bugün

(bkz: bodler)in şiirlerini derlediği eser; “kötülük” ve “şer” çiçekleri diye de tercüme edilmiştir ya, diğer ikisi bodler’i tanıyanlara nazaran söylersek “elem” hakikaten dilimizdeki tam karşılığı olsa gerek. Büyük şairdir vesselam; ızdırabı daimi, derin tahassüs sahibi.
Çeşitli tercümeleri olsa da, Vasfi Mahir Kocatürk tercümesini tavsiye ederim. Bulmak zor olabilir.
“Bir çokları hiç tatmamıştır zevkini
Aile ocağının, hiç yaşamamıştır yani!”
Pipo

Bir müellifin piposuyum ben,
Habeşli veya Sudanlı çehremden,
Seyredilince anlaşılır ki
Sahibim büyük bir tiryâki.

O ıstıraplarla dolduğu zaman,
Ben, dönecek çiftçi için
içinde yemek hazırlanan
Bir kulübe gibi çıkarırım duman.

Ateşli ağzımdan çıkan
Mavi ve kaypak ağ içinde
Sarar ve sallarım onun ruhunu,

Ve öyle kudretli bir melhem yaparım ki
Haz verir onun kalbine,
Kurtarır Zihnini yorgunluklardan.
“Sen bana çamurunu verdin, Altun yaptım ben ondan.”
“ey şeytan, acı benim uzun sefaletime!

sürgünlerin değneği, icatçıların lambası,
asılanların ve suikastçıların papaz babası...”
(bkz: bodler)in Vasfi mahir Kocatürk tarafından tercüme edilmiş şiirlerinin bulunduğu 1957 basım tarihli kitap.

Ad. Van baver tarafından esas metinlerle karşılaştırılarak gözden geçirilen ve edouard chimot’nun beş resmi ile süslenen 1936 rombaldi lüks basımının 109 numaralı nüshasından tercüme edilmiştir.
“Yeryüzüne sürülmüş yuhalar içinde
Engel olur yürümesine dev kanatları”

Bodler’in konfüçyus’un “üstün insan”ını selamladığı satırlar.