bugün

esası "türk toplumunda evlenmenin salakça bir şey olması" olan başlık.

türk toplumunda evlenen maldır.
düğün öncesi masraflar, "sözlenme", nişan, düğün denilen gerizekalılık, sonrasında aptal aptal eşya almak vs.
zerre samimiyet yok. sırf çıkar, sırf gösteriş, sırf statü!
hele şu düğün olayı en malca olanı. 500 kişi gelir yarısını tanımazsın. mal gibi dans etmeler, harcanan binlerce lira...
sırf gösteriş için harcanan en az 25 bin lira. bu para ile dünyayı dolaşanlar var.

hadi evlendiniz bunları göze alıp. ev döşemeyi bilir misiniz? her allahın günü, yok şunu alalım, yok bunun modeli eskidi, yok bilmem kimde yenisi var... salak gibi geçen bir ömür.

akrabaların ziyaretleri, sırf eşiniz üzülmesin diye yapmacık davranmalar.

bakın kuzenim ingiliz bir kızla evlendi, gitti 10 senedir orada. adamlar dünyanın en sade törenini yaptılar. çoğu akrabamız şaşırdı, gidemediler amk. 10-15 kişi toplamda evlilik töreni yaptılar. sonra balayı. kız desen gösterişsiz biri. klasik avrupalı amk. aptallıkla işi yok.
(bkz: sapların kendi kendini telkin etme yöntemi)
Kız babaları, abileri, amcaları, dayıları vs. Olmasa biz de beraber yaşamayı teklif edelim ama, olmuyor işte.
evlenicek kisiyi bulamadiktan sonra bu desteklemebilir.
Aşktan anlamayan ve aile hayatını tatmak istemeyen insan söylemidir. Sırf gösteriş için bunları yapan var evet, ama bu her ülkede olan bi şey, genelleme yapmak yanlış.

"Kuzenim ingiliz kızla evlendi. Gösterişsiz biri, klasik avrupalı amk" laflarına da takıldım. Lakin ingiltere ilk zamanlarından beri gösterişe çok önem vermiş bi ülkedir. Tüm o "asil" gelenekleri, lord'ları, şık kıyafetleri, şatoları, abartılmış hikayeleri ve gerçeği yansıtmayan kahramanlık filmleri gösteriş değil midir? Bu insanlar en gösterişli olmak için hint kumaşı ustalarının ellerini kesmiştir, isteyen araştırsın. Entry Tutarsız laflar silsilesi. Şu avrupa hayranlığınız bi bitmedi.
olmayan salaklıktır. halihazırda hızla bozulan toplumun ahlak düzeyinin bence hala az çok ayakta tutan yine evlilik kurumudur. şundan gayet eminim ki bizler cinsel ilişkiden zevk almasak bile yine çoğalmak için çocuk yapardık çünkü çoğalmaya programlanmışız lakin insanlarda diğer canlılar gibi iç güdüsel olarak üremeye ihtiyaç duyar ve bundan zevk alır.

dünya zaten genel olarak baktığnızda çile yeridir. herkes dört dörtlük hayat sürmüyor inişler ve çıkışlarla doludur. uzun lafın kısası hayatın cilvesi bu. he ben akraba yanında yapmacık davranamam diyorsan dediğin gibi başka ülkeden evleneceksin paşam ama yalan değil bende ilerde evlenirsem eşimin akrabalarının yanından ezik büzük davranmak istemem free insana zor gelir.
bekar kalıp 40 yaşına gelince görürsün diye cevaplanır.
doğru teşhistir. yapmayın, etmeyin. kıza da yazık oğlana da.
Daha sevgilisinin memesini tutamamış kalmış burda evlilik çok salakça diyor.

