bir yanda namı yedi kıtaya yayılmış epik tiyatro'nun temellerini atmış, yabancılaştırma efekti gibi seyircisnin ve oyuncunun oyundan bağımsızlaşabilmesine olanak sağlamış yöntemlerin fikirbabası bertolt brecht!
diğer yanda metod oyunculuğu gibi geniş kitlelere yayılan dünyanın beğenisini kazanmış al pacino gibi de niro gibi oyuncuların yaratılmasına ön ayak olmuş metodun sahibi stanislavski!
birisi dramatik tiyatrodan beslenmiş diğeri ise epik tiyatroyu ve çizgilerini belirlemiştir. birisi şiirde de kendisini göstermiş diğeri ise toplumcu gerçekçi yapıtlarla sessiz kitlenin sesi olmaya çalışmıştır.
brecht "banka işletmenin banka soymaktan daha ahlak dışı" olduğunu düşünmüştü çünkü tavrı açıktı ve ne diyeceğini çok yi biliyordu.
stanislavski ise siyasetle pek ilgilenmedi bu yönde demeçleri de pek olmadı o'nun için sadece tiyatro vardı ve o "disiplini" yetenekten üstün tutarak "tiyatro gardıropta başlar" sözünün sahibi oldu.
ikisi de tiyatroya ve sinemaya (dolaylı da olsa) büyük katkılar sağlamış ve bir sanat dalının daha da yükseklere çıkmasına ön ayak olmuş kimselerdir. ikisini de saygıyla anıyor ruhlarına fatiha okuyoruz...

ek: fikrimi belirtmeden geçemeyeceğim "brecht bu versusun amına kor"

ek2: antik yunan tragedyalarına dayanan kısmını başka birisi yazıversin o kısımlar beni çok kasıyor. *
(bkz: aman da aman)
*