bugün

her edebi akim gelistigi toplum ve doneme ait karakteristikler barindirir bunyesinde. dolayisiyla yazilan her siirde o donemde yasanan asklar, acilar, bazen politik olaylar vb. olaylarin yansimalari bulunur. divan siiri ise gercek bir edebiyattir ve dil ve o dile ait kelimeler manayla orulur ve adeta dans ettirilir.

bir misal: enveri bir siirinde soyle der:

"nideyim sahn i cemen seyrini cananim yok
bir yanimca salinir serv-i hiramanım yok"

"bir yanimda salinarak yuruyen yar olmadiktan sonra, yesilliklerle dolu bag bahceyi seyredip ne yapayim"

gunumuze uyarlayinca soyle bir mana verilebilir: "yanimda soyle tas gibi, uzun boylu, sarisin. mavi gozlu cillop gibi bir manita olmadiktan sonra, ne yapayim ben camlica tepesinde oturup bogaz manzarasi izlemeyi."

ya da ustad'in isi emmeye getirdigi su beyit:

"emdirir gerci lebin vaslina canlar verene
leb-i can bahsini emsem demeye canim yok"

"gerci kavusma ugruna canini verecek olana dudagini emdirir ama canlar bagişlayan dudagin emeyim diyecek halim yok."

bu beytin aslinda manasi gunumuzde daha aciktir. tabii enveri'nin oldugu donemde boyle seyler ancak edebi bir uslupla soylenebilirdi ama bu donemde kur yapmak pek tercih edilmez, direkt mevzuya gelinmesi istenir. o yuzden soyle yorumlayabiliriz bu beyiti:

"canim istiyor ama halim yok. vereceksen ver, vermeyeceksen su an senle hic ugrasacak durumda degilim." mevzu budur. simdi gunumuzun ozellikle rock parcalarinin ve pop muzik eser(!) lerinin sozlerini dusunup, bunlarin divan siirinde karsiligini dusunelim. nerden nereye...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar