramadığını, eşinin mutsuzluğunun devam ettiğini söylemiş. papaz biraz düşündükten sonra, adama köleyle yer değiştirmesini, köle ve eşi birlikte olurken havlu sallamasını söylemiş.

hemen akşamına bu fikri denemişler, zenci ve kadın birlikte olurken bizim zengin ihtiyar havlu sallamış. orgazm üstüne orgazm yaşayan kadın artık yorgunluktan birlikte olamayacak hale gelince, bizim zengin ihtiyar yüzünde bir gururla zenci köleye dönüp, elindeki havluyu sertçe silkeledikten sonra, "gördün mü koçum, havlu böyle sallanır" demiş.
Bende güldüm.
Uludag sozluk yazarları için beyin gerektireceği için en başta engellenmesi gereken başlıkların başında gelir.
Temel’ in Fransız’ın ve ingiliz’in full time, Amerikalınınsa part time çalıştığı sektör.
Bir gün Serkan inci, Sedat Kapanoğlu, ismail Alpen ve Emre Kurttepeli bir bara gitmişlerdir.
Sedat Kapanoğlu hemen telefonu açıp Ekşi Sözlük'e girmiştir.
ismail Alpen hemen telefonu açıp Uludağ Sözlük'e girmiştir.
Emre Kurttepeli hemen telefonu açıp Mynet'e girmiştir.
Serkan inci telefonu açıp Twitter'a girmiştir. Diğerleri noldu neden inci Sözlük'e girmedin deyince Serkan inci ayağa kalkıp : "Sözlük yine çökmüş amına koyayım" demiş.

Kaynak:
http://www.incisozluk.com.tr/w/bir-gün-serkan-inci/
görsel
Bir gün ormanda yangın çıkmış aslan şöyle demiş: alfabetik sırayla kaçacaz ben aslan önden demiş, bit araya girmiş, yo önce ben demiş. aslan sen bitsin ikinci harfsin demiş, bit: hayır! ben am bitiyim demiş.
Bir uçak düşmek üzereymiş içersinde beş yolcu varmış. Ama dört paraşüt kalmış.

Birincisi “ben dünyanın en iyi futbolcusuyum, ben Ronaldo’yum, dünyanın bana ihtiyacı var. Bu kadar hayranım varken ölemem” demiş paraşütün birini alıp atlamış.

ikincisi “ben alıka dante, Afrika’nın en zengin adamıyım, bu kadar param varken ölemem” der. Diğer paraşütü de o alır atlar.

Üçüncü “ ben dünya lideriyim, Suriye’lilerin sorumluluğu bana ait , bunun yanı sıra ülkemin tarihindeki en zeki liderim, ölümümle vatandaşlarımı tehlikeye atamam” der o da atlar.

Dördüncü olan imamoğlu beşinci olan öğrenciye son kalan paraşütü uzatır “seni çok güzel günler bekliyor, hayatının geri kalanını yaşamalısın al atla kurtar kendini “ der.

Fakat genç adam şöyle cevap verir “merak etme ekrem amca. Dünya liderimiz paraşüt zannederek okul çantamı aldı”

Bir fıkra.