bugün

Türkiye diken gibi bir ülke. Herkese batıyor demekki. iyi de bunu herkes biliyor da bizimkiler niye anlamıyor ve ona göre hareket etmiyor? Esas mesele bu. Madem bildiğini okuyacaksın o halde kitabına uydurman ve gerekli tedbirleri alman lazım gelmez mi? Gelir. Geleneksel tüm Savaş kurallarına göre savunma hattı sağlam ikame edilmeden yapılan her saldırı intihardır. Ama baskın basanındır demiş. Demiş te baskında komple düşmanı yok edemediysen o baskın değildir, vurkaçtır o. Olması gereken bu. Yoksa sadece düşmanı uyandırır daha iyi tedbir almasını, birleşmesini ve seni köşeye sıkıştırmasını sağlarsın ancak. Kurnazlık var ama doğru bir akıl ve Planlama yok. Olsa da sağlıklı değil. Kafana göre icraat işleyip sonra vay herkes de bize düşman zaten canım demek yada sonra kırık döküğü tamir etmek yerine oyunu kuralına göre oynamak daha akıl kârı değil mi? Bu kafayı çalıştırmak yerine kafayı kuma gömmekten başka nedir ki? Yada orman kanunu, güçlülerin dünyası, bu arada kimin ne hali varsa görsün. Ne yapalım canım, kırık dökük hallederiz bir şekilde. Nasıl olsa biz her türlü kıvırırız bu işi. Hee olur. Ya kıvıramazsan? Ya herşey yolunda gitmezse? Ya dağılırsan? Yok. Bu iş öyle olmaz. O halde bu işin sonunda esas kim zarar görecek peki? Hepimiz. Ee o zaman ne anlamı kalır bu işin? Adil olmayan devletler büyüse de çabuk yıkılır. Bir ülkede hukuk var ama adalet yok. Sosyal adalet de yok. Yani hukuk ve ekonomi en büyük iki silah. Büyük devlet olmanın yolu tarihin her döneminde farklılıklar arzetse de seçilen bu yol selametli değil ve gidişat hiç hayra alamet değil..