bugün

mehter marşı eksikliği ile iç burkan, tarihimizin en gösterişli filmi.

fatih sultan mehmed han' ın atını denize sürdüğü sahne izlenmeye değerdir.
gidilesi, görülesi, muhteşem yüzyıla sövülesi.
gişe sonucunu merak ettiğim film..

arzu ettikleri 8 milyon rakamına ulaşabilecekler mi emin değilim.

ama rekorları alt üst edeceklerine eminim.
bazı eleştirmenler ve tarihçiler tarafından tam olarak tarihe bağlı kalmamakla suçlanan film. filmin senaryosu tam olarak tarihe bağlı kalsaydı film değil belgesel olurdu. zaten tarihi filmler ile tarihi belgeseller arasındaki fark da budur.
senaryosu hatalarla dolu lise tarih kitaplarından aktarılan bir senaryoya sahip yapımdır. ancak hani teknoloji, sinematografi (anlamını bilmiyorum) falan fıstık açısından elbette iyi bir iştir yani böyle filmler çekilmeli artık.
film b*k atanlar yüzünden üzerimde vuku bulan derin önyargı münasebetiyle neredeyse mahrum kalacak olduğum filmdi. neyse ki gittim, izledim, beğendim. gayet güzel, izlenesi bir film.
izler izlemez hayran olunası, hatta tüm zamanların ilk on filmi arasına sokulması, sokulmadığı taktirde cenge çıkılması gereken film.

(bkz: türkün türke propagandası)
Milliyetçi duygulara en çok ihtiyacımız olan bu günlerde gidilmesi gereken bir film.
sözlük ortamlarında film izlemeden film eleştirisi yapabilen ultra zekaları ortaya çıkaran film. türkiye'nin geleceği bu çocuklar olmalı.

(bkz: müneccim yarağı)
tamamıyle faşist ve tarih bilimiyle alakasız gaz dolu film.

istanbul alındığında teslim olamsına rağmen şeriat gereği teslim olanların kanını dökmek yasak olduğu için bu askerlerin gömülerek öldürüldüğünü göstermemiş ve istanbul'un alındıktan 3 gün sonra yağmalandığını da göstermeyip fatih'in şehre girer girmez halka korkmayın diye seslendikten sonra halkın yüzüne gelen aptal gülümsemeyle biten film.

ancak bir çocuk kanar...

Fatih Sultan mehmet vasiyatnamesini okursanız ne kadar adaletli birisi olduğunu görürsünüz ancak bu alınan her yerin yağmalandığı gerçeğini değiştirmiyor.
Büyük beklentilerle ve cevredeki kisilerin film'i belgesel gözüyle izlemeleri sonucu yaptigi yorumlari göz önüne alarak izlenilmedigi takdirde bayila bayila salondan cikacaginiz film. adi üstünde bir filmdir. bir belgesel olma özelligini tasimiyor. yok efendim mehter niye yokmus, yok efendim sunu esgecmis bunu anlatmamis. film geneli itibariyle güzel bir baslangic olmustur sinemamizda. gereken hakki layigiyla hak etmektedir.
1453 kere maşallah. Gayet başarılı.
yazılı olmasa da savaşın bir kanunu vardır. teslim olmayıp, savaşmayı tercih etmiş bir şehir yağmalanmayı kabul etmiş demektir. yağmalamak demek, insan ölüdrmek, tecavüz etmek yada yakıp yıkmak değil, ganimet elde etmektir. değerli eşyaları askerler ganimet olarak alır ama şunu da bi sikeyim bari demez diyemez. fatih in istanbulu aldıktan sonra, şehri yağmalandığınıi kadınların tecavüze uğradığını vs vs yi kimden dinliyoruz? bizans tarihçileri değil mi bunun kaynağı. peki tarihe mal olmuş bir imparatorluğun ferdi olarak tarihe karışmanın acısı bu adamları yönelendirmiş olamaz mı? dahası bizanslı tarihçilerin objektif olduğunun bir garantisi var mı? eğer varsa, ermeni soykırımını da kabul edelim. her türkler bizi kesti, biçti diyene eyvallah dersek bu iin sonu gelmez.

istanbul feth edildi yada sana göre işgal edildi eyvallah. yağmalandı o nada eyvallah ( ki bu bir savaş kanunudur) ama yok askerleri diri diri toprağa gömdüler, tecavüz ettiler ( ki edenler olmuştur ama bu koca ordunun sitematik bir tecavüz olayına giriştiğini göstermez, ordu içinde bunu yapacak insanlar elbette olacaktır) yağlı kazığa oturttular yetmedi kafataslarından şarap içtiler gibi sallarsan kusura bakma ama ben sana sadece hassiktir diyebilirim.

tanım : emin adımlarla rekora giden, türk sinemasnda bir tarih ve savaş filmlerinin öncüsüdür.
2 yaşındaki kardeşi şehzade ahmet'i ileride tahta ortak çıkar diyerek boğdurtan bir katili kahramanlaştıran film. ayrıca ulubatlı hasan'ın ne işi var filmde? böyle bir karakterin hayal ürünü olduğunu tarihçiler söylüyor.
görsel
paranın ve 3 saatin boşuna harcandığı zaman kaybı bir filmdir. filmde komik çekim hataları ve tarihsel hatalar vardır.
filmde ulubatlı hasan bir askere "abi napıcaz?!" diye hitap etmektedir.
Dinlerin çatışması olmasaydı belkide dünyada gişe rekoru kırmayı başaracak bir film.
(bkz: fetiş 1453)
şehzadeyi kucağına almayıp ayasofya'da gülücükler atarak o küçük kız çocuğunu sevmesi abes olmuş, ayrıca bir çok efsaneyi gerçek gibi senaryoda yer vermiş, hasan karakteri üstüne bir film aslına bakılırsa fatih sultan mehmed çok silik kalmış, fatihi oynayan karakterin ise oyunculuğunu beğendiğimi söyleyemem.
sözlüklerde** sol framede entry sayısı bir artıp bir duruyor, o da şöyle: x seansından çıkan sözlük yazarları x saatte başlığı coşturuyor, y saatine kadar başlık tekrar sakinleşiyor, y saatinde tekrar çoşuyor.seans saatlerine endeksli, çok komik oluyor lan .
Herhalde filmin adı Ulubatlı olsaydı bir kişi bile itiraz etmezdi demek istediğim film... O derece Fatih Sultan Mehmet'ten ve istanbul'un fethi'nden uzaktır.
Bilgisayar yapımı bazı sahneleri , kim oyuncuların ruhu tam yansıtamaması , era karakteri ve sultanın eşinin kıyafetleri eleştirilebilir.Fakat konusundaki ilkliğini , görselliğindeki ilkliğiyle birlikte sunması beklentilerimizin üzerinde bir film haline getirmiş Fetih 1453'ü.Fetih ve Fatih'in duygusunu harika bir şekilde yansıtmış."Baba sevgisine" değinilmesi de işin kaymağı olmuş.Vezir-i Azam karakteri de toplumuzdaki "o iş yürümez abi hiç girme" diyenleri akla getiriyor...
(bkz: overrated)
tarihimizi anlatıyor diye övüle övüle bitirelemeyen film. hayatında sinema görmemiş insanları perdeyle buluşmaktan başka bir faydası yok.

not: cidden ne dizisi. uyarı için cahil profesor'e teşekkür.
filmdeki ruh güzel, aksiyon güzel, e daha ne olsunn!
halen izleyemediğim ve sinemada izlemek için sabırsızlandığım filmdir. tarihi filmleri seven biri olarak piyasada mantıklı ve gerçek bir hikayenin uyarlanması olan film yokluğunda ilaç gibi gelecek filmdir.