bugün

zihin felsefesi. * *
Zihin felsefesi, zihin, zihinsel olaylar, zihinsel işlevler, zihinsel özellikler, bilinç ve bunların fiziksel bedenle, özellikle beyinle ilişkilerini inceleyen felsefenin bir alt araştırma koludur. Bedenin zihinle ilişkisi bakımından zihin-beden sorunu, zihnin doğası ve onun fiziksel bedenle ilişkili olup olmadığı gibi diğer sorunlara rağmen, zihin felsefesinin merkezinde yer alan bir sorun olarak görülmektedir.
Zihin felsefesinden önce, zihnin tanımlanması gerekir. Zihin, insan beyninin düşünme, algılama, muhakeme etme, duygu, davranışla ilgili süreçleri kapsayan etkinliklerinin toplamıdır. Ruhbilim felsefesiyle ortak konuları varsa da zihin felsefesinin özellikle uğraştığı kavramlar farklıdır. Günümüzde dil felsefesiyle birlikte en aktif felsefe dalı zihin felsefesidir. Bazı felsefeciler, zihin felsefesinin aynı zamanda beyin felsefesi olduğunu ileri sürmüşlerdir.
ikicilik (dualism) ve tekçilik (monism) zihin-beden sorununun çözümüne yönelik iki büyük düşünce ekolüdür. ikicilik, Platon, Aristotales ve Hint felsefesindeki Sankhya ve Yoga ekollerine kadar geri götürülebilir. Ancak sorun en kesin olarak 17. yüzyılda Descartes tarafından formüle edildi. Töz ikiciler (substance dualist) zihnin bağımsız bir töze sahip olduğunu savunurlar. Nitelik ikiciler (property dualist) ise zihnin farklı özelliklere sahip olmakla birlikte ayrı bir tözü olmadığını iddia ederler.
Tekçilik (monism) ontolojik olarak zihin ve bedenin ayrı olmadığını iddia eder. Bu görüş Batı felsefesinde ilk kez MÖ 5. yüzyılda Parmenides tarafından dile getirilmiş, daha sonra 17. yüzyılda rasyonalist Baruch Spinoza tarafından da benimsenmiştir.

kaynak: vikipedi.
sloganı "Anlam kafada değildir." olan Anlam Kuramı. bu kurama göre; Sözcüklerin anlamları salt o sözcükleri kullananların kafasında olup bitenlerle değil dış dünyada ne olup bittiğiyle de ilgilidir.

bunun dışındaki diğer anlam kuramları;

(bkz: Öznelcilik), Bir Sözcüğün Anlamının insanın Zihninde Ya Da Beyninde Yer Aldığını Savlar.

(bkz: Gerçekçilik), Anlamın Dilden Ve insan Zihninden Bağımsız Soyut Bir Varlık Olduğunu Savunur.

(bkz: Bütüncülük), Sözcüklerin Anlamlarının Tek Tek Değil Bir Dilin Kavramsal Çerçevesi içinde Bir Bütün Olarak Kurulduğunu Savunur.

(bkz: Doğrulamacılık), Bir Tümcenin Anlamının O Tümcenin Doğruluk Koşullarında Yattığını iddia Eder.

(bkz: Davranışçılık) Anlamın Sözcükleri Duyduğumuzda Gösterdiğimiz Gözlenebilir Davranışlarda Yattığını Öne Sürer.

(bkz: Doğalcılık) Her Şeyin Doğa içinde Bilimsel Bir Açıklaması Olduğu Görüşünü Savunur...

https://alonot.com/anlam-...ari-felsefe-ders-notlari/