bugün

bu büyük bilim insanının dini düşünceleri hep tartışılagelmiştir.herkes kendi inançları içine hapsetmiş, belli inançları olan insanlar yazılarından cımbızlayarak işlerine yarayacak bölümleri kullanıp kendi inançlarına kanıt olarak göstermişlerdir sözlerini. bu tartışmaya son noktayı da yine kendisi koymuştur oysa kitaplarında, işte kaynaklarıyla albert einstein'in dini düşünceleri:

Duyabileceğimiz en güzel şey, hayatın esrarlı yanıdır. Sanatın ve gerçek bilimin beşiğinde bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen, dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse, ne de olsa, ölü ve gözü kapalı gibidir. Hayatın sırlarıyla karşı karşıya gelmek, korku ile de karışarak dinleri yaratmıştır. Ulaşamayacağımız bir şeylerin var olduğunu bilmek, ancak en ilkel bir biçimde anlayabileceğimiz en derin aklın ve en parlak güzelliğin belirtilerini görmek, bu bilgi ve bu gerçek dindarlığın ta kendisidir. işte bu anlamda, ve yalnız bu anlamda, derinden dindar olan insanlara katılıyorum. Kendi yarattıklarını cezalandıran ya da ödüllendiren, biz insanlarınkine benzer istekleri olan bir Tanrıyı benim aklım almaz. Bedeni ile öldükten sonra yaşayabilecek bir insan da düşünemem. Zayıf yürekliler, korku ya da gülünç bir bencillikle bu çeşit düşünceleri beslesinler istedikleri kadar. Hayatın sonsuzluğundaki sır ve gerçeğin akılları aşan kuruluşuna bakış, bir de tabiatta kendini gösteren aklın, ne kadar küçük olursa olsun, bir parçacığını kavramak için göstereceğimiz o içten çaba yetiyor bana. (dünyamıza bakış (alan yayıncılık) sayfa 6-11 )

Tarihsel açıdan insan bilimle dini anlaşmaz iki kutup gibi görebilir ve bunun nedenini anlamak da zor değildir. Nedensel yasanın bütün olayları yönettiği gerçeğine ermiş birisi kozmik oluşumun ilerlemesinde araya giren bir varlık düşüncesini kabul edemez. Tabii nedensellik varsayımını ciddiye alıyorsa. Korku dini gibi toplumsal ve ahlaksal dinin de yeri yoktur onun düşücesinde. Ödül ve ceza veren bir Tanrıya aklı yatmaz. Şundan ötürü ki insan sıkı bir takım dış ve iç yasaların etkisindedir de cansız bir nesne nasıl devinimlerinden sorumlu değilse o da Tanrıya karşı sorumlu değildir. Bu yüzden ahlâkı baltalıyor diye bilime çatmışlardır tabii haksız olarak. insanın ahlaksal davranışı başkalarının acısını paylaşmasına eğitime ve toplumsal ilişkilere etkin olarak bağlanmalıdır. Bu davranışın dinsel bir temele hiç de ihtiyacı yoktur. insanların yalnız ölümden sonraki ceza korkusu ve ödül umudu ile kendilerini tutabileceklerini düşünmek insanlık için hiç de övünülecek bir şey değildir. işte bu nedenlerden ötürü kiliselerin niçin bütün çağlarda bilimle savaştığını ve bilimden yana olanlara işkence ettiğini anlamak kolaydır. ( Ideas and Opinions Fikirler ve Tercihler: sayfa 49-54)

Bilimin derinlerine inerseniz, kendince bir dinselliği olmayan bir bilim kafasına zor raslarsınız. Ama bu din duygusu, basit insanlarınkinden apayrıdır. Böyleleri için Tanrı, iyilik beklenen ve cezasından korkulan, ne kadar saygın olursa olsun, kişisel ilişkiler kurulan bir varlıktır; çocuğun babasıyla olan ilişkisine benzer yücelmiş bir duygu.

Oysa, bilgin bütün olup bitenlerin nedensel bilincine varmıştır. Onun gözünde gelecek geçmişten ne daha az zorunludur, ne de daha belirli. Ahlâk onun için Tanrı ile değil, tamamen insanla ilgili bir iştir: Onun din duygusu, tabiat yasalarının düzeni karşısında şaşkın bir hayranlıktır. Çünkü, tabiatta öylesine yüksek bir akıl kendini göstermektedir ki, insanın en ince düşünceleri ve buluşları, bu aklın yanında sönük bir bölge gibi kalır. Bu duygu, bencil isteklerinin köleliğinden kurtulabildiği ölçüde, hayatının ve çabalarının ana yolu olur. Bu duygu, bütün çağlarda yaratıcı din adamlarının içini dolduran duygunun benzeridir. (din duygusu ve araştırma : sayfa 19)

bu güzel düşüncelere katılmamak elde değil doğrusu...
einstein dindar bir yahudidir.
http://www.youtube.com/watch?v=xoRqUT6T7Kk olayı bitirecek türden bir videodur.
http://www.youtube.com/watch?v=xoRqUT6T7Kk

bu video tamamen bir şarlatanlık örneğidir. makedonya'da, okullarda tekrar din eğitiminin verilmesi için başlatılan bir kampanya amacı ile çekilmiş bir hayali senaryoya sahip kısa filmdir. öncelikle hikaye gerçekten yaşanmışmıdır ? hayır. bu diyalog bir şehir efsanesidir. biraz araştırılırsa bu hikayenin 2004 yılında ortaya çıktığı ve daha öncesine dair bir kaynak bulunmadığı görülür. Bununla birlikte 1999'da Einstein'in adı geçmeden aynı hikaye farklı kişi adlarıyla yayınlanmış ve internette dolanmıştır. daha önceden var olan hikayenin dikkat çekmesi ve ilgi görmesi için sonuna Albert Einstein ismi konuvermiş.

işte diğer versiyonları :
hristiyan versiyonu:
http://www.youtube.com/watch?v=iGdeXXC4hSQ
bu da müslüman versiyonu :
http://hasnain.wordpress....-professor-and-a-student/

bahsi geçen diyalogdaki argümanın saçmalığı için ise :

(bkz: einstein in hocasına cevabı)