bugün

23 kasım 2011 günü türkiye cumhuriyeti
başbakanı olarak 1930 lu yılllarda dersim'de
katledilen onbinlerce aleviden özür dilemesi
olayıdır. olgunluktur, büyüklüktür. birileri zamanında hata
yaptı diye sonradan gelenler o hatayı devam
ettirecek diye bir şey yok.
alevileri de safına çekme operasyonunun bir parçasıdır.
sen kimsin ki Atatürk adına özür diliyorsun cümlesini söylettirecek cinstendir.
atatürk yerine değil statüko yerine özür dilemiştir.

statükonun bir diğer marifeti olan sivas ve maraş olayları içinde aynı duyarlılığı bekliyoruz.

(bkz: sapla samanı karıştırma)
Devlettin resmen katliami kabul ettiginin gostergesidir.
helal olsundur.
kendini bilen adam recep tayyip erdoğan woohooo!...
ülkede bölücük yapmaktır. alevi ve sunniyi ayırmaktır amaç.
durup dururken neden böyle bir özür polemiği çıkmıştır?
haddini aşmasına alıştık. artık şaşırtamıyor bizi. yarın uyandığımızda, ülkemizin adını, dilimizi ve hatta kan grubumuzu bile değiştirebilir.
stockholm sendromuna sahip dersimlileri yine de tatmin etmeyen olay. ancak bu kadar mantık hatası olabilir, hem yıllar boyunca yapılan bu zulümleri anlat, şöyle öldürüldük böyle öldürüldük de, ondan sonra bunu yapanı destekleyip başına başkan bile ol ama rakibin gelsin senin temsil ettiğin adamlar için senin toplumundan özür dilesin ve yine de yaranamasın.

50.000 Dersimli katledildi mi, katledildi. O zaman senin başkanı olduğun parti mi iktidar, evet. e o zaman, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Tımes dergisinin kapak mankeni sayın başkabakan recep tayyip erdoğanımız popülizmin kralını yapmıştır. Chp büyük bir stratejik hata yapmıştır , Erdoğanda müsait pozisyonda ortayı gole çevirmiştir. Dersim Chp'nin elini sıkıştıran meseledir iki ucu boklu değnektir bir nevi. Kılıçdaroğlunun parti üzerinde muktedir olmadığını tekrar görmüş olduk. Şimdi anlıyor musunuz neden yüzde elli aldıklarını?
Yapmadıgım ve baskasının yaptgı birsey için ben de özür dilerimm, kolaysa Habur senliği için özür dilesin..
Hata yapmışsa Atatürk de hata yapmıştır. Dersim de yapılanlar çok da doğru şeyler değildir. Belki mecbur kalındı, belki de dönemin şartları içinde bu kadar sert müdehalenin dışında alternatif yoktu. Çünkü çok taze bir devrim vardı, ne yazık ki her devrim kanla gerçekleşir. Bugünden geriye baktığımızda olaylar içimizi acıtsa da belki bu sert müdehale olmasaydı bugünkü sınırlarımız içinde bir Türkiye cumhuriyeti olmayacaktı. Atatürk'ün amacı toprak reformunu gerçekleştirmek ve bu toprakları asıl sahiplerine yani köylülerine vermekti. Ne var ki o sert feodal yapıyı yıkmak bugün bile mümkün değilken o zamanın şartlarını siz hesap edin.

