bugün

fenerbahçe hiçbir şeydir galatasaray her şey...

(bkz: imaj hiçbişeydir susuzluk her şey)
biri fransiz ekolüdür digeri papazin cayiri.
fenerbahçe'Nin mazisinde 1987 ve 1993 şampiyonlukları gibi kirli ve türk futboluna kara leke olarak geçmiş şampiyonlukları* yoktur. galatasaray'ın vardır.

(bkz: şaibe)
fenerbahçe galatasaray'ın kazandığı herşeye önce bok atar sonrasında ise üstlenir. şöyleki;

galatasaray'ın 3. yıldızı taktığı sene "yıldız falan hikaye" diyip palyaço kıyafeti gibi üstü yıldızlarla dolu formayı giyen fenerbahçe bir sene sonra o yıldızı alıp takmıştır.

galatasaray'ın kazandığı uefa kupasına fuar şehirleri kupası diye bok atan aynı fenerbahçe şimdi sadece o kupanın finali kendi sahasında oynanıyor diye göbek atmaktadır.

kısacası galatasaray'ın gerçekleri, fener'in asla gerçekleşmeyecek hayalleridir.

sanırım daha da ötesi yok bunun.
(bkz: galatasaray lisesi)
fenerbahçe'nin hayallerinin bittiği yerde galatasaray'ın gerçekleri başlar.
birinin taraftarı, galatasaray aldıktan sonra pek de kıymeti harbiyesi olmadığı anlaşılan uefa kupası sevincini kutladıktan sonra gelen fenerbahçe şampiyonluğunun ardından "siz gidin annenizin liginde oynayın" geyiği ile ortaya çıkmıştır. Fenerbahçe ise bunların ardından yaşadığı süreçte şampiyonlar liginde yarı finalin kapısından dönmüş ve avrupa'da yıprandığı için ligi ikinci olarak bitirmesine rağmen yine de şampiyonlar ligi'ne katılmaya hak kazanmıştır. Bunun ardından galatasaray'In birinci olarak bitirdiği türkiye ligi anne ligi olmaktan çıkıp, ne hikmetse bir anda birinci bitirilmesi dünyanın en büyük başarısı olan turnuva olarak lanse edilmiştir.

Galatasaray taraftarı için, fenerbahçe vizyonu açısından düşünüldüğünde kazanılması vaka-i adiyeden olan, finalini zenit gibi rangers gibi takımların oynadığı uefa kupası çok önemlidir. Fenerbahçe'nin vizyonunda artık uefa kupasını değil şampiyonlar ligi şampiyonluğunu türkiye'ye getirmek vardır.
ikiside avrupada tarihe geçmiştir. biri türk futbol tarihine uefa kupasını alarak adını altın harflerle yazdırırken diğeri 6 maçta 0 (sıfır) çekerek türkiye'nin yüz karası olmuştur.

(bkz: 17 mayis 2000 galatasaray arsenal maci)
fenerbahçe taraftarı unutma konusunda 10 numaradır. kendileri nedense galatasaray'ın şampiyonlar ligi'nde oynadığı çeyrek finali ve o kupa avrupa şampiyon kulüpler kupası iken oynadığı yarı finali hemen unutuverirler. ha bu arada vaka-i adiye olan uefa sonrası kazanılan süper kupa'nın real madrid'in elinden alındığını ise asla hatırlamazlar.

ama galatasaray hatırlar. kendisinin başarıları gibi cannes, van, pendik ve mtk gibi rezaletleri hatırlar. 2 senede bir kendi futbolcusuna saldıran o çok meşhur fener taraftarını hatırlar. şampiyonlar liginden çekilen sıfırı hatırlar. kafasına gelen kağıt parçasıyla ölmüş gibi yerde yatan otto bariç'i de, kafası yarılmasına rağmen kadıköy'de dimdik duran eric gerets'i de hatırlar.

kısacası fener işine geleni hatırlar, galatasaray herşeyi.
birisi geleceği olmadığı ve bu kafayla tesadüfi başarıların dışında herhangi bir atılım yapamayacağını çok iyi bildiği için sürekli geçmişte yaşayanların kulübüdür. diğerinin yapısı oturmuştur, geleceğe, gerçek avrupa devi olmaya doğru emin adımlarla ilerlemektedir.

galatasaray'ın başkanı yıllar sonra fenerbahçe'nin başkanını mali işleri düzeltmeden gelen başarı tesadüfidir diyerek onaylar.
galatasaray taraftarı ballandıra ballandıra anlattıkları onca büyük başarılarına rağmen, hepiniz bilmem ne çocuğusunuz pankartı açıp, 15 ytl'ye satın alabildikleri nkfvas kaşkollarını takabilecek kadar fenerbahçe kompleksine sahiptir. fenerbahçe taraftarlarından birkaç tanesi bir iki futbolcuya saldırdı diye ortalığı ayağa kaldıran galatasaray taraftarı ise geçen sene hemen hemen bu zamanlar, stadlarını yakıp yıkıp, cahilinden okumuşuna, yaşlısından gencine, kadınından erkeğine kadar ana-bacı küfredip fenerbahçeli futbolculara galon galon su atan, güvenlik güçleriyle kavga değil harp eden binlerce insanın üzerinde sarı-kırmızı forma olduğunu unutuverir.

birisinin medyası ve spor yazarları ilkeli değildir. her sene fenerbahçe'yi şampiyon ilan edip, deli gibi gündem mühendisliği yaparlar. diğeri gerek taraftar gerekse medya olarak böyle şeylere tenezzül etmez.

galatasaray kendisine sürekli yandaş arar, papermoonlarda ittifaklar peşindedir.
fenerbahçe ise kendisini ezdirmez, aciz, alil, fakir fukara edebiyatı yapmaz.

küçük ayak oyunlarına tenezzül edenlere verilen cevaptan anlayabileceğimiz en temel farkı özetleyen tablo linktedir.

http://habervitrini.com/haber.asp?id=341389
birinin türkiye'de -abartısız- 250 milyon taraftarı vardır diğeri de kalanları 16 takımla paylaşır.
birinin taraftarlari taekwondo konusunda ne kadar uzman olduklarini zamaninda necati ates'e gosterdiklerini unutacak kadar unutkandir.

oburunun tepkisi ise "are you big player" ile sinirlidir.
(bkz: fenerbahçe kim galatasaray da mı oynuyor)
(bkz: christian vieri)

edittiriditdit: kardeş neden eksiliyorsun? christian vieri miyim ben? feneri bilmeyen o, ben değilim.
git onu eksile.
fenerbahçe japondur, galatasaray zenci.

bir de unutmamak gerekir ki;

fenerbahce ye turkiye liginin dar gelmesi/#2846843
biri, rakibinin mevcut haklarını devir karşılığında yaptıracağı stada peşkeş derken arazisini bir takım katakullilerle başka kulüplerden alıp kendilerine sadece sembolik olarak 1 liraya kazandıran başkanlarının ismini stadına vermekten çekinmez, diğerinin stadının ismi ise daha kulübün kurulduğu anda amacını türk olmayan takımları yenmek olarak ortaya koyan ilk başkanının adıdır.
say say bitmeyen farklardır. *
gün gelir de farklılıkları değil benzerlikleri ortaya döküp, kin yerine sevgi beslemeye başlarsak, adam oluruz.
senin dibin daha kara konulu sidik yarışı ile bir arpa boyu yol kat edemeyiz.
1990'lı yıllar... (sanırım 1993 ya da 1994 olabilir)
fatih altaylı bebek katili ile suriye'de röportaj yapar. ona sayın öcalan sizin aslında insani yönleriniz de var mesela futbola nasıl bakıyorsunuz diye bir soru sorar. sonrasında galatasaray'a yöneticilik yapan altaylı'nın bu sorusu üzerine bebek katili, "galatasaray'ı seviyorum ve destekliyorum" der. aynı sene diyarbakır'da oynanan diyarbakırspor-galatasaray maçında dev bir pankart açılır,

(bkz: seviyoruz seni de seni seveni de)

pankart apar topar indirilir açanlar tutuklanır.

fark olarak belirtmek gerekirse mesela böyle bir insan fenerbahçe'de yöneticilik yapamaz. diğer ve temel bir fark da fenerbahçe asla bu tür bir sevgiye mazhar olamaz!
fenerbahçe, kurtuluş savaşı'nda anadolu'ya silah kaçırıyordu (bkz: fenerbahçe tarihi).
galatasaray, bilet ve kart fiyatlarını düşük göstererek vergi kaçırıyor. (bkz: vergi kaçakçısı galatasaray)
fenerbahçe kurtuluş savaşı sırasında ingiliz uşaklarıyla maç yapıyordu. *.
galatasaraylı aslanlar ise cephede savaşıyordu.
"Fenerbahçe Kulübü'nün her tarafta takdir edilen çalışmalarını işitmiş ve emek verenleri tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin yerine getirilmesi bugün olabilmiştir. Takdir ve tebriklerimi buraya kaydetmekle kıvanç duyuyordum."

Ordu Kumandanı Mustafa Kemal / 3 Mayıs 1918

-----

"Fransa bayrağının mağlup Türk toprakları üzerinde gururla dalgalanmasını sağlayan, nam-ı diğer "küçük Fransa", Galatasaray camiasına ve ordumuz ileri gelenlerini en güzel şekilde ağırlayan Galatasaray lisesi öğretmen ve görevlilerine teşekkürü bir borç bilirim."

Jean-Pierre DUMOULI "Fransa Isgal Ordulari Kumandani"/ 20 mayıs 1915

(bkz: sözün bittiği yer)

(bkz: ders bitmiştir çıkabilirsiniz)

edit: gerçekler acıtır be canlar. *

kapak editi: aksini iddia edebilen olursa, iş bu entry kendi kendini imha edecektir.
buyrun bu da son kapak, rögar kağağı ! (bkz: #1995058)
elma ile armut arasındaki fark gibidir. birbirlerini yediklerinde farklı tatlar elde ederler..
fark arayanların aramakla zaman kaybedeceği aşikar.arada ucurum-laaar var tek ortak noktaları vardır o da sarı.
götünden element uyduranların anlamayacağı ayrımlar bütünü.

dr. reno paris - goygoycubaşı - 38 şubat 2056
birisinin basket ve futbol takımlarının kaptanları asker kaçağı olduğu için yurtdışında oynamak zorundadırlar. ne tesadüf ki aynı kulübün başkanı da gençliğinde futbolcu olmasına rağmen bacağındaki sakatlıktan(!) dolayı çürüğe ayrılmıştır. diğeri ise türkiye cumhuriyeti'ne mensup olmakla gurur duyar.

(bkz: tümer metin)
(bkz: ibrahim kutluay)