bugün

--spoiler--
güneş sistemi'ndeki bu muhteşem dengenin yanısıra üzerinde yaşadığımız dünya gezegeninin bu sistem ve genel olarak uzay içindeki yeri de yine kusursuz bir yaratılışın varlığını göstermektedir.

son astronomik bulgular sistemdeki diğer gezegenlerin varlığının dünya'nın güvenliği ve yörüngesi için büyük önem taşıdığını göstermiştir. jüpiter'in konumu buna bir örnektir. güneş sistemi'nin en büyük gezegeni olan jüpiter varlığıyla aslında dünya'nın dengesini sağlamaktadır. astrofizik hesaplamalar jüpiter'in bulunduğu yörüngedeki varlığının sistemdeki dünya gibi diğer gezegenlerin yörüngelerinin istikrarlı olmasını sağladığını ortaya çıkarmıştır. jüpiter'in dünya'yı koruyucu ikinci bir işlevini ise gezegen bilimci george wetherill "jüpiter ne kadar özel" adlı bir makalede şöyle açıklar:

jüpiter'in bulunduğu yerde eğer bu büyüklükte bir gezegen var olmasaydı dünya gezegenler arası boşlukta gezinen meteorlara ve kuyrukluyıldızlara yaklaşık bin kat daha fazla hedef olurdu... eğer jüpiter olduğu yerde olmasaydı şu anda biz de güneş sistemi'nin kökenini araştırmak için var olamazdık.(1)

kısacası güneş sistemi'nin yapısı insan için özel bir tasarıma sahiptir.

biraz daha ileri gidelim ve güneş sistemi'nin evren içindeki yerinden söz edelim. güneş sistemi başta da belirttiğimiz gibi samanyolu galaksisinin merkezinde değil dev kollarından birinin kıyısında yer almaktadır. acaba bu bizim için nasıl bir avantajdır? michael denton nature's destiny (doğanın kaderi) adlı kitabında bu konuda şöyle yazar:
son derece çarpıcı olan bir başka gerçek evrenin sadece bizim varlığımıza ve biyolojik ihtiyaçlarımıza olağanüstü derecede uygun olması değil aynı zamanda bizim onu anlamamıza da son derece uygun olmasıdır... güneş sistemimiz'in bir galaktik kolun kıyısında bulunması bizim geceleri gökyüzünü inceleyerek uzak galaksileri görebilmemizi ve evrenin genel yapısı hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. eğer bir galaksinin merkezinde yer alsaydık hiçbir zaman bir spiral galaksinin yapısını gözlemleyemez ya da evrenin yapısı hakkında bir fikir sahibi olamazdık.

bir başka deyişle evrenin fiziksel yasaları gibi dünya'nın uzaydaki konumu da bu evrenin insan yaşamı için tasarlanmış olduğunu gösteren kanıtlar içermektedir.
yani evrenin allah tarafından yaratılmış ve düzenlenmiş olduğu apaçık bir gerçektir.

kimi insanların bunu kavrayamamalarının nedeni samimi ve ön yargısız bir biçimde düşünememeleridir. oysa samimi olarak düşünen her akıl sahibi insan evrende hiçbir şeyin amaçsız ve başıboş olmadığını "biz gökyüzünü yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak yaratmadık. bu inkâr edenlerin zannıdır..."ayetiyle bildirildiği gibi allah tarafından insan için yaratılmış ve düzenlenmiş olduğunu anlar. (sad suresi 27)

bu derin kavrayış bir başka kuran ayetinde şöyle tarif edilmektedir:

şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten deliller vardır. onlar ayakta iken otururkenyan yatarken allah'ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (ve derler ki: "rabbimiz sen bunu boşuna yaratmadın. sen pek yücesin bizi ateşin azabından koru." (al-i imran suresi 190-191
--spoiler--
--spoiler--
kısacası güneş sistemi'nin yapısı insan için özel bir tasarıma sahiptir.

