bugün

2011 güney kore yapımı dram filmidir.
aman kore yapımı deyip geçilmemesi gereken, izlenilesi filmdir.
insanlıktan utandıran, gerçek bir olayı anlatan yapımdır.

--spoiler--
Mücadele etmemizin sebebi dünyayı değiştirmek değil, dünyanın bizi değiştirmesine izin vermemek için.
--spoiler--

edit: amaçsız, gereksiz onca film izlerken bu filmi neden izlenmesin?
izlenmesi gerken bir film. hos ben bazi sahneleri izleyecek kadar cesur degildim. ve izledikten sonra guzel ulkemizde olanla orda olanin farki var mi diye dusunulmeli. ben bi tane buldum mesela bizdeki daha sistematik onlar baya amator geldi bana.
harikulade film. her ne kadar kore filmleri insanın ömründen ömür götürüyorsa da bağımlılık yaptığı da kesin. yatılı bir sağırlar okulunda yaşanan cinsel istismarı, insanların bu olaya bakışını, rüşvet çarkını, geçim sıkıntısı ve bu iğrenç olay arasında kalmış öğretmenin bocalayışını çok iyi anlatmış filmdir. hele o çocukların oyunculukları o kadar mükemmel ki film seyrettiğinizi unutmanız olağandır. yeni seyretmedim, bu yüzden daha ayrıntıya giremiyorum. yaşanmış bir olayı anlatan bu filmi kaçırmayın derim.
filmi bu kadar geç izlediğim için öncelikle kendimden özür diliyorum.

filmin en çarpıcı yanı; anlatılan hikayenin 2005 yılında bir işitme engelliler okulunda yaşanmış olan gerçeklerden alınması. film, gang ın ho’nun (yoo gong) hasta kızının tedavisi için evinden uzakta, moojin’de bir işitme engelliler okulunda öğretmenlik yapmasıyla başlıyor. zamanla okulda çocuklara şiddet uygulandığını ve onlara kötü davranıldığını farkediyor. akabinde moojin insan haklarını koruma merkezi'nde çalışan seo yoo jin (yi mi jeong) ile birlikte bu kötü muameleyi ortaya çıkarmak için çabalarken; çok daha korkunç bir gerçekle yüz yüze geliyorlar.

yoruma gelecek olursak, çarpıcı bir şekilde anlatılması, bazı sahnelerin (her ne kadar ürpertici, rahatsız edici olsa da) gösterilmiş olması bence çok iyi olmuş. gerçek yaşamdan uyarlanması zaten insanı derinlere sürüklüyorken, üstelik oyunculuğun ve senaryonun akışı ile sizi alıp götürüyorken tam oscarlık film diyorsunuz. filmi izlerken o kadar gerildim ki 4 defa durdurdum kendime gelmek için. korkuyu, sevinci, hüznü, şaşkınlığı, çaresizliği, tükenmişliği, umudu.... ve daha nicelerini, izlerken yaşıyorsunuz. paranın güç sayıldığı bu yüzyılda, her şeye rağmen mücadele etmenin nasıl da kıymetli olduğunu bize göstermiş oldu. "polis daima vatandaşın yanındadır", "özgürlük, eşitlik, adalet" cümlelerine ironi bir gönderme yapması da filmi güçlü kılan detaylardan. yüreğimin en derinlerine sakladığım filmlerden biri olacak. eminim etkisinden uzun bir süre çıkamayacağım....

işini doğru yapan hukukçulara saygım sonsuz lakin dostoyevski'nin şu sözü de aklıma gelmiyor değil; "avukatlar, kiralık vicdanlardır."
izlerken yüreğinizden bir şeyler koparan 2011 yapımı Kore filmi.
izleyenin sağlam psikolojisi olması gerektiğini düşünüyorum.
Aşırı rahatsız eden ve dişlerimi sıka sıka izlediğim, yastıkları yumruklayarak, sinirden gözümün dönmesine sebep olan bir film.
Adaletini sikeyim dünya. Bıktık din arkasına saklanan sapıklardan ve dincilerin bunları koyun gibi desteklemesinden.
Anasını avradını sikeyim böyle dünyanın. izlemeyin amk.