Sen evlenme zaten, senin bir boka yaramaz pis spermini bu bizim şahane gen havuzumuza katıp versiyonu bulandırma. Soyun sopun kurusun da evrim rahat bir nefes alsın.
hiddetin lüzumu yoktur. sanirsak yazar kişisinin eleştirisi evlilik kurumundan ziyade öncesinde yapilan masraflı ritüellerdir ki bi çok kişi tarafından gereksiz bulunur.
sorumluluk almaktan korkan insanın kendini avutma biçimidir.
doğru kişiyi bulunca en guzel eylimdir .
kişi kendine yetiyorsa gerçektende salakça, hatta manyakça.
evliliğin "bir kağıt parçasından ibaret" olduğu düşüncesi zamane insanına göre çok doğaldır, çünkü;
zaten bireyler bu zamanda evliliğin içinde olan her şeyi evlilik dışında yapmaktadırlar. bu durumda elbette, geriye sadece "kağıt parçası" kalıyor ve bu eylemi gerçekleştirmek "saçma" olarak nitelendiriliyor.
Evliliğin her şeyden önce bir "kanıt" ve "kültür" ürünü olduğunu unutmamak gerek. "Seni seviyorum" demenin güzelliği neredeyse, "evlilik" kavramının da güzelliği ve naifliği oradadır.
Eğer, dini inancınız var ise -yoksa da olur, bakış açısını anlatmak adına söylüyorum- dini evliliğin de mantığı budur;
yakın ailelerin, çevrenin sizin sevgili olduğunuzu bildiği gibi Tanrı da bunu biliyordur. Lakin, bunu dile getirmek, aynı zamanda "somut bir tekrar" olduğundan çoğu kere faydalıdır. Zira bahsedilen, kurgulanan, niyetlenen şey "iyi gün, kötü gün, bir ömür ve sonsuzluk"tur. içindeki niyetin bu olmadığı birlikteliklerde saçma; bu olduğu birlikteliklerdeyse "zaten öyle, bu durumda neden olmasın ki?" şeklinde karşılanmaktadır ve öz olarak "bir olma sahnesidir".
salaklar evlendiği zaman kaçınılmaz olarak salakçadır. evliliğin bir kabahati yoktur.
Toplum tarafından onaylanmış aşkınla beraber deniz manzaralı bir ev düşlersin, sonra o aşkın bitişini izler 'ahhh' demektende ileriye zor gidersin. Malum toplum onayı lazım sana(!)
sevilen insanin ya ömür boyu kalacağı ya da ömür boyu gideceği düşünülürse evlenmenin kişilere göre son durak olması hiçte salakça değil.
evlenin o tadı o anı yaşayın.
en azından pazar günü beraber oturup kahvaltı yaptığınız günler akla geldikçe anlıyorsunuz.
sayısı her geçen gün artan ekklıların düşüncesidir. sen yemek yapmayı bilme evde kal sonra çık salakçadır de

(bkz: Evde kalmış kızlar)
Hakli onerme. Fakat turkiye'de tutmaz.
Bir ömür yanında yaşlanabileceğin doğru insanı bulunca dünyadaki en güzel şey olur evlilik. Hele bir de sevdiğin kişiden çocuğun da oldu mu off değme keyfine.
ileride çoluk çocuğum bana bakar mantığı ile evlenmek saçmadır.
belki it uğursuz olacak çocuğun. ya da ölecek. ya da sen öleceksin.
kendi araştırmalarım ve teorilerimin sonucunda doğru bir varsayımdır.
asla salakça bir şey değildir. 20'li yaşlarda evlenmek ne kadar erken ve ne kadar pişmanlıksa, 35 ila 40 yaşlarında ve daha üst yaşlarda bekar kalmakta pişmanlık olacağı kanaatindeyim. ille çocuk olması için de değil kesinlikle. evlat mükemmel bir duygu olmalı tatmadım bilmiyorum tadanlar söylüyor. neden ille çocuk olması için evlilik şart değil dedim. çünkü allah geçinden versin yarın bir gün annemiz babamız toprak olacak belki. kardeşleriniz, abiniz, ablanız veya dostunuz her kimse nereye kadar sizin hayatınıza eşlik edebilir. onlar da pek tabii kendi hayatına bakacak bir şekilde. ama sizin hayat bakış açınıza uygun, seveceğiniz, yeri gelince kavga edeceğiniz ama size her şey de yüzde yüzünü veremese de, bir tutam bir tutam da olsa yoldaş olacak eş, ölene kadar sizle beraber olma ihtimali hep vardır derim.
katıldığım yargıdır. belirli işlerin insana yük olma durumu. temizlik-yemek işi kadına mal edilirken gelir her iki cinsiyete de yüklenir. yalnız tek sorumluluk halinden çift sorumluluk haline geçmek yorucudur. hele bir de çocuk varsa evlilik tümüyle aptallıktır. iyi olan yalnız, yargısız ve kuralsız yaşamaktır.
Bankaların hiçte öyle düşünmediği konu. Evlenmek=borç olduğu gerçeği.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar