bugün

kemik fabrikası kokusu.
Bursa otogar tuvaletinde yaşadığım anıdır.
Sabah erkenden uyanıp otogara gittim. 08:00 de otobüsüm kalkacaktı. 6-7 dakikam vardı. Bir işeyim dedim. Esneye esneye tuvalete girdim.
Yan taraftaki adam öyle bir osurup sıçma ayini yapıyordu ki, montumla burnumu kapatma gereği duydum.
Sonra nefessiz kalınca bir nefes alayım dedim ki almaz olsaydım...
Bütün uyku sersemliğim gitti.
Otobüse gayet dinç şekilde bindim.
bodrum' un meşhur bir ilçesinde, bugün çok meşhur bir restorantın açılış zamanında çalıştım oralarda. sanayiide bazı hurdacıların arka taraflarında benmariler, soğutma dolapları vs ler satılır. ilk açılışta ikinci el, ucuz yollu alındı onlardan. mutfak komisiyseniz onları temizlersiniz. o koku anlatılmaz.

ikincisi cerrahi alet tamir atölyesi. tamire gelen bazı aletler açılsın diye şalama (pürmüz) ile ısıtılır. o aletlerin içinde insan eti, kanı, kemiği vs kalır. o yansın, orada duramazsınız.
Ameliyat oldum kemik suyu içtim tabi ağız burun kanlar içinde koku falan yok. Abi part 2’ye geldik dedim içeyim falan ben hayatımda bu kadar iğrenç bir koku görmedim ya yamyamlıktan beterdi ama hata bende. Kemiği direk suya attım pişirdim tuzla.
insanı hayattan soğutan kokulardır.
birinci sırada sebzelikte çürümüş patatesin kokusu gelir.
Yolda tavuk fabrikasının yakınından geçmektir.