bir engin ardıç kitabıdır. şimdiki, -nasıl söylesem- akp şakşakçısı tavrından eser yoktur. dönemin imparatoru özal'a yalakalık yapmak gibi çabası yoktur. etrafındaki insanları ağır alaya alır bu kitabında.

izlenimlerini aktarır. ki o izlenimler, 80'ler türkiyesini pek bir güzel ifade eder. bu kitapta bugün pek bir ünlü olan bir çok simanın dedikodusunu bulabilirsiniz.

evet engin ardıç buna izlenim dese de bu bildiğimiz dedikodudur. ancak kötü müdür, tabi ki hayır. engin ardıç bugünkü şöhretini o yıllarda yaptığı süper yazarlığa borçludur. işte bu kitapta bu kral yazarlığı bulabilirsiniz.

o yıllarda ardıç, henüz, çetin altan abisi gibi hak etmediği maaşı tırışkadan yazılarla kazanmıyordur.üç kuruş için pulitzerlik köşe yazıları döktürüyordur. bakmayın şimdi yaptığı akp taraftarlığına, o yıllarda kalemini elinin devamı gibi kullanan ardıç, genç olmasına rağmen babıali'nin en kıymetli yazarlarından biri olmuştu. şimdi yaptığı mirasyedilik. bugünkü köşe yazılarını okuyup, "ya süper ağğğbi bak nasıl küfür ediyor adam", "helal valla" demek için ya bi bok bilmemek ya da küfür eden birini okumaktan andavalca zevk alan bi hıyar olmak gerekir.

engin ardıç 80-90'larda da küfür ederdi, hem de bugünkü küfürbaz denilen insanın on misli ederdi zamanında.

ama yazı da yazardı.

son yıllarda engin ardıç neden köşe yazısı yazmıyor sahi?

he akşam gazetesi ve sabah'daki yazarlığından mı bahsediyorsunuz *?

(bkz: bırakın allah aşkına)
öyle edebi bir eser falan değildir. bir çok köşecinin yaptığı gibi kimi yazılarından derleme, kimi de tanıklık ettiği ilişkilere dair yazdıklarını kapsayan bir kitap. sanki öç almak amacıyla yazılmış duygusu uyandırıyor. vakti zamanında içtiği su ayrı gitmeyen dostların n(!) yatak hikayelerine varana kadar anlatmış. kim kimleymiş, kim kimi aldatmış falan. bunları da erkek egemen bir bakış açısıyla ve diliyle anlatmıştır.

babıali'nin ipliğini pazara çıkarmış da zart da da zurt da da. basit bir dedikodu kitabı. öyle babıalinin sermaye yapısıymış, manüplasyonlarıymış gibi analizler beklemeyin yani. her kurumda yaşanan çekişmeler, dedikodular yani.

ben hazetmem böyle birileriyle vakti zamanında her şeyi paylaşıp, yollar ayrılınca intikam amaçlı o günün koşullarında yaşanmış şeyleri sonradan bülbül kesilip anlatan kişilerden. dürüst bulmam. söyleyebiliyorsan vaktinde söyle, vaktinde eleştir. ondan sonra mahallenin dedikoducu teyzeleri gibi bir tür kendini tatmin amaçlı yazmanın kıymeti harbiyesi yoktur gözümde.

bu kitap ta onlardan biri.