Gelelim Sayın başbakanımızın tavrına... Ben alevi değilim ama bu ülkede bu insanların doğru dürüst ibadet etme hakları bile yokken 70 yıl önce olmuş olaylar için özür dileyerek alevi toplumu ile barıştığını varsaymak mümkün mü? Aynı başbakan daha 4-5 ay önce miting meydanlarında Kılıçdaroğlu'nu kastederek "O alevi, alevi" dememiş miydi? Bu dini kullanarak bölücülük yapmak sayılmıyor mu? Bunu bir taşla 2 kuş vurmak diye nitelendirmek sadece bugün an itibarı iktidarın yalakalığını yapmakta olan TRT Haber'in işi olabilir. Zaten bu abartılı övgüleri düzen de geçen dönem akp milletvekili olan Mümtazer Türköne'den başkası da değil. Kendinizi alevi yurttaşlarımızın yerine koyun, 70 yıl önce olmamış olmasını dilediğimiz olaylardan dolayı özür mü dilenmesini mi yoksa günümüz itibarı ile inancınızı dilediğiniz gibi yerine getirmek mi istersiniz. Ben bu özür tavrını tamamen samimiyetsiz buluyorum. Ben bugün alevi insanlarımın ne kutsal gününü doğru dürüst bilirim, ne nasıl inandıkları hakkında bilgim var ne de nasıl ibadet ettikleri konusunda... Bu 9 yıllık bir iktidarın aleviliği mezhep olarak tanımasından kaynaklanıyor. Kaç alevi vatandaşımız var, o bile belli mi acaba? Ama hristiyanların paskalyalarını, günah çıkarmalarını, abdlilerin şükran günlerini bir şekilde filmlerden empoze edilerek öğreniyoruz.

Ben alevi vatandaşlarımın bu siyasi ayak oyunlarına eyvallah diyeceğini sanmıyorum. Kanacaklarına inanmıyorum. Madem o kadar samimiler Sivas olaylarından dolayı da özür dilesinler. 18 yıldır evinde yaşadığı halde güvenlik kuvvetlerince bir türlü yeri belirlenemeyen Sivas sanığı için de özür dilesinler. Miting meydanlarında siyasi rakibine darbe vurmak için onun dini kimliğini kullandığı için de özür dilesinler. 70 yıl önceki olaylar için özür dilerken kendi icraatları için acaba kimler özür dileyecek?

Ergenekon davasından 9 aydır tutuklu olduğu halde ifadesi alınmayan, ifadesi alınmadan da aşırı spor yapmasından dolayı ölen insanımız için de özür dilesinler... Ölen sadece o değil. Tutukluluğu bir ceza haline getirdiği için de özür dilesinler. Kendilerine karşı duran herkesi söz verdikleri şekilde bertaraf ettikleri için de özür dilesinler. Bugün izmir Belediyesi'ni sadece hırpalamak için, kendilerinin olamadığı için hırpalıyorlar. Aklı başında hangi insan buna akıl erdirebilir de ileri demokrasi içinde olduğumuzu söyleyebilir. insanları aylarca hapislerde tuttuktan sonra kendilerini içeri atanların araştırma ve soruşturma hakkı olmadığı için mahkemenin onları salıverdiğini kaç kişi biliyor? Bu mu ileri demokrasi? Peki bu insanların karalanmalarının, hapislere atılarak hiç bir şey olmasa bile psikolojik olarak yıpranmaları için kim özür dileyecek? Erdoğan'ı eleştirdiği ya da üniversite harçlarını protesto ettiği için 19 ay, "Uyuşturucuya hayır" dediği için yıllarca ceza alan gençlerimiz için kim özür dileyecek?

Cumhuriyet tarihimizin her döneminde iktidarlar kendilerinden olmayanın yanında olmazlar, işleri yaver gitmez onların. Ama cumhuriyet tarihinin hiç bir döneminde hiç bir iktidar gücünü kendilerinden yana olmayanlar adına bu şekilde pervasızca ve adaletsizce kullanmamıştır. Adında "adalet" olan bir partinin bu icraatları için kim özür dileyecek?

Milletin meclisinde bu milletin vekillerinden birini iteleye kakalaya meclis kürsüsünden iten ileri demokrasimiz, her fırsatta başbakanımıza aşkını dile getiren Seda Sayan'ın programına çıkan abuk subuk birinin Kamer Genç hakkında "O sünnetsiz" diye karalamasını nasıl izah edecek? Diyelim ki öyle, Kamer Genç'in cinsel organı kimin umurunda acaba? Amaç farklı... Amaç kamer Genç'i temsil ettiği kitlenin önünde karalamak, hakkında şüphe oluşturmak, karalamak... iş bu durumdayken 70 yıl önce olaylardan özür dilemek inandırıcı değildir. Kamer Genç'ten özür dileyerek ve sonrasında da geriye doğru gidilerek özür dilensin. Adil olan budur.

Buna yıllarca bizden kesilen deprem vergilerini, bu vergilerle hiç bir bok yapılmadığı, kanunlar çıktığı halde uygulanmadığı, denetlenmediği için ölen insanlarımız için de özür dilensin. Somali'ye 224 milyon dolar yardım yapmakla övünen, Gazze'ye, Libya'ya, Tunus'a turlar düzenlerken, yardım ve destek mesajları atarken - 10 derece soğukta 7 yaşında bir kızın hayatını koruyamadığı için özür dilesin.

Dersim olayları için dilenen özür hiç de öyle devletin toplumuyla barışması, geçmişiyle yüzleşmesi anlamlarını taşımıyor. Bunun amacı o dönemki yönetimi yani dolayısı ile Atatürk'ü karalamaktır. Zaten bunun örneklerini önceden vermemiş miydi? "Elimdeki belgeleri açıklarsam ortalık karışır" dediğinde bunun sonucunu görmemiş miydik? Peki sayın başbakanımızın bu sözleri için ABD kongresinde soruşturma açıldığını kaçımız biliyor? iktidar yalakaları bunun Kılıçdaroğlu'nu mahvettiğini söyleyedursun. istiyorlar ki Kılıçdaroğlu CHP lideri olduğu için bu olaylarla o da ilişkilendirilsin. Peki biz bugünkü iktidarla Menemen'de genç bir subayı başını keserek şehit edenleri ilişkilendirmeli miyiz o zaman? Onların mantığıyla evet. Ama mantıken hayır. Her ne kadar orduyu bir askerin öldürülmesinden çok daha fazla yıpratmış olsalar bile...

Hepimiz mi zenginiz Allahaşkına? Bugün parası olanların askerlik yapmayacaklarını öğreniyoruz. Herkes sevinçten ellerini çırpıyor. Oysa ki bu durum bu ülkenin bütünlüğü için sadece fakir fukaranın ölmeye devam edeceğini kanunlaştırıyor. Bu adaletsizlik için kim özür dileyecek?

Yazmakla bitmez...
(bkz: gurur duyduk)
atatürk'ün günahları yüklenmekle bitmez.sadece alevi kıyımı değil ki . o istklal mahkemeleri o dar ağaçları yüzlerce inkılap milyonlarca masumun canı.
o zaman çanakkale savaşındaki anzaklardan da özür dilesin.
-yani "o insanları öldürdük" dedirten biraz siyasi rte eylemi.
-siyasi olması gerçekliğini örtmeyen rte eylemi.
-bir nevi türk faşizminin kanıtlarının bir kısmının ortaya çıktığı rte eylemi.
statüko yalakaları yüzünden oldukça geç kalınmış bir özürdür. alevileri katleden zihniyet sanki sünnileri katletmedi mi? kemal bey de istiklal mahkemelerinde kurulan darağaçları için özür dilesin. bu topraklara ait olan hiçbir şeye tahammülü olmayan bu chp zihniyeti yolun sonuna gelmiştir.
(bkz: takrir-i sükûn)
buradan çaldıran'da da yenilgiye uğrayan ve kayıp veren şah ismail ve ordusundan, halkından da yavuz sultan selim adına özür diliyoruz. bir yanlış anlaşılma olmuş.
Kızılbaşın Katli vaciptir diyen bir zihniyet, Dersimliyide dersim'ide savunamaz, başka kapıya ! Hele ki edip hakkını bulanlar üzerinden hiç savunamaz bi sg!

