bugün

sözde ermeni soykırımı ile ilgili ortaya sunulan delillerin sahtekarlıkları bilimsel bir yöntem ele alındığında tek tek ortaya çıkıyor. ermeni soykırım müzelerinde ve sözde soykırım ile ilgili delillerin içlerinde ermenilerin adeta taptığı bir fotoğrafın sahte olduğunu ve sahtekarlığın nasıl kanıtlandığını gözler önüne seren olaydır. internette "ermeni soykırımı fotoğrafları" ile ilgili arama yaptığınızda karşınıza çıkan fotoğrafların tümü bu şekildedir. ve fakat ermenilerin hocalıda yaptığı katliamda gerek videolar, gerek fotoğraflar gayet nettir. veya bosna da yapılan katliamda her şey nettir, ruanda katliamı nettir. italyanların ve fransızların kuzey afrika da ve hitler almayasının yuhudilere yaptığı katliamlar nettir. vs vs vs. katliam dediğiniz, soykırım dediğiniz şey net olur ! görürsünüz.

--spoiler--
Bilkent Üniversitesi Tarih Profesörü Doktor Jeremy Salt, Ermeni iddialarına dayanak gösterilen ve Soykırım Müzesi’nde asılı duran “Türk resmi görevlisi, açlıktan ölmek üzere olan Ermeni çocuklara ekmek göstererek alay ediyor” fotoğrafının, fotomontaj olduğunu kanıtladı.

Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde ders veren, Osmanlı Ermenileri üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Avustralyalı tarihçi Prof Dr. Jeremy Salt’ın dikkatini, Oxford Üniversitesi tarafından yayınlanan okuduğu kitaptaki fotoğraf çekti. Erivan’daki Soykırım Müzesi’nde de sergilenen ve St. Lazar Mkhitarian koleksiyonuna ait olduğu belirtilen fotoğrafın altında “Türk resmi görevlisi açlıktan ölmek üzere olan Ermeni çocuklara ekmek göstererek alay ediyor” yazıyor.

OKURKEN FARK ETTi

Arama motoru Google’a ‘starving armenian’ (Açlıktan ölen Ermeniler) yazıldığında da karşınıza çıkan bu fotoğraf Ermeni iddialarının sembol fotoğrafı. Donald Bloxham’ın 2005 yılında yayınlandığında büyük ses getiren “The Great Game of Genocide. Imperialism, Nationalism and the Destruction of the Ottoman Armenians’ (Büyük Soykırım Oyunu. Milliyetçilik ve Osmanlı Ermenilerinin Yok edilişi) adlı kitabında da yer aldı. Zaten düğüm Prof. Salt’ın bu kitabı incelemeye başlamasıyla çözüldü.

HaberTürk’e konuşan Prof. Salt, sözlerine “Sahtekârlığı, 2008 yılında Donald Bloxham’ın Büyük Soykırım Oyunu adlı kitabını incelerken fark ettim” diye başladı. Kitabın ‘tek taraflı’ yazılmış olmasının kendisi açısından dikkat çekici bir unsur olduğunu kaydeden Prof. Salt şöyle konuştu:

Soykırım iddiaları tek yanlı olarak ele alınmıştı. Ancak benim en çok dikkatimi çeken yazılardan çok parlak kâğıda basılmış bir dizi fotoğraftı. Özellikle de bir fotoğraf… Bu fotoğrafta ceket ve kravatlı bir adamın etrafında yırtık pırtık elbiseli çocuklar vardı. Adam elinde ekmek tutu yor, etrafını saran çocuklar ellerini açmış ekmeğe ulaşmaya çalışıyordu. Nereden bakılırsa bakılsın iç burkarı bir sahne.” Prof. Salt işte burada biraz duraksadı ve sözlerini kocaman bir “Ama” ile sürdürdü:

‘MANTIK HATALARI VAR’

“Fotoğrafla ilgili yazılan bilgide aç Ermeni çocuklarla alay eden Türk resmi görevlisi olduğu belirtilmişti. Eğer iddia edildiği gibi I. Dünya Savaşı sırasında çekilmişse oradaki Osmanlı memuru olmalıydı, Türk resmi görevlisi değil. Fotoğraftaki adam ceket ve kravat giyiyordu. Oysa Osmanlı memurunun boyna kadar düğmelenmiş yakasız gömlek ve fes giymesi gerekmez miydi?” Prof Salt fotoğrafı inceledikçe şüphelerinin arttığını söyledi:


ANALiZLE KESINLEŞTi: SAHTE

Fotoğrafa bakarken adamın ceketi boyunca giden bir çizgi dikkatimi çekti. Fotoğrafı eğerek ışığı yakalamaya çalışınca adamın sağ tarafıyla sol tarafı arasında kalan pürüzlü, düzgün olmayan bir çizgi fark ettim. Ceketin bir tarafı diğerinden daha koyuydu. Sonra fotoğrafın geri kalan kısımlarına baktım. Adamın kafasının arkasındaki duvar birdenbire beyaz bir boşluğa dönüyordu. Dikkatlice incelediğimde yerde yatan çocuklardan birinin bir eli sıska, diğeri toplucaydı.

Prof. Salt şüpheleri artınca fotoğrafı Ankara’da bir fotoğraf uzmanına götürmüştü. Çıkan sonuç şüphelerinde haklı olduğunu gösteriyordu:

“Fotoğraf laboratuarında 10 dakika süren analizde fotoğrafın pikselleri 2 bin 400 kez büyütüldü. Evet, fotoğraf sahteydi. Fotoğrafı inceleyen uzmanlar fotoğrafın birçok yerden alınmış parçalardan oluştuğunu net bir şekilde tespit ettiler. Fotoğraftaki adam figürü tamamen derlemeydi. Yerde oturan çocuklardan birinin elinde bir şey varmış gibi duruyordu. Oysa elinde hiçbir şey olmadığı ortaya çıktı. Taklitçi belli ki çok dikkatli davranmadığı için başka biz yerden kopya1adığı fotoğrafta çocuğun parmak kenarlarını kesmek için çok zaman harcamamış.

OXFORD KiTAPLARI iMHA ETTi

Sorularına tatmin edici cevap alamayan Prof. Salt konuyu ingiltere Türk Dernekleri Federasyonu’na taşıdı. Federasyonun genel koordinatörü ve ‘Asılsız iddialarla Mücadele Komitesi’ Başkanı Servet Hassan, 19 Ekim 2009’da Oxford Yayınları Tarih Editörü Christopher Wheeler’a şikâyet mektubu gönderdi. Hassan süreci şöyle anlattı:

“Wheeler’a gönderdiğimiz şikâyet mektubuna 2 Kasım’da yanıt geldi. Hata yaptıklarını, birkaç parçadan oluşan fotoğrafın fotomontajla bir araya getirildiğinin anlaşıldığını, yani fotoğrafın sahte olduğunu kabul ediyordu. Ama konunun kapanmasını sağlamak için de, ellerinde bulunan ilgili kitabın tüm stoklarını imha ettiklerini söylüyordu. Ama bu yeterli değildi. Çünkü bu kitap başta ingiltere olmak üzere dünyadaki birçok ülke kütüphanesine dağıtılmıştı. O kitapların da toplatılması gerekiyordu.”

TiKSiNDiRiCi BiR SAHTEKÂRLIK

Fotoğrafın sahte olduğunu anlamak için birkaç dakikalık ayrıntılı bir incelemenin yeterli olduğunu söyleyen Prof. Salt, “Benim kısa sürede gördüğümü Oxford Üniversitesi Yayınları yetkilileri göremedi mi? En azından içlerinde hiçbir şüphe oluşmadı mı?” diye sordu, sonra da sorusunu cevapladı:

“Mutlaka birileri şüphelenmiştir. Peki, buna rağmen fotoğraf neden basıldı? Çünkü Ermeni iddiaları artık tarihten çok teolojiye geçti, tabu haline geldi. Tarih kutsallaştırıldığında, gerçek bilindiğinde soru sormaya gerek kalır mı? Kalmaz.