--spoiler--

den itibaren bilimselliğini yitirmiş önerme. zaten ilk paragraftaki "yine kusursuz bir yaratılışın varlığını göstermektedir." kısmında bu bilimsellik epey sarsılmış idi.

neden derseniz, önermenin bu ve bunun gibi diğer kısımları, herhangi bir bilimsel dayanak olmadan bilimsel keşiflerin içine inandığı şeyi sokuşturma çabasıdır. ha, bilimsel olarak bir kanıt bulursun (al-i imran veya sad suresinden başka) o zaman paşa paşa savunursun burada yaradılışı veya akıllı tasarımı veya artık neyse adı. ama bu şekilde hiçbir anlam ve bilimsellik ifade etmez bunlar. bilakis, her keşifin ardından kuran'dan bir ayet seçip de biz demiştik demek ne bileyim artık kafa ütülüyor resmen. sen kuran'dan yola çıkarak bir şey bulabildin mi? yani demem o ki sayıp dökülen ayetlerden "hmm bu sanırım jüpiter'i işaret ediyor, dur bunu araştırayım ben bilimsel olarak" dedin mi? hayır? diyebilecek misin peki?

ayrıca işin komiği bu dini büyük göstermiyor, aksine küçük gösteriyor. her ne ise...
- abi şu kulağın alt kısmında bi çıkıntı var ya çok iyi bir şey ya. kulaklıklar nasıl dururdu o olmasaydı. işte bu kusursuz bir yaratılış varlığını göstermektedir.

+ saat de geç oldu. hadi yat abicim sen.
imkansız hesaplamalar bunlar dedirten olaylardır. yani ne gibi ölçerlerle bunları ölçmüşlerdir düşündürür.

--spoiler--
jüpiter'in bulunduğu yerde eğer bu büyüklükte bir gezegen var olmasaydı dünya gezegenler arası boşlukta gezinen meteorlara ve kuyrukluyıldızlara yaklaşık bin kat daha fazla hedef olurdu... eğer jüpiter olduğu yerde olmasaydı şu anda biz de güneş sistemi'nin kökenini araştırmak için var olamazdık.
--spoiler--

safsata...
Fevkalade önemli bir konu olmasının yanında, ateistlerin ölsem de inanmam! Şekilcilikleri ile kirletmeye çalıştıkları gerçeklerdir.
ateist laikçi kemalistlerin inanmamak için saçmaladıkları konumdur. dünyanın uzayda bir konumu vardır ve bu yaratılışın ispatıdır !
benim üstünde durduğum noktacıktır sadece. (bkz: duruyor işte elleme) *
ademoğulları için indirildiği cennete merdiven olma özelliğini taşıyan, sürgün ve öğrenme yerini tanımlayan konumdur.

--spoiler--
allah buyurdu: 'sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?' iblis dedi: 'ben ondan hayırlıyım. beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.' buyurdu: 'o halde in oradan. senin haddine mi orada büyüklük taslamak! hadi çık! sen alçaklardansın.' dedi: 'insanların diriltileceği güne kadar bana süre ver.' buyurdu: 'süre verilenlerdensin.'

dedi: 'beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım.' 'sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından musallat olacağım. birçoklarını şükreder bulamayacaksın. allah buyurdu:'çık oradan. yenik düşmüş ve kovulmuş olarak. onlardan sana uyan olursa yemin olsun ki, cehennemi tamamen sizden dolduracağım.'ey âdem! sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz. .......o ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. rableri onlara seslendi: 'ben size bu ağacı yasaklamadım mı? ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?'. 'ey rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız.' buyurdu: 'kiminiz kiminize düşman olarak inin. yeryüzünde belirli bir süreye kadan mekân tutmanız ve nimetlenmeniz öngörülmüştür.' buyurdu: 'orada hayat bulacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız.'

ey âdemoğulları! şu bir gerçek ki size, edep yerlerinizi örtecek giysi de indirdik, süs ve gösterişe yarayacak giysi de... ama korunup sakınmaya yarayan giysi en hayırlısıdır. işte bu, allah'ın ayetlerindendir. düşünüp öğüt almaları umuluyor. ey âdemoğulları! şeytan, ana-babanızı, edep yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın size de bir fitne musallat etmesin. çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. biz o şeytanları, inanmayanlara dostlar yaptık. (araf suresi 12-27 ayet.)
--spoiler--
(bkz: uranüsü geç kime sorsan gösterir)