bugün

görsel

Eskişehir'de Odunpazarı evleri arasında, dostum ile avare gezinirken sıcak ve tatlı bir gitar sesi gelmişti. Kokuyu takip edip rüya gibi bir meydana çıkmıştık. Meydanı rüyalaştıran Marx amcanın gitari idi. Kimsenin dili yoktu sanki. Dili olan tek nesne gitar ve gitarı dillendiren Marx amca idi. O işine baktı. Biz de karşısında bir bardak çay yudumladık.
Pusuda bekleyip sanatının bitmesini bekledik. Biter bitmez yanına koşup fotoğraf çekilebilir miyiz? Dedim. Ekledim, kırk yıllık ahbap gibi çıkalım fotoğrafta olur mu?
Benimle ilgilenmeyip uzaklara bakmayı tercih etti.
Uzun tırnakları, gitarı dillendirişi, Marx'a olan benzerliği beni büyük heyecanlandırmıştı. Gitar ile konuşabilmek için 40 senesini harcamış bir insan. Kartını vermişti ama çok üzgünüm ki kaybettim. @stevenmusty dostuma teşekkür ederim. O gün onunla orada olmak büyük bir mutluluktu.
Sanıyorum 3 sene evvelince çekilmişti bu fotoğraf. Fotoğrafın ardından 1 sene geçmişti ki yeniden Eskişehir'e aynı yere gitmiş ve yeniden Marx amca ile fotoğraf çektirmiştim. Rastalanmış saçları ve kendine has duruşu ile hala rüyalaştırıyordu o meydanı. 2.fotoğrafını da herkes ile paylaşmak yerine kendim ile paylaşmayı yeterli gördüm.