Not: Aleviyim!
o değil de 70 yıl sonra chp iktidarda olsa, ve dese ki çukurcada katliamını ve kimyasal silah kullanılmasını kabul etmiyor ve olanlardan ötürü özür diliyorum dese, nasıl olur? bunun siyasi bir tarafı yokarkadaşlar , yani sağı solu akpsi chpsi bi taraf değil burada. olayların hedefini iyi seçin. milletin, milletin bir halkına karşı aciz bırakılması durumu oluşturuldu gidiyor. bundan rahatsız olan yok mu? ben şahsen çok rahatsızım...

kimlerle kimleri; kimler karşı karşıya getiriyor, olayları iyi okuyun derim, ortada bir ölümler zinciri varsa bu sadece katliam mıdır, isyan mıdır, basıtırılması nasıl gerçekleşmiştir, ölenler ne kadar masumdu. ölenler kimlerdi? bir düşünün.

türk milleti ve devleti katil değildir, ki katliam yapsın.

ben başbakanın özrünü kendi adıma bağışlamıyorum, zaten oyumu da ona vermedim, beni temsil eder bir yanı yok yani o özrün, ben ve milletim katil değildir, kabul etmiyorum.
yanlış bir harekettir. dünyanın hiçbir ciddi politikacısı, eğer devlet "kabile devleti" değilse böyle bir şey yapmaz.

ayrıeten erdoğan atatürk adına özür dileyince "kendisini atatürk´ün önüne koymuş" olur. eğer bu devlet t.c. devletiyse, onu her halükarda yapamaz. devletin adı "fethullah´ın çiftliği" olduğu zaman belki yapabilir, ama ondan önce asla yapamaz. kim ki o?...kendisini atatürk´ün önüne koyacak ?...mustafa kemal paşa o tunceli olaylarından sonra daha çoook yaşamıştır...hiç öyle özür dileme gibi bi düşünce onda olmuş mudur?...hayır !!!...mustafa kemal herhalde ki ilim siyaset bilen bir adamdı, o , komunist olmadığı halde rus altınlarını garantileyecek kadar "kurnaz" bir adamdı..."paşa" nın kafasının çalıştığını bugün düşmanları bile kabul ederler.

erdoğan´ın bu yaptığı şuna benzer - hani "senin haylaz oğlan" kırtasiyeciden bi kalem "çalar" da sen, bunu farkedince o kalemi alır kırtasıyeciye iade eder de özür dilersin ya, erdoğan´ın yaptığı böyle bir şeydir. yalnız burada ne erdoğan "baba" dır, ne mustafa kemal paşa "haylaz oğlan"dır, ne de "kalem çalmıştır". o ,devletin bekaası için gereğini yapmıştır.

bu hareketiyle erdoğan çok büyük bir politik hata yapmıştır. yani bizce hata yapmıştır.büyük ihtimalle kendi politik anti türk görüşü çerçesince hatası yoktur. böyle bir özür dileme durumunda ileride gider ölen pkk´lı teröristler öldü diye de kürtlerden özür diler. dersim olayları aynen pkk´ya benzer - ki üstelik daha da küçük bir çılgınlık durumudur, öyle 300 milyar dolar gibi paraya kesinlikle malolmamıştır, hele o kadar ölü, şehit o olaylarda yoktur- e bu durumda aynı şeyi demek ki kürtlere de yapması gerekecektir...bu da türkiye devleti dediğimiz o güzelim devletin sonu demektir.

devlet politikaları -sadece türkiye´ninkiler değil bütün egemen güçlerin devlet politikları - "devamlılık" esasına göre yürürler. dış bir devletten özür dilenecekse, mecliste karar alınır başbakan gider onlardan özür diler. ama içeride öyle özürler falan dilenmez. hele "ayaklanmış" adamları bastırma girişiminde ölenler için hiçbir zaman özür dilenmez.o adam istediği an ayaklanmayı bırakıp evine gidebilecektir, uyarı almıştır, kaale almamıştır. internasyonel havacılık yasalarında "sivil uçağın vurulma konusu" vardır. savaş uçakları 3 kez rotasından çıkmış sivil yolcu uçağını uyarırlar, eğer uçak bunlara reaksiyon göstermezse bunu merkeze rapor ederler ve "n´apalım" derler. ve genellikle "vurun" emri gelir.