O zaman editörler de şöyle düşündü: ‘Tabii ki, Türk resmi görevlisi Ermeni çocuklarla dalga geçecektir, o halde neden basmayalım?’ Ortaya çıkan tiksindirici bir sahtekârlık ama maalesef bu konudaki tek sahtekârlık değil!”

FOTOĞRAFA YiNE YER VERECEKLER

Oxford Üniversitesi sahteciliğin anlaşılmasından sonra, fotoğrafa yeni basımda da yer vereceğini açıkladı. Ancak bu kez altına “Bu fotoğrafı her iki tarafın da başvurduğu sahtekârlıklara örnek teşkil etmesi için yeniden yayınlıyoruz.” Cümlesinin yazılacağını bildirdi. Servet Hassan ise buna karşı çıktıklarını belirtip “Sahtekârlar belli. Türk tarafında sahte belge yok. Kaynağının çarpıtılmadan yazılmasını istedik.” dedi.

iŞTE FOTOĞRAFTAKi SAHTEKÂRLIKLAR

1. Dünya Savaşı’nda çekilmiş olsaydı adam Osmanlı memuru olmalıydı, Türk görevlisi değil.
Fotoğraftaki adam ceket ve kravatlı. Oysa Osmanlı memurunun boynuna kadar düğmelenen yakasız gömlek ve fes giymesi gerekirdi.
Fotoğrafın pikselleri 2400 kez büyütülünce birçok fotoğraftan alınmış parçalardan oluştuğu net olarak tespit edildi.
Adam figürünün tamamen derleme olduğu anlaşıldı.
Çocuklardan birinin elinde bir şey varmış gibi görünüyor. Oysa elinde hiçbir şey olmadığı ortaya çıktı.
Başka bir yerden kopyalanan çocuğun parmak kenarları kesik kalmış.
Çocuklardan birinin, bir kolunun diğer kolundan çok daha ince olduğu anlaşıldı.
Adamın arkasındaki duvar, birdenbire beyaz bir boşluğa dönüşüyor.
http://akademikperspektif...i-fotomontaj-sahteciligi/
--spoiler--
feysbukta çakma solcu itemi olarak hrant fotoğrafı koyanları sinir eden hadise. bizim solcularda bir garip. sol ki dogmanın en karşıt ideolojisidir ve fakat ermenistan dünyanın en dogmatik ikinci ülkesi. hemen gene horozlanmayın la alın ermeni kaynaklı kanıt size ; http://www.ermenihaber.am...C3%A7%C4%B1kt%C4%B1/55504

yani o kadar tutarlı solcusunuz ki... tebrikler.
tecrit değerlendirmesine asla malzeme olmaması gereken sahteciliktir. evet ortada bir göçe zorlama vardır. ve bu noktada masum insanlar ölmüştür yada öldürülmüştür. tarihsel algı ile baktığımızda o zamanki osmanlı toplumunun psikolojisi sadece trajediydi. osmanlının son elli yılına bakarsanız göreceğiniz tek şey sistemsel olarak yok edilmeye çalışılmasıdır. bir ölüm kalım savaşı veriyordur.
ve fakat 1. Dünya savaşı esnasında ittihat terakki tarafından göçe zorlanan Ermeni kökenli insanların yaşadığı büyük drama soykırım diyen Avrupa Parlementosun, hem bu trajedideki payları ve hem de dünyanın hemen her yerinde yaptıkları katliamlar için de kararlar alması gerekir.
Başka halkları geçmişleriyle yüzleşmeye zorlayan kararlarını destekliyor olmakla birlikte kendilerini de hem geçmişle ve hem de bugünle yüzleşmeye davet ediyoruz.
dimi..