bugün

ekranlarda görünce bulantıya neden olan iki konsept. her yıl en az 9-10 dizi var böyle.
türkler nedense vazgeçemez, kafa yormadıkları için izlemesi zevkli gelir. her yaz 2-3 tane yapılır bundan.
Yemin ederim, abartmıyorum, her ikisinden de tiksiniyorum. Birisi sanki köy yaşantısı bütün gün makara kukara yapmak gibi gösterir; diğeri de aşk kavramının içini boşaltır. Gebererek bitmeniz ümidiyle.
vs'yi koyun televizyona onu izlemezsem şerefsizim...

vs alır.
ege köyü dizileri aşağı yukarı birbirinin aynıdır. romantik komediler ise güney kore dizilerinden çalıntıdır.
Bir sene süren, sene sonu gösterisi gibi sürekli aynı oyuncuların oynadığı dizilerdir.
Aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp önümüze koymaktan ne zaman vazgeçecekler büyük merak içindeyim.
ikisi de kusturacak noktadadır.
ikisi de herkesin her nasılsa çok bilge olup her nedense ağır bir doğu şivesiyle konuştuğu bol acılı ve ağlamalı aşiret dizilerine tercih edilir.
Yaa bi "keşanlı ali destanı" vardı. ne güzel diziydi. En azından haldun taner'in orijinal eserine sadık kalınmıştı. Macaristan'da da çok popülermiş o dönem. Macar bir tanıdık keşanlı ali'yi facebook profil fotoğrafı olarak kullanıyordu. Hey gidi günler.
üçüncü türü de hamile odaklı kadın draması. yaklaşık 3 yıldır falan türk dizisi izlemiyorum.
Her yaz bize musallat olan gavat dizilerdir.
ege köyü dizisinin iyisi iyi olabiliyor yeşil deniz gibi. ama bu romantik komedilerin hepsi birbirinin aynısı. hepsi de saçma ve ilkokul düzeyinde. yaz geldi mi tv açmıyoz bunlar yüzünden.
al birini vur ötekine. alışkanlık haline geldi olmadığı zaman eksik hissediyoruz mu sanıyorlar nedir ?
genelde romantik komediler çabuk yayından kaldırılıyor. çünkü konu genelde iki kişinin kavuşmaması, birbirini seven iki kişi bir şekilde kavuşur, o yüzden bu diziler tutmuyor, ilerlemiyor.
birbirinin aynısı 1 milyon tane yapınca sıkılacaklar galiba. 3 yıl önceki diziyi tekrar yapıyorlar. sonra tekrar, tekrar, tekrar...