aynen böyle şeyler o tunceli olaylarında olmuştur. eğer o 52bin kişi kendi öz istekleriyle türkiye devletini "yıkmak" için kendilerine yapılan uyarılara aldırmamışlarsa, bu o "reaksiyon göstermeyen uçağın durumu"yla aynı şeydir. sen 3 kez uyarı yedikten sonra hala burnunun dikine gidiyorsan, o devletin sahibi sana o toprakları herhalde ki yedirtmeyecektir. senin uçağını da düşürür, seni de alaşaği eder. o devlet onun devletidir. zamanında o topraklar için bir sürü şehit vermiştir. şimdi "ingiltere" seni ayaklandırıyor diye, pabucu sana mı bıraksındır? üstelik seni uyarmıştır da...daha n´apsındır? topraklarını terkedip "tamam ya buraları biz size bırakıyoruz" mu desindir?

erdoğan´ın yaptığı tamamen yanlıştır. kendisini atatürk´ten üstün görmesiyse ayrı bir muaammadır. kendisi donanım olarak mustafa kemal paşa´dan aşağılarda bir yerdedir. öyle rakı sofralarında yapılan barıştırma girişimlerine benzeyen bir olaydır bu, ve acayip komiktir.

ama bir şey enterasandır. arkadaşlar galiba artık "inecekleri durağa" geldiler, ve "demokrasi tramwayından" inmeye çalışıyorlar. ben bunu böyle okuyorum. inşallah yanılıyorumdur.
atatürk yerine chp ifadesi tercih edilebilir bu konuda. tabii bunu atatürk ü korumak adına söylemiyorum. nitekim kendisini koruma kanunu var zaten. ben halihazırda var olan üzerinden hareket ediyorum sadece. bugün yaşayanlar dileyebilir ancak bu özrü. devlet adına olan kısmını başbakan yerine getirdi. zira açıkladığı belgelere baktığımızda, gerçekten de bir katliam sözkonusu. kendi adına olan kısmını ise chp belirtme yükümlülüğünde. gerçi benim ve pekçok insanın tanıdığı, bildiği chp buna yanaşmayacaktır. keşke bir kerecik de olsa şaşırtsa bizi. burada alevilerin konumlanmasını ise ayrıca acıklı bulduğumu belirtmek isterim. sırf gururlarının esiri olarak, dersim de göz göre göre yapılan katliama rağmen, akp sünni bir parti olduğu için, chp nin safında yer almaları tek kelimeyle trajiktir.
erdoğan'ın haddine mi atatürk'ün adına bir şey söylemek.
aklımıza, sayın erdoğan; 13 kurşunla öldürülen uğur kaymaz, beli kırılan dilşan, biber gazın yüzünden ölen metin lokumcu, dergi sattığı gerekçesiyle içeri canlı girip dışarı ölüsü çıkan, suçsuz yere hapise atılan öğrencilerden ve nicelerinden de özür diler mi sorusunu getiren olay.
Dersim isyanına maruz kalanlar Aleviler değil Dersim bölgesinde yaşayan aşiretlere bağlı kimi kürt ve zazalardır. Baş kaldırmaları Alevilikle uzaktan yakından alakası yoktur. Haliyle erdoğan dilese dilese " Feodaliteyi yıktığı, Dersim'i Türk devletinin yönetiminde bir vilayeti yaparak Türk askerlerinin bölgeye giden memurların katledilmesini önleyip bölge halkının geneline feodal zulmü değil bağımsızlığı getirdiği için özür dileyebilir." Bir Türk ve daha önemlisi Türklerin en önemli müslüman inanç tarzlarından biri olan Aleviliği çok seven biri olarak Aleviliğin bu şekil kullanılmasını şiddetle kınamakla beraber Alevilerin genel manada çektiği zulümlerin AKPnin geldiği gelenekten gelen yöneticilerin ve buna dur demeyen alevi olmayan baskıcı halkın sonucu olduğunu da iyi biliyorum. Haliyle bir bölücü isyan ile Alevilik gibi kutsal bir kurumun yanyana getirilmeye çalışılmasının bölücülüğü desteklemesi de ortadadır.
atatürk adına özür dileme sırasının en son kendisine geleceğini düşünüyorum. ama günü geldiğinde erdoğan adına halktan kim özür dileyecek ben asıl onu merak ediyorum.